Türk kamuoyu önce Kahramanmaraş merkezli ikiz deprem, ardından da altılı masada yaşanan siyasi depremi konuşurken, son bir aydır dış dünya ile ilgisini neredeyse tamamen kesmiş gibi görünüyor. Oysa bu dönem içerisinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgale yeltenmesi ile başlayan savaş 24 Şubat’ta bir yılını doldurdu. İran’da önemli gelişmeler yaşanıyor. Rejim tarafından idam edilen göstericilerin sayısının 100’e, esrarengiz bir şekilde zehirlenen kız öğrencilerin de 5 bine yaklaştığı söyleniyor. Nükleer silah yapabilmek için gereken uranyum zenginleştirilmesinde ciddi mesafeler kaydedilmiş. Batı, İran’a nasıl bir tepki göstereceğine bir türlü karar veremiyor. İsrail’de halk sokaklarda Netanyahu’nun tek adam olma girişimlerini protesto ediyor. İsrail’in fırsattan yararlanarak bir oldu bitti yaratması olasılığı var. Gürcistan’da hükümetin sivil toplum kuruluşlarının dış kaynaklarının denetlenmesini öngören bir yasa tasarısı, muhalefetin sokak hareketleriyle engellendi. Rusya, Yeni START’dan da(Stratejik silahların sınırlandırılması Antlaşması) çekildiğini açıkladı. Dünya’da emsali görülmemiş bir silahlanma yarışı almış başını gidiyor. Komşu coğrafyalarımızda yaşanan tüm bu gelişmeler, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.
Dikkatlerden kaçan bir başka gelişme de, bu yıl Hindistan’ın dönem başkanlığını yaptığı G-20 Dışişleri Bakanlarının 1-2 Mart tarihlerinde Yeni Delhi’de gerçekleşen toplantısı oldu. G-20 Dünya’nın ekonomik açıdan en büyük 19 ülkesi ve Avrupa Birliği’nden meydana gelen bir oluşum. G-20 ülkeleri toplamda dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluştururken, dünya ticaretinin de yüzde 75’ini gerçekleştiriyor.1999’da ilk kez maliye bakanları ve merkez başkanları düzeyinde başlayan G-20 toplantılarına, 2008 yılında devlet/hükümet başkanları zirveleri eklendi. Daimi bir sekretaryası yok. Sekretarya hizmetleri yıllık rotasyon esasına göre değişen dönem başkanı ülke tarafından yürütülüyor.
Türkiye’nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı G-20 ile ilk kez 2002 yılında Hindistan’daki büyükelçilik görevim sırasında tanıştım. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerden sonra iktidara gelen AK Parti hükümetinde ekonomiden sorumlu bakan olarak görev alan Ali Babacan, ilk yurt dışı gezisini bakan olduktan birkaç gün sonra G-20 maliye bakanları toplantısına katılmak üzere Yeni Delhi’ye yaptı. Kendisini karşılamak üzere havaalanına gittiğimde tarifeli uçaktan elinde çantasıyla tek başına çıktığını gördüğümde çok şaşırmıştım. Resmi ikametgahta ağırladığım Babacan, uğurlamak için havaalanına gelmeme de izin vermedi. Özel uçak, koruma ordusu, 5 yıldızlı otellerin lüks suit odalarında konaklama gibi bakanlık nimetlerinden ne zaman yararlanmaya başladı bilemiyorum. Toplantı sırasında Babacan’ın ikili görüşmelerine o sıralarda büyükelçiler dışlanmaya başlanmadığından ben de iştirak ederek not tuttum. Fransız maliye bakanının, Babacan’ın izleyeceği ekonomik politikalara ilişkin açıklamalarını dinledikten sonra, ”Sizi çok etkileyici buldum. Ama uygulamalarınızı da görmek lazım” dediğini hiç unutmuyorum.
