Eğitim, Endüstri 4.0'ı yaratan ve geliştiren en önemli faktörlerden biri. Dolayısıyla bu konuyu biraz detaylı incelememiz gerekiyor. Eğitim konusunda bir mini yazı dizisi olarak yayınlamayı uygun gördüm. Bu hafta 'Eğitimin Temel Özelliklerini' yazdım. Önümüzdeki haftalarda ise:
Endüstriyel devrimler sadece üretim biçimlerini değil, toplumsal yaşamın tüm kademelerinde de çok köklü değişimlere neden olmuşlardır. Kapısından girmekte olduğumuz bu yeniçağda, dijitalleşmeyecek ya da dijital gelişmeleri, az ya da çok, kullanmayacak bir meslek yok gibidir. Gelecekte bu trend daha da artacaktır. Bu gelişme elbette eğitim kurumlarını da etkileyecektir.
Endüstri 4.0 gelişimine çok önemli katkılar sağlayan eğitim kurumları, yeni çağa adapte olabilmek için çok büyük yapısal değişiklikler geçirmek zorundadırlar. Klasik eğitimin temel direkleri olan eğitim kurumları ve eğiticileri artık farklı bir kimlikte karşımıza çıkacaklar.
Pandemi sürecinin hızlandırdığı uzaktan eğitim felsefesi, sınıflarda yapılan, sistematik olarak planlanmış ders günü ve saatlerinde gerçekleştirilen eğitimi ortadan kaldırmaktadır. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, Endüstri 4.0 ile birlikte doğup, gelişen Z Kuşağının tipik özelliklerinden biri de, eğitim dâhil, yapmak istedikleri her şeyi kendi takvimlerine uygun olarak yapmalarıdır. Dolayısıyla uzaktan eğitim sistemi Z kuşağı için çok uygun bir sistemdir. Dersleri diledikleri gün ve saatte, diledikleri mekânda izlemeleri onların performansını artırmaktadır.[1]
Endüstri 4.0 ile standart olarak tüm öğrencilere uygulanan müfredat programları da değişecektir. Öğrencilerin öğrenme hızı ve bilgi düzeyleri dikkate alınarak ders programları uygulanacaktır. Böylece ileri seviyeye hızlı geçmiş öğrenciler daha geridekilerin yetişmesini beklemek zorunda kalmayacaklardır. Ortalama seviyenin altında kalan öğrenciler ise kendilerini geliştirme ve ortalama seviyeyi yakalama fırsatı elde edeceklerdir.
Bu yeni sistemde öğrencilerin kullanacağı ders kaynak ve ekipmanları da öğrenciler tarafından belirlenecektir. Öğretmenler belirli kitapları kaynak kitap olarak kullanmayacak, öğrencilere işlenecek konuların ana hatlarını verip, bu ana hatları besleyecek kaynak adreslerini öğrenciler ile paylaşacaklardır. Öğrenciler, kendilerine verilen kaynak listesi ya da kendi araştırmaları ile ulaşacakları kaynaklardan edindikleri bilgileri kullanmakta özgür olacaklardır.
Bu sistem öğrenme yöntemi olarak proje bazlı çalışmaları teşvik edecektir. Mevcut sistemde sadece fen dersleri için uygulanan laboratuvar deneyleri ile yöntemi, proje temelli eğitim ile tüm diğer disiplinlere de taşınmış olacaktır.
Proje yürüterek öğrenme yöntemi doğal olarak ilgili sektörlerle işbirliğini de geliştirecektir. Okul ve üretim kurumlarının işbirliği üretimin daha verimli hale gelmesini ile birlikte toplumsal yaşam koşullarının daha iyileşmesine de neden olacaktır.
Eğitimcilerin de nitelikleri artık değişmektedir. Bilgiye hakîm kişilerin, beyinlerindeki bilgileri öğrencilere aktardığı tipteki eğitmenler artık yavaşça tarih sahnesini terk etmektedir. Endüstri 4.0'ın eğitimcileri, çok bilgiye sahip olan değil, bilginin nerede olduğunu bilen, araştırma yapabilen ve bilgiyi kullanıp, işleyebilen, birlikte çalıştıkları öğrencileri ve eğitmen arkadaşlarını motive edebilen, yaratıcılığı ön plana çıkarmasını bilen kişilerden oluşacaktır.
Günümüzün soru/cevap yönetimine dayanan sınav sistemi tarih olurken, bilginin yaratıcı projelere dönüştüğü, takım çalışmasının, ortak aklın öne çıktığı yeni dönem başlayacak. Eğitimciler artık öğrencilerine, bilgiyi kullanarak proje yapma yollarını yaratmayı / keşfetmeyi öğreteceklerdir. Öğrencilerin bilgiyi edinme ve öğrenme süreçleri ise kendi başlarına, ağırlıklı olarak internet üzerinden yapacakları öğrenim ve araştırmalarla gerçekleşecektir. Yürütülecek projelerde öğrenciler, projenin ihtiyaç duyduğu bilgileri edinmiş olarak eğitimcinin karşısına gelecek ve eğitimci, projenin tasarımı, yürütülmesi ve kullanılacak yöntemler konularında öğrencilere yol göstereceklerdir.