Bundan önceki yazılarımda, Metaverse'e giden yolda yaşanan teknolojik evrimi ve Metaverse'in öncülerinden olan Second Life'ı anlatmıştım. Bu hazırlık çalışmalarından sonra artık Metaverse dünyasına girmeye hazırız.
Kelime anlamını ele alırsak; 'Evren Ötesi' (meta – ötesi, verse – evrenin kısaltılmışı) olarak Türkçeleştirebiliriz. Mataverse'in öncülerinden Mark Zuckerberg ise, onu, "İnternetin yerini almayı, sanal hayatı gerçek hayatla birleştirmeyi ve herkes için sonsuz yeni oyun alanları yaratmayı amaçlayan bir sanal gerçeklik yapısı" olarak tanımlıyor.[1]
Metaverse'i, reel dünyanın sanal dünyaya bir ayna vasıtasıyla yansıtılması olarak tanımlayanlar da var, yeni bir yaşam anlayışı gelişmesine neden olacağını iddia edenler de. Bu ayrımları yazının devamında ele alacağız.
Aşağıdaki satırlarda anlattıklarım, Metaverse'in, gerçekleşmesi hayal edilen faaliyetlerine aittir. Bu faaliyetlerin önemli bir bölümü, halen birer proje olarak rafta beklemektedir. Bu projelerin gerçekleşme olasılıklarını ise daha sonraki bölümlerde tartışamaya açacağım.
Öncelikle bir yanlış anlamayı düzeltmekle sohbetimize başlayalım. Pek çok kişi Metaverse'i tek bir platform zannediyor. Bu çok yanlış; Metaverse tek bir platform değil bir kavramdır. Metaverse pek çok ayrı platformdan oluşabilir. Teorik olarak bu platformlar arasında gezinebilir, faaliyetlerinizi birden fazla platform üzerinde sürdürebilirsiniz. Bu konuya ileride tekrar değineceğim.
Bir başka yanlış anlama ise Metaverse'ün 2021 yılında Zuckenberg tarafından yaratılan çok yeni bir platform olduğudur. Bu yanlış inanç, Zuckenberg'in Facebook ve Instagram gibi uygulamaların yer aldığı şirketinin adını Meta olarak değiştirmesinden kaynaklanıyor. Oysa pek çok metaverse şirketi yıllardır faaliyet gösteriyor.
Metaverse platformlarını yaratanların amacı, kullanıcıları, yaşadığımız gerçek dünyaya çok benzer bir dünyanın içine çekip, güncel faaliyetlerinin önemli bir kısmını bu sanal dünyada yaptırmaktır. Zuckerberg'in de tanımladığı gibi, günümüzde mobil internet ile yapabildiğimiz her şeyi ve daha fazlasını bu yeni sanal evren içerisinde, üç boyutlu olarak yapabilmemiz hedeflenmektedir.
Bu yeni evrende öncelik, dijital teknolojilerin gelişmesine önemli katkılar sunan oyun sektöründe olacaktır. Sanal oyunlar dijital teknolojilerin kullanımını yaygınlaştırmıştır. Paylaşmakta bulunduğum videoyu izleyecek olursanız, 3d oyunların geliştirilmelerinde kullanılan Unreal oyun motorunun, gerçekçi dünyalar yaratmak konusunda ne denli başarılı bir yazılım olduğunu görebilirsiniz.[2]
Bazı araştırmacılara göre Metaverse, "Köprü trafiği çekmeden, tek mouse tıklaması ile ofise gidebilmektir. Metaverse, coğrafyayı kader olmaktan çıkaran, eğitim, iş ve sosyalleşme ihtiyaçlarımızı sınırlara bağlı kalmadan sürdürebilme şansıdır. Metaverse, dünyadaki tüm dilleri sanki anadiliniz gibi anlayabileceğiniz ve toplumlararası iletişimi güçlendirecek sanal dünyalara verilen isimdir."
