Bilgisayarımın başında, Mülkiye'nin önündeki gösteriyi izliyorum. Üniversitedeki tasfiyeler protesto ediliyor.
Baskılar bizi yıldıramaz! Saray'ın İbiş'i olmayacağız. Rektör istifa!
Yıllar öncesi gözümün önüne geliyor. 1960 yılı baharıydı. Sanki tarih öncesi... Ankara Atatürk Lisesi'nde öğrenciydim. Bir gün dersteyken sınıfın kapısı açılmıştı.
Mülkiye'yi bastılar, Cebeci'de abilerimizi vuruyorlar, ne duruyorsunuz, hadi yürüyün!
Öğretmenimize bakmıştık, o da başını önüne eğince fırlayıp koşmaya başlamıştık. Sıhhiye'yi geçtikten sonra Kurtuluş Meydanı'nda asker durdurmuştu bizi, gençlerden oluşan büyük kalabalığı... 16 yaşındaydım, ve bu benim ilk siyasal eylemimdi. Türkiye foku fokur kaynarken, 27 Mayıs darbesi yaklaşıyordu. Aradan tam 57 yıl geçmiş... Ama geçmiş hâlâ geçmiş değil, sanki hâlâ aynı tarih yaşanmakta... Ya da tarih hâlâ bizi bırakmıyor, paçalarımızdan çekmeye devam ediyor. Ne hazin. Mülkiye'de benim de hocalığımı yapmış olan Prof. Dr. Korkut Boratav demiş ki:
1948’de babamı attılar üniversiteden, tek parti dönemiydi. 1980’de, 12 Eylül'de de beni attılar. Bugün de son asistanım Doç. Dr. Nilgün Erdem'i üniversiteden attılar. Her dönem biraz daha gaddarlaşıyorlar. Şu anda yapılan 12 Eylül askeri yönetiminden de, diğerlerinden de daha kötü...
Sevgili hocam haklısın. Bu devlet bir türlü demokrasi ve hukukla tanışamadı. Yıllar geçti hala aklımızı demirden bir cenderede esir olarak tutmaya çalışıyor ve bunu yaptıracak despot kadroları her dönemde bulmayı başarıyor.
Farkındayım, kendimi tekrar edip duruyorum ama başka ne yapabilirim ki
Kısacası, hep aynı hoyratlık... N'apalım?.. 1960'ların Mülkiye'si bana itiraz etmeyi öğretmişti. Kurulu düzeni kabullenmenin değil, sorgulamanın ipuçlarını vermişti 1960'lı yıllarda. Sosyal adalet, dayanışma fikirleriyle tanıştırmıştı beni... Mülkiye'nin merdivenlerindeki protesto gösterisi içimi ısıtıyor. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Erdal Eren konuşuyor:
Mülkiye Marşı, vatanın gözyaşlarını dindirme isyanını içerir. 157 yıldan beri öğrencileri ve hocalarıyla bu isyanın takipçisi olmuştur. Tarihimizdeki en acı günlerden birini yaşıyoruz. Çok değerli hocalarımız okulumuzdan ihraç edildi. Hocalarımızın ihracını gerektirecek hiçbir neden yoktur. Biz mülkiye mezunları olarak sonuna kadar hocalarımızın yanındayız, dayanışma halindeyiz.
CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, bir gecede tüm muhalif seslerin bastırılmak istendiğini belirterek şöyle diyor:
Bu hükümet muhalif olan herkese düşman, herkesi susturmak istiyor. Mülkiye öğrencileriyle bu ülkenin aydınlığıdır. Korkmak yok! İnançsızlık yok! Bizler Meclis’te ve sokakta sizlerleyiz. Akademisyen arkadaşlarım ve bu okulda okuyan arkadaşlarım hep birlikte direneceğiz.
CHP milletvekili Mustafa Akaydın konuşuyor:
Beş yılımı bu üniversitenin çatısı altında geçirdim. Geçmişte yine öğretim üyelerinin üstüne tanklarıyla, toplarıyla, TOMA’larıyla geldiler. O zaman ihraç edilen tüm öğretim üyeleri tarihte şanlı bir yere sahip oldular. Şimdi de gurur duyduğumuz bilim insanları olarak aramızdalar. Ben inanıyorum. Bugün eziyet çeken öğretim üyelerinin hepsi tarihte şanlı bir yere sahip olacaklar.
Sözü uzatmak istemiyorum. Üniversitedeki tasfiyelere ses çıkarmayanlar utansın! Bu memlekette 15 Temmuz'dan beri 'Devlet el değiştirirken' susanlar utansın! Saray iktidarı karşısında boyun eğenler, biat edenler utansın! Farkındayım, kendimi tekrar edip duruyorum ama başka ne yapabilirim ki?.. HDP milletvekili Mithat Sancar'ın Meclis'teki çok çarpıcı konuşmasında dediği gibi "Bu harami saltanatı bitecek!" Bitecek, hiç kuşkunuz olmasın!