Medyanın insanların tutum ve davranışları üzerindeki etkisi, çok uzun zamandan beri araştırmacıların öncelikli konularından biri olmuştur. Özellikle de TV ve internetin izleyicilerin tutum ve davranışlarına olan etkisi, hem ticari kuruluşların hem de kamu kurumlarının, özellikle de siyasilerin ilgi odaklarından biridir.
Siyasi partiler, seçmen davranışlarının süreç içerisindeki değişimini gözlemlemek için periodik araştırmalar yaptırırlar. Elde edilen araştırma sonuçlarına göre seçmenle aralarındaki ilişkiyi düzenlemeye çalışırlar.
Medyanın özellikle de TV'nin seçmen davranışlarına ve kararlarına etkisi her daim tartışılmış ve araştırılmıştır. TV'den edilen bilgi ve haberlerin seçmen davranışlarını etkilediği hemen her araştırmada ortaya çıkmıştır. Siyasi partilerin çeşitli medya kuruluşları ile iş birliği geliştirmelerinin nedeni de budur.
ABD'de 2020 yılında yapılmış olan bir raporun sonuçları, 3 Nisan 2022 tarihinde kamuoyuna açıklandı. BBC'de yayınlanan haberin kaynağı olan raporda oldukça ilginç sonuçlar yer alıyor.
Araştırma California Üniversitesi'nden David E. Broockman ve Yale Üniversitesi'nden Joshua L. Kalla adlı akademisyenler tarafından yürütüldü. Araştırmanın amacı, partizanca yayın yapan TV'lerin seçmen tutum ve davranışlarını, özellikle de oy tercihlerini nasıl etkilediğini ortaya çıkartmaktı.
Kullandıkları yöntem ve araştırma sonuçlarına geçmeden önce, ABD'deki siyasi ortamı çok yakından takip etmeyenler için küçük bir hatırlatma yapayım:
ABD'de iktidarı iki büyük partinin seçim başarıları belirlemektedir. Bu partilerden Cumhuriyetçi Parti muhafazakâr kesimi, Demokrat parti ise modern liberalizmi temsil etmektedir. Geçmiş dönem Başkanı Trump Cumhuriyetçi Partinin, şimdiki Başkan Biden ise Demokrat Partinin temsilcileridirler.
ABD'de Fox televizyonu Cumhuriyetçileri, yani muhafazakarları desteklerken, CNN televizyonu ise Demokratları desteklemektedir. Ülkemizde ise tam tersi bir durum söz konusudur; ülkemizde Fox TV muhalefeti, CNN ise iktidarı destekleyen yayınlar yapmaktadırlar.
Şimdi gelelim araştırma yönetimi ve sonuçlarına:
İlk aşamada bir araştırma şirketi vasıtasıyla, düzenli Fox TV haberlerini izleyen 763 kişi tespit edilmiş. Bu kişilerin %40'ı yukarıda bahsettiğim araştırma için tesadüfi olarak seçilmişler. Kendilerine bir ay boyunca, her gün 1 saat olmak üzere, haftada toplam 7 saat sadece CNN haberlerini izlemeleri istenmiş. Bu hizmetleri karşılığında da kendilerine saat başına 15 Dolar ödenmiş. Belirli sürelerle yapılan küçük testlerle gerçekten izleyip izlemedikleri tespit edilmiş.
Yöntem ve örneklemin detaylarına girmeyeceğim; sadece, eski bir araştırma şirketi yöneticisi olarak, güvenilir bir deneysel araştırma olduğunu söyleyebilirim. Araştırmanın yapıldığı tarih ise 2020 yılının Eylül ayı; yani Korona virüsü pandemisinin en yoğun yaşandığı dönem.
Araştırma sonunda muhafazakâr görüşlere sahip bu kişilerin, liberal çizgide yayın yapan CNN haberlerini izledikten sonraki görüş ve düşüncelerinde değişmeler incelenmiş. Bu kişilerin siyasi inanç ve tutumlarında değişikleri ana araştırmada belirlenen düzenli Fox TV izleyenlerin inanç ve tutumları ile karşılaştırınca, ciddi değişimler olduğu tespit edilmiş.
Bu izleyicilerin, 2020 yılı Başkanlık seçimlerinde Trump hakkındaki görüşlerinde değişiklik olduğu tespit edilmiş. Bu grubun Trump'a güven oyu, genel grubun güven oyuna göre düşüş göstermiş.
Aynı şekilde pandemi konusunda Trump'ın görüşlerine yakın yayın yapan Fox TV'den etkilenmiş olana bu grubun süreç ile ilgili inanç ve tutumlarında değişiklikler olduğu gözlemlenmiş. Daha pek çok değişiklik gerçekleşmiş, ilgilenenler verdiğim linklerden okuyabilirler.
Ancak şöyle de bir ilginç bulgu var; bu kitle deney süreleri bittikten sonra tekrar Fox TV izlemeye dönmüşler.
Ülkemizdeki muhalefet partileri için bu araştırma sonuçlarından çıkartılacak dersler var:
Öncelikle ülkemizde, Fox muhalefeti, CNN ise iktidarı destekliyor. Ayrıca ana akım medya olarak adlandırılan bazı TV kanalları da iktidarı destekliyor.
Seçmene ulaşmak için TV kanalları halen çok önemli birer mecradır. Elbette seçmenle iletişimin tek yolu TV kanalları değildir. Diğer mecralar ve özellikle hızla gelişen internet ve sosyal medya da partiler için önemli birer ulaşım aracıdır.
Ancak internet ile ilgili yapılan araştırmalar, bu mecrayı kullananlar arasında da bir kamplaşma yaşandığını ve kullanıcıların büyük bir kısmının kendi görüşleri ile uyumlu olmayan web sitelerini ve kişileri takip etmediklerini göstermektedir. Dolayısı ile siyasi partilerin, internet üzerinden kendilerini desteleyen seçmenler dışındakilere ulaşması çok kolay değildir.
Türkiye'deki TV izlenme alışkanlıklarını da bir göz atalım:
İktidarı destekleyen ana akım TV kanalları, dizi ve eğlence programlarında, muhalefeti destekleyen TV kanallarından daha çok izleniyorlar. Buna karşın, muhalefeti destekleyen Fox TV'nin ise ana haber programında diğer kanallara göre belirgin bir üstünlüğü var.
Muhalefet partilerinin kendi görüş ve düşüncelerini seçmene iletebilecekleri ana TV kanalı Fox TV'dir. Muhalefetin bu TV kanalını daha etkin bir şekilde kullanması gerekir.
Muhalefeti destekleyen ancak ana akım medyaya göre daha az izleyiciye ulaşan Halk TV, Tele 1 ve KRT TV kanalların desteklenmesi de önem kazanıyor. Zira bu kanalların ulaştığı kitlenin önemli bir kesiminin muhalefete oy vereceği tahmin ediliyor.
Haber tartışma programlarında da ana akım medyanın üstünlüğü gözüküyor. Ana akım medyada yapılan haber tartışma programları, muhalefet partilerinin seçmene ulaşması için önemli bir şanstır. Muhalefetin bu programları ciddiye alması ve bu programlara seçmeni ikna edecek yetenek ve donanımda kişilerle katılması, seçmenle kuracağı iletişim açısından son derece önemlidir.
Bu durumda, seçmen davranışlarını etkilemek ve değiştirmek konusunda TV halen en önemli mecraların başında geliyor. Elbette bu mecra içinde de Haber programlarının ve Tartışma programlarının ağırlığı diğer programlara göre çok fazladır.
Siyasi partilerin seçime hazırlanırken bu verileri göz önüne almalarını tavsiye ediyorum.