Bir önceki yazımda Dijitalleşme ile Dijital dönüşüm kavramlarının farkını ve dijital dönüşüm sayesinde firmaların ve kurumların neler kazanabileceğini anlatmıştım. Dijital dönüşümün ilk adımı olan, strateji oluşturma ve iş süreçlerinin nasıl dönüştürüleceğine de bu bölümde değinmişti.
Bu yazı da dijital dönüşümün diğer adımlarını anlatmaya çalışacağım.
İKİNCİ ADIM: VERİ DEPOSU VE ANALİZİ
Yapay zekâyı işin içine dahil etmeden dijital dönüşümü gerçekleştirmek imkânsızdır. Dijital dönüşümün motoru yapay zekâ, yakıtı ise büyük veridir. Dolayısıyla şirketlerin ve kurumların ellerindeki her türlü veri değerlidir. Bu yüzden dünyadaki veri hacmi hızla büyüyor. Dünyadaki toplam verinin %90’ı son iki yılda üretildi. Dahası, her iki yılda bir elimizdeki veri miktarı ikiye katlanıyor.
Peki bu hızla büyüyen veriyi dünya nasıl kullanıyor?
Ne kadar çok veriye sahip olursanız, yeni içgörüler edinmenin ve hatta gelecekte ne olacağını tahmin etmenin yolunu açarsınız. Bu ise size, önünüzde duran ve fark etmediğiniz örüntüleri ve ilişkileri tespit etme olanağı verir. Dahası, veri noktaları arasındaki ilişkileri anlayabildiğimiz zaman, gelecekteki sonuçları daha iyi tahmin edebilir ve daha sonra ne yapacağınız konusunda daha akıllıca kararlar verebilirsiniz.
Dolayısıyla, kullanılabilen veri tam bir hazinedir. Kullanılamayan veri ise pahalı bir çöptür.
Veriyi etkili kullanabilmek için, öncelikle, iyi sınıflandırmanız ve veriler arası ilişkiyi iyi kurgulamanız gerekir. Ayrıca, elinizdeki veriyi zenginleştirmek için de toplamayı planladığınız veriyi çok iyi düşünüp, tasarlamalısınız.
Veri toplamak için belli başlı iki kaynak vardır:
1) İÇ KAYNAKLAR: Şirketlerin ve kurumların, yönetim ve üretim süreçlerinden elde edilen verilerdir. İç kaynaklar çok çeşitli ve çok zengindir. Muhasebeden insan kaynaklarına, satıştan üretime her departman sürekli veri yaratmaktadır. Muhasebenin yaptığı her bir ödeme, üretim bandındaki her işlem birer veridir. Bu veriler, şirket ve kurumların performans değerlendirmesinde, ürün ve hizmet üretimi planlamasında, yeni proje geliştirmesinde son derece yol göstericidir.
2) DIŞ KAYNAKLAR: Bu kaynaklar çok çeşitlidir. Ama öncelik, müşteriden gelen verilerdedir. Bu veriler, müşterinin, ürün hakkındaki düşünceleri, beğeni ve şikayetleri, beklentileri, satın alma davranışları, ürün kullanma alışkanlıkları, mesleği, gelir ve eğitim düzeyi gibi verilerdir. Bu verileri sosyal medya hesaplarından elde edeceğiniz verilerle zenginleştirebilirsiniz.
Bu kaynakların dışında, üçüncü parti şirketlerden veri satın almak da mümkündür. Bu konudaki yeni trend, Artırılmış Veri Analitiğidir. Ham veri kaynaklarından veri toplama, bu verileri hazırlayıp temizleme, tarafsız analitik modelleri oluşturma ve içgörü üretip ihtiyacı olanlara iletme dahil olmak üzere analitik süreçleri otomatikleştirmek için yapay zekâ ve makine öğrenmesinden yararlanan sisteme artırılmış veri analitiği denilmektedir. Bu konuda hizmet veren pek çok firma vardır. İhtiyacınız olan verilerin bir kısmını bu tür firmalardan alabilir, analiz aşamalarına da dahil edebilirsiniz.
Elde edilecek bu veriler sayesinde, yönetim ve üretim süreçlerinin daha hızlı ve verimli kullanımını planlayabilirsiniz. Müşterilerden alacağınız bilgiler ile, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi yenileyebilir, geliştirebilir hatta yeni ürün ve hizmetler yaratabilirsiniz. En önemlisi de, dijital dönüşümünü sağlamış firmalar gibi, kişiye özel ürün ve hizmetler aşamasına geçebilirsiniz.
DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE AMAÇ NE OLMALI?
Dijital dönüşümün iki temel amacı olmalı:
1) İş süreçlerini dijitalleştirerek, daha akıllı ürünler ve hizmetler üretmek
2) Müşterilerin yaşamını kolaylaştırmak ve problemlerini çözmek
Sadece üretim araçlarını yenilemek, en son teknolojileri üretim hattına sokmakla akıllı ürün ve hizmetler üretemezsiniz. Akıllı ürünler yaratmanın yolu, dijital dönüşümü sağlarken yapay zekâ kullanmaktan geçmektedir. Dijital pazarda, mevcut iş süreçlerinizde kullanabileceğiniz pek çok alternatif yapa zekâ uygulaması bulmanız mümkündür.
Yapay zekâ stratejinizi geliştirmek, işinizde en çok gerçekleştirmek istediğiniz şeyi doğrulamak ve ardından yapay zekânın sizi oraya nasıl ulaştırabileceğini belirlemek anlamına gelir.
Teorik olarak yapay zekâ, bir işin bütün alanlarına gayet rahat uyarlanabilir: imalat, insan kaynakları, pazarlama, satış, tedarik zinciri ve lojistik, müşteri hizmetleri, kalite kontrol, enformasyon teknolojisi, finans ve diğerleri. Makine ve araçların otomasyonundan, müşteri hizmetleri alanındaki sohbet robotlarına ve müşterilere yönelik dolandırıcılık girişimlerini tespit eden algoritmalara kadar, her tür iş fonksiyonu için yapay zekâ çözüm ve teknolojileri mevcuttur. Buradaki püf noktası, işinizin öncelik taşıyan ve yapay zekânın en çok değer katacağı alanlarını belirlemektir.
YENİ İŞ ALANLARI YARATMA
Dijital dönüşüm için düğmeye bastığınızda yeni iş stratejileri üretmek mümkündür. Bu yeni iş stratejileri sayesinde ürünlerinize paralel/tamamlayıcı hizmetler ya da hizmetlerinize paralel/tamamlayıcı ürünler geliştirebilirsiniz.
Bu konudaki en çarpıcı örnekler Apple, Amazon, Facebook ve Netflix’tir:
Apple, iPhone, Mac bilgisayarları, Apple watch, iPad gibi ürünleri ile iş dünyasında önemli bir yer edindi. Ancak bu ürünlere paralel olarak Apple Music ve Apple TV ile ürünlerini tamamlayıcı hizmet işine de girdi. Bu hizmetlerden elde ettiği gelirin, ürün satış gelirlerinden az olmadığı söyleniyor.
Amazon ise bildiğiniz üzere online satış hizmeti veren bir şirkettir. Online kitap satışı ile başladıkları işlerine, Kindle tabletleri ve Amazon Echo akıllı hoparlörlerini de dahil ettiler.
Facebook ve Whatsapp’ın sahibi Meta şirketi ise metaverse işini geliştirmek için Oculus firmasını satın alarak, sanal gerçeklik gözlükleri ve ürünleri üretimine başladı.
Netflix ise bildiğiniz üzere, dizi ve film izleme platformudur. Ancak bu firma, izleyicilerden elde ettiği verilerle, hangi filmin beğenileceğini, hangi oyuncuların ve yönetmenlerin filmlerinin daha çok izlendiğini bildiğinden, kendileri de film ve dizi üretimine başladılar.
Dijital dönüşüm faaliyetine başlayan firmaların, iş stratejilerini mevcut faaliyet alanları ile sınırlamamalarını, uygun paralel/ tamamlayıcı ürün ve hizmetleri de araştırmalarının çok yararlı olacağını göstermektedir.
ABONELİĞE DAYALI, SÜRDÜRELEBİLİR İŞLER
Yukarıda da belirttiğim gibi, akıllı ürün üretmeye başladığınızda, akıllı hizmetler üretebilirsiniz. Hizmet üreten bir firma iseniz, hizmetlerinizi bir kerelik olmaktan çıkartıp, abonelik usulü, sürdürülebilir yeni gelir kaynakları oluşturabilirsiniz. Bu konuda Bernard Marr’ın Netflix ve Disney karşılaştırması çok güzel bir örnektir. Disney milyonlarca dolar harcayarak filmler üretiyor. Film vizyona girdikten sonra başarılı olup, olmadığını görüyor. Netflix ise, müşterilerinin hangi tür filmleri sevdiği, hangi oyuncunun, hangi yönetmenin filmlerini tercih ettiği, hangi filmi kaçıncı dakikaya kadar izlediği bilgilerine sahip olduğundan, hedefini ıskalamadan tam 12’den vuruyor.
Pek çok firma sürdürülebilir hizmetler sayesinde çok büyük paralar kazanıyorlar. Örneğin, kullandığımız arabaların içine yerleştirilen sensörler ve çipler sayesinde, aracımızın bakım zamanının geldiğini ya da lastik hava basıncının düştüğünü bize üretici firma bildiriyor. Böylece bakım hizmetinin zamanında yapılmasını sağlıyor.
Benzer şekilde, kullandığımız akıllı saatlerden, evimize taktırdığımız güvenlik sistemlerine kadar pek çok ürün ve hizmet, hizmetlerini sürekli hale getirerek, sürdürülebilir ek gelir kaynakları yaratmışlardır.
Hayri Cem kimdir? Hayri Cem 14 Şubat 1959 yılında İstanbul’da doğdu. Eğitimini sırasıyla aşağıdaki okullarda sürdü: Namık Kemal İlkokulu, Darüşşafaka Lisesi, Şişli Lisesi, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (Yüksek Lisans). 1984 yılında Türkiye’nin ilk piyasa araştırma şirketlerinden olan Bileşim International Araştırma Şirketini kurdu. 1989 yılında Türkiye’nin ilk elektronik TV İzleyici Ölçüm Araştırmalarını yapan AGB Anadolu’yu kurdu. 2000 yılında Bileşim Medya şirketini kurdu. Zaman içerisinde hisselerini AGB, Nielsen ve GfK şirketlerine sattı. 2007-2015 yılları arasında uluslararası Nielsen araştırma şirketinin Gelişmekte Olan Ülkeler CEO’su oldu. Emekli olduktan sonra Anadolu Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinde Medya Planlama, Araştırma Yöntemleri ve Dijital Dönüşüm dersleri vermektedir. |