14 Mayıs gecesi yani Dünya Müzeler Gecesi olarak kutlanan gecede dünyanın farklı yerlerindeki müzelerde özel etkinlikler yapıldı. Bunların arasında en “göğsümüzü kabartanı” ve ilgi çekeni Barselona’da Barcelona Poblenou’daki Can Framis çağdaş sanat müzesinde sergilenen, Seylan Kandak’ın katılımcı enstalasyonu “Geçici Heykeller” sergisiydi. Sergide, mevcut parçalara ek olarak, izleyiciler de yaptıkları kağıttan heykellerle esere katkıda bulunmaya devam etti. Kandak’ın Geçici Heykeller’de benimsediği katılımcı yaklaşım, hem etkileşimle enstalasyonun gelişmesini, hem de kağıt malzeme kullanımıyla, bireysel ve ortak bir hafıza oluşturulmasını hedefliyor. 70 x 100 cm ebatlarındaki kağıtlardan üretilmiş, sanatçının plastik müdahalelerinin izlerini taşıyan heykeller kaidelerin üzerinde sergileniyor. Barselona’da yaşayan Kandak, fotoğrafın kurgu yaratabilme imkanlarını sorgulayan İstanbullu bir sanatçı ve plastik sanatlar öğretmeni. Kandak’ın bu enstalasyonunu Türkiye’de de görmek için sabırsızlanıyoruz.
En sevdiğimiz müzik gruplarından Islandman, şu günlerde İngiltere turnesinin son konserlerini veriyor. O turneyi takip etmeyi ne kadar istediğimizi bilir gibi dinleyicilerine 3 şarkılık yeni bir EP ile bahar havası yolladı Islandman. Self Hypnosis şarkısı loop’ta dinlemelik olan Bahar adlı kısaçalar tüm dijital platformlarda. Eğer hala dinlemediyseniz grubun geçen Eylül ayında çıkan son albümü Godless Ceremony de dinleyeceklerinize eklenmeli!
Doğa Koruma ve Milli Parklar Kayseri Şube Müdürlüğünün yazılı açıklamasında, 300'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan Sultan Sazlığı Milli Parkı'nda ilk kez “yeşil arı kuşu” görüldü. Son 2 yılda Milli Park sınırlarında akkuyruklu kartal, alaca yalıçapkını, çok nadir olan siyah flamingo ve saz horozunun da ilk kez gözlemlendiği Milli Park’ın her zaman aynı güzellikte korunmasını ve tür çeşitliliğinin her sene artmasını umuyoruz.
2015 yılında başlatılan, Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İli Karasal Biyolojik Çeşitliliğin Belirlenmesi Projesi kapsamında Aydın Dağları'nın en batı ucunda yapılan arazi çalışmasında farklılığı ile dikkat çeken yeni bir bitki türü belirlendi. Bitki türü üzerinde yapılan detaylı bilimsel araştırma ve çalışmalar sonucu bu yeni endemik bitkiye 'Allium İzmirense Pirhan' olarak anılan 'İzmir Soğanı' adı verildi. Türün ülke ekonomisine kazandırılması ile pek çok çalışmaya büyük katkı sağlayabileceğini kaydeden Dr. Ademi Fahri Pirhan, "Soğanlı bitkiler, tarımsal anlamda kullanılırsa ekonomik fayda sağlayabilir. Aynı zamanda bu bitki, içerik itibarıyla tıp ve ilaç sanayinde kullanılabilir" dedi. Dünyada 900 kadar türe sahip olan 'Allium (Soğan)' cinsine ait, Türkiye'de 195 tür bulunuyor. Dr. Pirhan, "Alt tür ve varyeteleriyle birlikte bu sayı, 213'e ulaşmaktadır. Bunlardan 87'si dünyada sadece ülkemizde yayılış gösteren endemik türlerdir. Keşfettiğimiz 'İzmir Soğanı' türü ile bu sayı 214'e yükselmiş ve endemik sayısı da 88 olmuştur" diye konuştu.
Özel sektörün iklim krizi ve çevre konusunda tüketiciyi bilinçlendirici çalışmaları eğer sadece trendlere uymak ve reklam amaçlı değilse hem çevre hem de toplum üzerinde gerçekten olumlu sonuçlar doğuruyor. OMO’nun her zaman sevdiğimiz sloganı “kirlenmek güzeldir” ile birleşen yeni çalışmalarında “İyilik için kirlenmek güzeldir” diyerek çocukların çevre, gelecek, toplum hakkındaki görüşlerini araştıran marka, bununla yetinmeyip hem çocukların gelecekleri için bir şeyler yapabilmesini, sorumluluk almasını hem de bu sayede ebeveynlerinin de bilinçlenmesini sağlıyor. Sadece bununla da kalmayıp bugün, çocuk olarak eğlenmeleri için plastik atıklardan geri dönüştürülmüş parklar yapıyor. Yapılan araştırmada çocukların yüzde48’inin yetişkinlerin doğayı önemsemediğini düşündüğü, yüzde 70’inin gezegenin durumu nedeni ile gelecekleri için endişeli olduğu ortaya çıktı. OMO, bu sonuçlardan yola çıkarak okulların önüne geri dönüşüm kutuları yerleştirdi. Henüz birinci yılında olan projede, pilot olarak seçilen İstanbul’un Üsküdar, Beykoz ve Ümraniye ilçelerinde toplanan plastik atıklardan yapılan oyun parkları kuruluyor. Projenin tüm ülkeye genişlemesini dört gözle beklerken en yakınımızdaki atık kutularına plastikleri götürüyoruz!
