Türkiye medyasında çok yer almadı ama geçtiğimiz haftalarda Trump'ın Ukrayna başkanı ile yaptığı bir telefon konuşmasının ardından demokratlar Trump'ın azlini talep etmeye başladılar. Malum konuşmada Trump, Ukrayna Başkanı'ndan kendisinin bir rakibi hakkında kirli bilgileri ortaya çıkartmasını istiyordu.
Ve bu konuşma ortaya çıkınca -haliyle- olan oldu…
Tabii ki Trump, tüm kendi gibilerin yaptığı şekilde bu konuşmanın içeriğini reddetti, farklı yansıtıldığını iddia etti, vesaire. Ama mesele Trump ve kirli işleri değil aslında. Zaten biz önümüzdeki kirlere, yalanlara, sözlerinin arkasında durmayanlara bakalım önce…
Trump'ın yaptığı ikiyüzlülük, çirkeflik ayyuka çıkınca sosyal medyada yorumlar aldı başını gitti. "Impeachment" yani "azil" kelimesi üstünden türlü oyunlar başladı: Im-peach-ment kelimesindeki "peach" "şeftali" anlamına geliyor. Şeftali, "Emoji" dilinde yukarıda gördüğünüz şekilde ifade ediliyor. Fakat bu şeftali emojisinin saf bir Bursa şeftalisinden farklı anlamları mevcut… Hala anlamayacak kadar masum bir kalbe sahip kalabilmiş nadir insanlardansanız biraz daha yakından bakmanızı rica edeceğim. Kibarca Kardashianların ya da Jennifer Lopez'in ünlü "arka bölgesi" diyebilirim ya da kabaca "g.t".
Bu nedenle Twitter'da 1,1 milyon takipçisi olan Lizzo adlı şarkıcının bir tweeti ile Trump'ın turuncu suratının yeni simgesi şeftali oldu. (Şeftali emojisini burada dilediğiniz gibi yorumlamakta özgürsünüz) Bizim şeftali de artık emoji kullanımlarında seksüel bir imge olmaktan çıktı ve politik bir simge oldu. Hatta demokratikliğin, protestonun, özgürlüğün yeni simgesi olduğunu iddia edenler bile var.
Fırlamalık seviyesi yüksek, yeni nesil bir politika dergisi olan Slate "impeach-o-meter" adlı bir bölüm yaptı ve politikacıların sözlerinin/yaptıklarının azledilmesine ne kadar yol açabileceğine dair puanlamalara girişti. Barlarda protestonun simgesi olarak şeftalili kokteyller yapılmaya, restoranlarda şeftalili tatlılar servis edilmeye, "şeftali surat Trump" t-shirtleri, pinleri satılmaya başlandı.
Bu şeftali akımı dünyanın farklı yerlerine kolay kolay ulaşamaz. Örneğin Kıbrıs'ta hiç kimse şeftaliyi kebap ya da kırmızı yanak dışında bir şeyle; hele hele Trump'la özdeşleştirmez.
Zaten emoji dilini biraz karışıklaştıran da bu. Her emojinin farklı kültürlerde farklı anlamlarının olması. Hatta kimi insanların emojilerin ifadelerini anlayamadığı, özellikle empati yapma yeteneği gelişmemiş kişilerin yahut Asperger gibi bir durumu olanların emojilerdeki ifadeleri, küçük nüansları ayırmasının zor hatta bazen pek mümkün olmadığı hakkında araştırmalar da mevcut.
Buna rağmen emojiler sözsüz iletişimin büyük bir parçası haline geldi. Hatta emojilerle verilmiş mesaj cevapları sayesinde kazanılan davalar dahi mevcut. Yani belki de kelimelerle söylediklerinizi kıvırabilir, "hayır ben öyle demek istemedim" diye verdiğiniz sözlerden de cayabilirsiniz. Bir küçük Trump olabilirsiniz. Ama yolladığınız Emojilere dikkat edin! "Atan kalp" "Öpücük yollayan surat" gibi her kültürde aynı sevgi anlamına gelenler de var!
Rensselaer Polytechnic Enstitüsü'nden Benjamin Weissman, beynin emojiye nasıl tepki verdiğini araştırmış bir uzman olarak geçtiğimiz günlerde Washington Post gazetesine verdiği röportajda şunları söyledi: "İncelediğimiz emoji dili gerçekliğinde elde ettiğimiz verilerin çoğu, emojilerin kelimelerle aynı yolları izlediğini gösteriyor. Yani zamanla aldıkları anlamlar kelimeler gibi değişebilir." Buraya kadar her şey normal. Ama "şeftali" normal olmayan bir vaka. "Emojilerin genellikle ikinci ya da eş anlamları emojiyi anlatan kelimenin sesinden doğmaz. Emojinin şeklinden doğar. Bu durumda ise ilk kez bir emoji, adındaki fonetikten kaynaklı olarak anlam değiştirmesiyle bu kadar ünlendi."
"Şeftali"nin günün birinde tüm dünyada yüzsüzlüğün, azledilmesi gereken politikacıların, ya da sadece Trump'ın emojisi haline gelmesi mümkün olur mu; onu zaman gösterir.
Ama bu konudan dolayı aklımda oluşan başka 2 soru var: