Geçtiğimiz hafta Toplum 5.0 tanımını ve kavramın nasıl ortaya çıktığını yazmıştım. Bu hafta ise Toplum 5.0'ın Temel prensiplerini inceleyeceğiz.
Keidanren, Toplum 5.0'ın inşası için belirledikleri 5 temel prensibi "Toplum 5.0 ve Geleceği Birlikte Yaratmak" başlıklı raporda sunmuşlardır. Bu beş temel prensip aşağıda özetlenmiştir. Bu prensipleri okurken ben oldukça şaşırdım, sizlerin de şaşıracağından eminim. Aşağıdaki temel prensiplerin Japon İş Adamları Federasyonu'nu (Keidanren) tarafından hazırlandığını göz önünde bulundurarak okuyun.
Toplum 3.0 ve 4.0 dönemlerinin en belirgin özellikleri, kapitalist ülkelerin maddi zenginlik sağlamak için seri üretim ve tüketim yoluyla ölçek ve verimlilik peşinde koşmalarıdır. Bu tür toplumlarda, geleneksel kurallara ve planlara uymanın ve "planla-uygula-kontrol et-harekete geç" döngüsünü takip etmenin önemli olduğu düşünülüyordu. Mallar ve hizmetler tek tiptir ve verimlilik arayışında benzer şeylere standartlaştırılmış süreçler uygulanmaktadır.
Toplum 5.0'da ihtiyaçlar daha çeşitlenecek ve arz tarafı bunları dijital teknolojilerle karşılamaya hazır hale gelecektir. İnsanlar, verimliliğe odaklanmaktan kurtulacak ve bireysel ihtiyaçların karşılanmasına, sorunların çözülmesine ve değer yaratılmasına önem verilecektir.
Toplum 3.0 ve 4.0'da insanlar, üretici güçlerin standartlaştırılmış süreçlere uygun olarak tek tip mal ve hizmetleri kabul etmesi ve tek tip yaşam sürmesi gerekiyordu. Tüketicilerin bireysel ihtiyaçları dikkate alınmıyor sadece üreticilerin standartlarını belirleyip, üretimine karar verdiği ürünler pazara sunuluyordu.
Toplum 5.0, insanları, toplumdaki ihtiyaçları çeşitlendirerek ve bu çeşitliliği gerçeğe dönüştürmek için hayal güçlerini kullanacaklardır. Üretimin çeşitlendirilmesi ve bireylerin ihtiyaçlarına göre şekillendirilebilmesinin en önemli dayanağı 3D ve 4D yazıcıların kullanılması olacaktır.
İnsanlar, çeşitlenen tüketici taleplerinin karşılanabilmesi için sahip oldukları çeşitli yeteneklerini kullanabileceklerdir.
İnsanlar, cinsiyet, ırk, milliyet vb. ayrımcılık politikalarının yarattığı değer duygusu kaybı ortadan kaldırılacaktır. İnsanlar bireyselliğin baskılanmasından kurtulup, özgür yaşayabilir, öğrenebilir ve çalışabilir çevreye sahip olacaklardır.
Toplum 4.0'da, sınırlı ellerde biriken zenginlik ve bilgi yoğunluğu eşitsizliği artırdı. Toplum 5.0'da zenginlik ve bilgi, toplumun tümüne dağıtılacaktır. Sosyoekonomik statünün tarafları artık rolleri yatay olarak paylaşacaklar.
Dijitalleşmeyle artan eşitsizlik endişesine rağmen, Toplum 5.0'da eşitsizliği engelleyeceğiz. Zenginliğin ve bilginin belli azınlıkların elinde yoğunlaşmasını engelleyeceğiz, böylece insanlar eşitsizlikten kurtulacak ve herkes herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde rol oynama fırsatına sahip olabilecektir.
Eşitsizlikten kurtulan insanlardan elde edilen veriler ve faydalar, belirli şirketlerin elinde birikmeyecek, toplumun tüm oyuncuları tarafından paylaşılacaktır. Yoksullukta veya ücra yerlerde doğan çocuklara da eğitim ve çalışma fırsatları garanti edilecektir.
Toplum 4.0'da, hızla ve yaygın bir şekilde altyapının bozulması, deprem ve sellerin neden olduğu ciddi hasar, artan eşitsizlikle bağlantılı olarak kamu güvenliğinin bozulması, terörizm ve diğer krizler toplumda büyük sosyal kaygıların oluşmasına neden oldu. Bunlara ek olarak siber saldırıların yarattığı tedirginlik ise toplumsal kaygıların çok daha yükselmesini sağladı.
Toplum 5.0'da yeni, çeşitlendirilmiş ve merkezi olmayan sosyal altyapı, toplumsal dayanıklılığı artıracak ve sürdürülebilir kalkınmayı mümkün kılacaktır. İnsanlar endişeden kurtulacak ve güven içinde yaşayacaklar. Spesifik olarak, fiziksel alanlardaki terörizme ve afetlere ve siber uzaydaki saldırılara karşı direnç artırılacak ve işsizlik ve yoksulluk için güvenlik ağları güçlendirilecektir. Konumdan bağımsız olarak yüksek düzeyde tıbbi bakım herkes için erişilebilir olacaktır.
Toplum 3.0 ve 4.0'da insanlar, çevresel etkisi yüksek ve kaynakların kitlesel tüketimine sahip modellere bağımlıydı. Toplum 5.0'da aktif veri kullanımı enerji verimliliğini artıracaktır. Kendi enerjisini üretme imkanına kavuşacak olan bireyler ve topluluklar geleneksel enerji ağlarından ayrılabileceklerdir.
Aynı zamanda, veriye dayalı su temini, dağıtımı ve atık yönetimi hem teknolojik hem de sistemik açıdan gelişecek ve insanların her bölgede sürdürülebilir hayatlar yaşamalarını sağlayacaktır. Bu sadece büyük şehirlerde değil, doğa ile uyumlu çok çeşitli bölgelerde yaşamak için de alternatifler yaratacaktır. Paylaşım ekonomisi geliştikçe ve izlenebilirliğe olan ilgi arttıkça, çevre ve sağlık için daha iyi olan yiyecekler büyük bir prime sahip olacak ve yiyecek israfı keskin bir şekilde düşecektir.
Bu temel prensipleri bir iş adamları federasyonunun hazırladığına inanmak insana zor geliyor. Dijitalleşmenin doğurduğu yeni toplum düzeninin sosyalizm benzeri bir düzene evrilmek istenmesi ve bunun kapitalistler tarafından yapılmaya çalışılması bana oldukça ilginç geliyor.