G-20 kurulduğunda Türkiye, Dünyanın en büyük 16. ekonomisine sahipti. Ancak Türkiye’nin bu konumu bugün tartışmalı bir hale geldi. Türkiye, Uluslararası Para Fonunun 2021 yılında hazırladığı bir rapora göre, 23.sıraya gerilemiş. Dünya Bankası verileri itibarıyla da 19.sırada görünüyor. Halen G-20 üyeleri arasında yer almaya devam eden Güney Afrika ve Arjantin artık ilk 25’e bile giremiyor. Buna karşılık İspanya, Hollanda ve İsviçre neden G-20’ye alınmıyor, anlaşılır gibi değil. Yakında birileri de çıkıp,” G-20 günün gerçeklerini yansıtmıyor. Dünya 20’den büyüktür.” derse, işimiz zor.
1 Ocak itibariyle dönem başkanlığını üstlenen Hindistan, G-20’nin bu yılki temasını, ”Tek Dünya, Tek Aile Ve Tek Gelecek” olarak belirlemiş. Hindistan’ın enformasyon teknolojisi alanında ulaşmış olduğu gelişmişlik düzeyini yansıtan mükemmel de bir web sitesi hazırlamışlar. Sitede Türkiye’nin 2008 yılındaki dönem başkanlığı sırasında düzenlenen toplantıların tüm belgelerini bile bulmak mümkün. Bir yandan da gayet usta bir şekilde Hindistan propagandası yapılıyor.
Türkiye’yi temsilen Mevlut Çavuşoğlu’nun katıldığı Yeni Delhi’deki Dışişleri Bakanları Toplantısı Rusya ve Çin’in, Ukrayna savaşına ilişkin iki paragraftaki yazımlara itirazları nedeniyle ilk kez nihai bildiri yayımlanamadan sonuçlandı. Toplantı çerçevesinde Rusya/Ukrayna savaşının başlamasından sonra ilk kez bir araya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken arasındaki görüşme 10 dakika sürmüş. Ne kadar içerikli bir diyalog yaşandığını varın siz tahmin edin.
Yeni Delhi’deki gelişmiş ülkeler toplantısının üzerinden bir hafta geçmeden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu kere Katar’da yapılan 5. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansına iştirak etti. En az gelişmiş ülkeler, BM kriterlerine göre belirlenen 50 ülkeden oluşuyor. Türkiye bu ülkeler arasında değil. Bir zamanlar en fazla yardım yapan ülkelerden biri sayılan Türkiye, ”Yükselen donör (bağışçı) ülke” olarak 2011 yılında 4.En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansına ev sahipliği yaptı. Afrika ülkelerinin bile çadır için kapısını çaldığımız şu günlerde, Doha’ya niye gidildi, onu da anlamış değilim. Çok yönlü diplomasi aşkımız bir türlü sönmüyor.
Devekuşuna benzemişiz. Ne deve olabiliyoruz,ne de kuş.
Hasan Göğüş kimdir?Hasan Göğüş, 1953 yılında Gaziantep'te doğdu. 1976'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.Diplomatik kariyerine 28 Nisan 1977'de başladı. Yurtdışında sırasıyla Yeni Delhi Büyükelçiliği'nde ikinci kâtip, BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği'nde başkâtip, Londra Büyükelçiliği'nde müsteşar, AGİT'te Daimi Temsilci Yardımcısı olarak çalıştı.Dışişleri Bakanlığı merkezde; Müşterek Güvenlik İşleri, Savunma Anlaşmaları ve Uygulama dairelerinde ikinci kâtiplik, müsteşar özel kalem müdürlüğü, Bağımsız Devletler Topluluğu Genel Müdürlüğü'nde Orta Asya Daire Başkanlığı, AGİT Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı, Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle ikili ilişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Merkezdeki son görevi sırasında Türkiye-Hollanda ilişkilerine katkılarından dolayı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından "Oranje- Nassau" nişanı ile ödüllendirildi.Büyükelçi olarak Türkiye'yi sırasıyla Yeni Delhi, Atina, Viyana ve Lizbon'da temsil etti. 23 Ekim 2018'de Dışişleri Bakanlığı'ndan emekliye ayrılan Hasan Göğüş, Uluslararası Kalkınma Hukuku Örgütü Danışma Kurulu ve Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliklerini sürdürüyor, T24'te dış politika konusunda yazılar yazıyor. Hasan Göğüş'ün ayrıca 42 yıllık meslek anılarını derlediği, Doğan Kitap'tan yayımlanmış "Zor Başkentlerde Diplomasi" isimli bir kitabı bulunmaktadır. |