Gelecek Turizmde programı 15. yılında Muğla’da
Özel sektörün yaptığı çalışmaların sadece “içten” ve gerçekten faydalı olması değil, aynı zamanda sürdürülebilir olması da çok önemli. Bu konuda en iyi örnek Anadolu Efes tarafından 15 yıldır yürütülen Gelecek Turizmde projesi. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNDP ve Anadolu Efes tarafından yürütülen Gelecek Turizmde Programı, Türkiye'de sürdürülebilir turizme odaklanan ilk program. 2007 yılından bu yana yürütülüyor ve sürdürülebilir turizm modelleri oluşturma, toplum temelli girişimleri ve kadın girişimciliğini destekleme, kadınların güçlenmesine katkıda bulunma ve yerelde yeni istihdam olanakları yaratma konularında çalışıyor. 2007’den beri 19 proje ile 200 bin kişinin hayatına dokundu. Yaklaşık 500 kadına doğrudan ya da dolaylı olarak istihdam sağlandı, 600 STK ve 23 üniversite ile iş birliği yapıldı. Program kapsamında desteklenen hibe projeleri ile yerel ürünler, kültürel ve doğal değerler öne çıkarılarak yeni ziyaretçilerin çekilmesi ve yerel geçim kaynaklarının iyileştirilmesi sağlandı.
Program, yeni dönemde odağını geçen yılki orman yangınlarından en çok etkilenen bölgelerinden biri olan Muğla’ya çevirdi. Muğla bölgesinde destinasyonu destekleyecek 5 yeni alternatif turizm rotasının oluşturulması, en az 50 kadın girişimciye mentorluk ve istihdam desteği sağlanması, 500 kişiye sürdürülebilir turizm eğitimi verilmesi programın planlanan çıktıları arasında. Ayrıca sürdürülebilir turizm eğitimi alan yerel turizm işletmeler “Gelecek Turizmde Öneriyor” kapsamına alınacak. Bölgede sürdürülebilir turizm alanında rol almak isteyen kadın girişimcilere hibe, mentorluk ve iletişim desteği sağlanacak. Ayrıca bölgede toplumsal cinsiyet eşitliği eylem planı da oluşturulacak.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyaloğu VI kapsamında desteklenen, Avrupa Pestisit Eylem Ağı ortaklığı ve Zehirsiz Sofralar Platformu işbirliğiyle yürüttüğü “Zehirsiz Kentlere Doğru” projesi kapsamında başlatılan “Zehirsiz Kentler için Harekete Geç” başlıklı imza kampanyası için taahhüt belgesini imzalayan Samsun Büyükşehir Belediyesi’ni kutluyoruz! Samsun, bu imza ile uygun politikaları takip etme ve önlemleri alma taahhüdü veren ilk belediye oldu. Bu kapsamda;
Büyük şehirlerde de bu önlemlerin alınmasını umuyoruz!
Bursa’nın yeniden ‘Yeşil Bursa’ kimliğini kazanmasını amaçlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, 1 milyar 300 milyon TL’yi aşan çevre yatırımıyla kentin gelecek 50 yılını güvence altına almayı hedefliyor. Yıllarca ‘Yeşil Bursa’ olarak anılan kenti yeniden yeşil kimliğine kavuşturmak amacıyla yeşil alan düzenleme çalışmalarına da ağırlık verdiklerinin altını çizen Recep Altepe, “510 bin metrekare alanlı Hüdavendigar Kent Parkı, 525 bin metrekarelik Kurşunlu Kumsaz Bölge parkı, 300 bin metrekarelik Vakıf Bölge Parkı, 200 bin metrekarelik Zafer Parkı ve 42 bin metrekarelik Beşevler Bölge Parkı başta olmak üzere 2 milyon metrekarenin üzerinde yeni yeşil alan Bursa’ya kazandırılıyor. Öte yandan Büyükşehir sınırlarına dahil olan 10 yeni ilçedeki vahşi çöp depolama alanları da rehabilitasyon çalışmalarıyla yeşil alan olarak bulundukları ilçelere yeniden kazandırılıyor. İl genelinde tespit edilen 29 adet düzensiz çöp döküm alanının rehabilitasyonuna yönelik çalışmaları hız kesmeden sürdürüyor” ifadesini kullandı. Atık yağ ve pil toplama, katı atık aktarma istasyonları, okullarda çevre eğitimi gibi çalışmalarıyla çevre konusunu sürekli gündemde tutan Bursa Büyükşehir’in yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda da önemli atılımlar yaptı. Mesela Günlük ortalama 2850 ton evsel atığın depolandığı ve doluluk oranın yüzde 52 seviyesinde olduğu Hamitler Katı Atık Depolama Sahası'ndan çıkan metan gazından elektrik üretme projesi kapsamında 2012 yılında faaliyete başlayan tesiste bugün itibariyle saatte 9800 kilowat elektrik enerjisi üretiliyor. 2015 yılında yaklaşık 83 milyon kilowat elektrik enerjisi üretilirken, yaklaşık 47 bin konutu aydınlatacak enerji çöplükten sağlanmış oldu. Bursa’ya mı taşınmalı acaba?