Elbette Metaverse oyun ile sınırlı kalmayacak; insanlar arası iletişimi yepyeni bir boyuta taşıması, aile bireylerimizle ve arkadaşlarımızla, mesafe tanımaksızın, gelişmiş hologram kopyalarımızı bir araya getirip, sohbet edebilmemiz amaçlanıyor. İş toplantılarımızı da artık bu sanal ofislerde, iş arkadaşlarımızın hologramları ile gerçek dünyadaki gibi karşı karşıya yapabileceğiz. Bunun ilk adımları Telepresence adlı uygulama ile atıldı. (Bu uygulama ile ilgili daha fazla bilgi için dipnottaki Artırılmış Gerçeklik başlıklı yazımı tekrar okuyabilirsiniz).[3]
Bugün mobil internet ile yaptığımız alışverişlerin tamamını, hatta daha fazlasını, Metaverse içerisinde üç boyutlu ortamlarda yapabileceğimiz vadediliyor.
Sanatsal ve kültürel faaliyetlerin büyük bir kısmının Metaverse içinde yürütülmesi planlanıyor. Pandemi döneminde pek çok sanatçı, yeni çıkan albümlerinin lansmanını bu platformlar üzerinde yaptılar bile. Hem de reel dünyada hayal bile edemeyecekleri büyüklükte hayran kitlelerine ulaştılar. Sanatsal sergiler de çok büyük kitlelere ulaşmaya başladı. Metaverse bu tür faaliyetlerin uluslararası bir kimlik kazanmasına çok olumlu katkıda bulunuyor.
Yeniçağın ihtiyacı olan uzmanlık konularında alınacak olan kurs ve sertifika programları, klasik üniversite eğitiminin yerini alacak. Bu yeni evrenin, bahsedilen yeni eğitim düzeni için de çok güzel bir ortam yaratması bekleniyor.
Bu evrenin müdavimleri, yaratıcı faaliyetlere yönelip, yeni iş alanları ve yeni ürünler yaratacaklar. Bunların bir kısmından Second Life ile ilgili yazımda bahsetmiştim. Üç boyutlu olarak tasarlanmakta olan bu evrende, üç boyutlu modelleme işinin çok aranılan bir meslek olacağını söylemek için fütürist olmaya gerek yok.
Bunun yanı sıra, çok fazla büyük marka da bu evrene gireceğinden, tanıtım için içerik yaratıcılarına çok ihtiyaç olacak. İçerik yaratıcılığının, reel evrendeki gibi, çok prestijli mesleklerden biri olacağını iddia edebilirim.
Bu üç boyutlu sanal evrene girebilmek için Sanal Gerçeklik (VR) gözlükleri ve ek cihazlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak günümüzde bu gözlük ve cihazlar oldukça pahalıdır ve yeterince yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bu nedenden dolayı Metaverse uygulayıcıları, oyunlar dışındaki faaliyetlerin önemli bir kısmını üç boyutlu olarak değil, iki boyutlu, normal ekran görüntüsü olarak tasarlamaktadırlar.
Metaverse uygulayıcılarının amaçlarına ulaşabilmesi için VR teknolojisinin ucuzlaması ve herkesin rahatlıkla alabileceği VR gözlüklerinin üretilmesi gerekmektedir. Bu aşamaya gelinmeden, Metaverse'in amaçladığı sanal dünyanın yaratılması mümkün görünmemektedir.
Bir diğer konu da, mevcut VR gözlüklerinin kullanımının oldukça rahatsız olmasıdır. Uzun süreli kullanımlarda burnunuza binen yük ciddi rahatsızlık yaratıyor. Hatta burun kemiğinde geçici travmaya neden olduğu bile söyleniyor. Bunun dışında, uzun süreli kullanımın, baş dönmesi, mide bulantısı gibi yan etkileri de mevcut.
Ancak büyük teknoloji firmaları bu cihazları, hafif, günlük hayatımızda kullandığımız, cebe sığabilen gözlükler boyutlarında dizayn etmekte olduklarını duyurmaya başladılar bile. Bu yeni nesil gözlüklerin çok yakın zamanda piyasaya çıkacağına inanmaktayım.
