Seçimlere az bir zaman kaldı, tabii yapılırsa…
Seçmenin yaklaşık yüzde 51'ni Y ve Z kuşağı oluşturacak. Peki hem iktidar hem de muhalefet partileri bu kuşakları ne kadar tanıyorlar? Bu kuşakların temel beklentileri ile siyasi partilerin vaatleri ne kadar örtüşüyor?
Öncelikle bu iki kuşağın özelliklerini hatırlayalım:
Kuşakların dönem tanımları hakkında kesin bir uzlaşma yoktur ve olması da mümkün değildir. Kuşakları da birbirlerinden bıçakla kesip ayıramazsınız. Pek çok özellikleri iç içe geçmiştir. Yani bir önceki ve bir sonraki kuşakla ortak özellikleri de ayrışan özellikleri de mevcuttur.
Y kuşağı genel olarak 1980-1995 arası doğanlar olarak kabul edilir. Önümüzdeki seçimlerde bu kuşak, toplam seçmen kitlesinin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturacak.
Bu kuşak, PC'nin ve GSM teknolojilerinin doğduğu, teknoloji dostu, bireysel, rahat ve küreselleşmeye başlayan dünyanın çocuklarıdır. Hayata gözlerini çok kanallı televizyonlarla açmış ve internetle büyümüştür. Teknolojiye bağımlı ve X kuşağıyla da tamamen kopuk olmayan Y kuşağı, X ve Z kuşakları arasında tam bir köprü konumundadır.
Y kuşağı parayı amaç olarak değil araç olarak görmektedir. Y kuşağına göre eğlence ve huzur ön plandadır ve bunları elde edebilmek için para sadece bir araç konumundadır. Y kuşağı, Z kuşağına göre daha olgun, X kuşağına göre daha heyecanlı bir nesildir.
Y kuşağının önemli özelliklerinden birisi, bu kuşak mensuplarının her şeyi sorgulayan bir yapıya sahip olmalarıdır. Günümüzde bilişim teknolojilerinin imkânları, onlara her şeyi sorgulama özgürlüğünü sunmaktadır. Bilgiye kolayca ulaşabilen Y kuşağı, araştırma yapmayı ve yeni şeyler bulmayı sever. İnternet ağı ile ulaşabileceği birçok farklı platformda, bir konunun akademik ve bilimsel temelleri, kişilerin o konudaki görüş, tecrübe ve önerilerini rahatlıkla görebilir ve öğrenebilirler.
Genel olarak sosyal medya, pazarlama, bilişim ve iletişim sektörlerinde çalışmayı tercih etmektedirler. Eğitime önem verirler. Şirket içi eğitimlere katılım oranları oldukça yüksektir. Yüksek otorite ve hiyerarşik yapılardan nefret ederler. Kısa sürede terfi almak, daha iyi pozisyonlara gelmek için çaba sarf ederler. Yöneticileri ile birebir iletişimi severler, övgüyü de yergiyi de doğrudan işitmek isterler.
İş ve yaşam dengesini kurarak çalışmak onlar için önemli olan konulardır. Y kuşağının en belirgin özelliği 7x24 online yaşamalarıdır. Teknolojiyi yakından takip eden, internet üzerinden alışveriş yapan, aynı anda birden fazla işi yapabilen, farklı kaynak ve araçlardan eş zamanlı gelen bilgileri kolaylıkla kavrayabilen, özgürlüğüne düşkün, öğrenmeye istekli, ailesine değer veren, ilişki odaklı, sosyal bilince sahip, işbirlikçi ve sabırsız bir kuşaktır.
Gelelim Z kuşağına:
Bu kuşağın genel olarak 1996-2016 yılları arasında doğanlardan oluştuğu kabul edilir. Önümüzdeki seçimlerde bu kuşak, toplam seçmen kitlesinin yaklaşık yüzde 31'ini oluşturacak.
Z kuşağı teknolojinin kucağında doğan, teknolojiyle yaşayan bir kuşaktır. Genel olarak internet aracılığıyla sosyalleşmeyi tercih eder. Sanal âlemi etkin bir şekilde kullanmaktadır. Z kuşağı yaşadığı her anı sosyal medyada paylaşmaktan çekinmez.
Z kuşağı teknolojiye en kolay adapte olan kuşaktır. Dikkat süreleri kısa ancak aynı anda birden fazla işi yapabilme yetenekleri yüksektir. İnsanlık tarihinin el, göz, kulak vb. motor beceri uyumu en yüksek nesli olarak tanımlanmaktadırlar.
Z kuşağı komplekssiz bir kuşaktır. Söylemek istediklerini karşı tarafa direkt söylemeleri, kuşak çatışmalarını artırmaktadır. Yabancı dile en çok aşina olan kuşaktır. Yakın zamanda hepsi en az 2 dil bilerek yetişecektir. Z kuşağı yaratıcılığı en yüksek olan kuşaktır; çabuk sıkılan, çabuk tüketen ve hızlı yaşayan bir kuşak olduğundan siyasi partilerin bu kuşağa hitap edebilmesi için sürekli yeni şeyler söylemeye ihtiyacı vardır.
Bu kuşağın en öne çıkan özelliği, bireysel özgürlüklerine aşırı düşkün olmalarıdır. İş dâhil her türlü aktiviteyi kendi arzularına göre planlamak ve kendi istedikleri zamanda gerçekleştirmek istemektedirler. Bu yüzden, evden çalışmak bu kuşak için çok uygun bir iş modelidir. Onlar için internet olan her yer birer ofistir.
Klasik medyayı takip etmeyi sevmezler; bilgilenme ve eğlenme ihtiyaçlarını YouTube, Netflix, Facebook, Instagram, Twitter gibi platformlardan kendi belirledikleri gün ve saatlerde gidermektedirler.
Yine bu özelliklerinden dolayı, günümüzün eğitim sistemi Z kuşağının ilgisini çekmemektedir. Z kuşağı için alternatif eğitim sistemi geliştirilmeli, teknolojik ortamlarda bu kuşağın ilgisi eğitime çekilmelidir. Pandemi dolayısıyla denenmekte olan uzaktan eğitim yöntemi bu kuşak için en uygun eğitim sistemidir.
Bu kuşağın bireysel özgürlük alanlarını kısıtlamak demek, onların nefretini sonsuza kadar kazanmak anlamına gelir.
Şimdi gelelim iktidar ve muhalefet partilerinin seçim vaatlerine; bu iki kuşağın beklentilerini karşılayacak ne söylüyorlar?
Ya da önceki kuşakları inandırdıkları vaatlerle bu iki kuşağı da ikna edebileceklerini mi düşünüyorlar?
Konvansiyonel medyayı çok fazla takip etmeyen, bilgiye kolayca ulaşma becerileri olan bu iki kuşağa nereden ve nasıl ulaşacaklarının farkındalar mı?
Sorularımızı daha da uzatabilirim ama o da başka bir yazı konusu olsun…
Hayri Cem kimdir? Hayri Cem 14 Şubat 1959 yılında İstanbul’da doğdu. Eğitimini sırasıyla aşağıdaki okullarda sürdü: Namık Kemal İlkokulu, Darüşşafaka Lisesi, Şişli Lisesi, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (Yüksek Lisans). 1984 yılında Türkiye’nin ilk piyasa araştırma şirketlerinden olan Bileşim International Araştırma Şirketini kurdu. 1989 yılında Türkiye’nin ilk elektronik TV İzleyici Ölçüm Araştırmalarını yapan AGB Anadolu’yu kurdu. 2000 yılında Bileşim Medya şirketini kurdu. Zaman içerisinde hisselerini AGB, Nielsen ve GfK şirketlerine sattı. 2007-2015 yılları arasında uluslararası Nielsen araştırma şirketinin Gelişmekte Olan Ülkeler CEO’su oldu. Emekli olduktan sonra Anadolu Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinde Medya Planlama, Araştırma Yöntemleri ve Dijital Dönüşüm dersleri vermektedir. |