Bir kaç ay önce İspanya’dan evcil hayvanların boşanma durumlarında çocuk olarak kabul edilerek, velayetlerin eşler arasında ortak olmasını sağlayacak yasal düzenleme haberi gelmişti. Hali hazırda çoğu ülkede hayvanların hangi eşte kalacağı mevzusu zaten çekişmeli boşanmalara yol açıyordu ama bunun yasal bir düzenleme ile “hayvan refahı” gözetilerek ve ortak velayet kavramı kullanılarak hayata geçirilmesi, hayvanlara işkence edenlerin sokaklarda ellerini kollarını sallayarak gezdiği bizimki gibi toplumlar için büyük gelişme. Öte yandan İspanya hükümeti, yeni düzenlemelerle sadece hayvanların değil, tüm toplumun refahını artırmak için çalışmaya devam ediyor. Son olarak ağır sancılı regl dönemleri geçiren kişiler için ayda 3 gün yasal izin hakkı tanıyan ilk Avrupa ülkesi oldu. Her ne kadar bu konu kadınların iş dünyasındaki yerinin sorgulanmasına yol açsa da reglin normalleştirilmesi ve kadınla erkeklerin farklılıkları ile eşit kabul edilmesi açısından çok büyük bir adım.
Fareler üstünde yapılan çalışmalarda, hafıza kaybı yaşayan farelere ailelerindeki genç farelerin beyin sıvıları enjekte edildi ve hafıza kaybının önüne geçildiği, hatta iyileştiği gözlendi. Çalışmayı yürüten Profesör Wyss-Coray, bu durumun Alzheimer ilacı geliştirmek için önemli bir veri olduğunu belirtti. Çalışmanın bilimsel ve tıbbi yönlerini nature.com adresinde bulabilirsiniz.
Denizciler geçtiğimiz aylarda Antarktika yakınlarında toplam 1000 balinalık bir sürü ile karşılaştı. Bu balinaların, nesli tükenmekte olan “fin balinası” ya da oluklu balina türüne ait olduğunu belirten balina uzmanları, bu balina türünün yaklaşık 27 metre boyunda olduğunu ve 140 yıl yaşayabildiğini belirtiyor. Balina uzmanı Conor Ryan, bu balinaların 1800’lerdeki balina endüstrisinden kurtulan balinaların çocukları olduğu ve balina gözlemciliği ile dikkatli koruma sayesinde bu tür balinalarla karşılaşmaların artabileceğini söyledi. Avrupa’da kış mevsimi yaşanırken Fin balinalarına güneyde okyanuslarda, yaz aylarında ise Antarktika’da rastlamak mümkün. Bu arada Finlandiya’nın balina avcılığını tamamen yasaklamasının da balinaların sayısının artmasını sağladığını söylemekte fayda var. Nüfusları artsa da hala daha tehlikede olan balinalardan dünyada sadece 100 bin adet olduğu düşünülüyor.
Türkiye’de çok sevilen Lübnan asıllı Fransız trompet virtüözü bir kez daha İstanbul’a geliyor. 29 Haziran’da Pozitif ve Pasión Turca iş birliğiyle Parkorman’da sahne alacak olan Maalouf, Sting, Salif Keita, Amadou & Mariam, Lhasa de Sela gibi pek çok isimle de aynı sahneyi paylaştı. 2007’den bugüne kadar yayımladığı 15 albümde prodüktör, besteci ve aranjör rollerini de üstlenen başarılı virtüözün birçok film müziği bestesinde de imzası bulunuyor. Caz, rap ve Orta Doğu müziklerini füzyonladığı sahne şovlarında izleyicileri alkışlamaktan kızaran avuçlarla bırakıyor! Şimdiye kadar izlemediyseniz, bunu kaçırmayın.