Burada da bir parantez açmak istiyorum; üretilecek yeni nesil gözlükler de tek başına hayal edilen Metaverse'in ortaya çıkmasına yetmeyebilir. Zira Metaverse içinde yaratılmaya çalışılan platformlar çok yüksek çözünürlükte olduğundan, bu platformları kullanacağımız VR gözlüklerin ya da bilgisayarların, hafıza ve işletim sistemi kapasitelerinin de çok büyük ve hızlı olması gerekmektedir.
Şahsen, kuantum bilgisayarları kullanılmaya başlanmadan, VR/AR gözlük ve aparatlarında kullanılan hafıza disklerinin, sensörlerin ve çiplerin nano teknolojiyle üretilenlerine geçmeden, hayal edilen Metaverse ortamının gerçekleşemeyeceğini düşünüyorum.
Metaverse yaratıcılarının bir iddiası da söz konusu platformların merkezi bir alt yapısının olmayacağı, Blockchain mantığı ile, merkeziyetsiz (decentralisation) çalışacağıdır. Bu sayede, platformlar bir yandan demokratik bir ortam yaratacak, bir yanda da sistemlerin güvenliğini sağlayacaklardır.
Bu iddialar aslında Metaverse fikrinin çok kısa zamanda gerçekleşmeyeceği izlenimini doğurmaktadır. Gelin nedenlerine birlikte bakalım; güvenlik açısından baktığımızda, sistemin merkeziyetsiz olması sürekliliği sağlayabilir. Kimse sistemin fişini çekerek faaliyetlerine son veremez.
Ama sistemin sürekliliği, kişilerin ya da toplumların sistemi kesintisiz kullanacağı anlamına gelmiyor. Zira demokratik olmayan iktidarlar sistemi engelleyemezler ama istedikleri zaman bu platformlara ulaşımı engelleyebilir. Sistem devam ediyor olmasına rağmen, bir ülkenin tamamı sistemin dışına itilebilir.
Bunun dışında, Metaverse platformları içinde yer alan uygulamaların da tüm platformlar tarafından destekleniyor olması gerekir. Örneğin, benim bir platformda kullandığım avatarımın ya da giydiğim elbiselerimin, başka platformlarda da destekleniyor olması gerekir. Çünkü bunların tamamı birer NFT'dir ve tamamı tüm platformlarda geçerli değildir.
Böyle bir durumda, platformlar arasında dolaşmak ve iş yapmak çok mümkün görünmüyor. Diyelim ki, avatarınıza giydirdiğiniz bir kazağı, bir Metaverse platformundaki uygulamadan 2 USD'ye aldınız. Başka bir platforma geçerek aynı kazağı 5 USD'ye satmanızın önünde, gerçek hayatta bir sorun olmadığı gibi, Metaverse içerisinde de bu tip arbitraj şanslarından faydalanmak mümkün olabilecektir.
Bu açıdan baktığımızda, Metaverse platformlarının aynı teknolojik alt yapıyı kullanmaları, kullanılan uygulamaların, tüm Metaverse platformlarında faaliyet göstermesi gibi sorunları gidermesi gerekmektedir. Günümüz dijital dünyasında faaliyet gösteren şirketlerin, böyle bir ortamın doğmasına kısa vadede izin vereceklerini zannetmiyorum. Buna rağmen, sanal dünya konseptine sahip, çok-oyunculu pek çok platform kendilerini Metaverse projesi olarak tanımlamaya şimdiden başladılar.
Metaverse'e nasıl girildiğini, neler yapılabildiğini ve özellikle de çok popüler olan arsa alım satım konularını bir sonraki yazıda anlatacağım.
[1]https://www.youtube.com/watch?v=Uvufun6xer8
[2]https://youtu.be/EVw3BTN2QRQ
https://www.youtube.com/watch?v=BVvAY2gImjc
[3]https://t24.com.tr/yazarlar/hayri-cem-haftalik/artirilmis-gerceklik,27213