Batı Karadeniz’de tanık olduğumuz tarihin en büyük facialarından biri yaşanıyor. Bedeli çok ağır oldu ama suyun gücünü selin ne demek olduğunu gördük.
Sorumlu kim?
Kimileri doğa diyor, ‘hiç bu kadar yağmur yağmamıştı’. Kimileri, dünyanın dengesinin bozulmasına bağlıyor.
Değil kardeşim…
Sorumlu, bugünkü/dünkü iktidarlar, belediyeler, muhtarlar, valiler, kaymakamlar, kamu kuruluşları ve bizler…
Evet evet bizler. Veya en başta bizler.
Ama asıl sebep ahlak patlaması!
Devlet de rant peşindeyse vatandaş da rant peşindeyse sonuç bu olur.
Gelin tartışalım…
400 metrelik dere yatağını 15 metreye indirmek ahlaksızlık değil mi?
Dere yatağının iki yanını doldurarak yapılaşmaya açmak veya göz yummak ahlaksızlık değil mi?
Dere dibine 10 katlı apartman dikmek ahlaksızlık değil mi?
10 katlı apartmanların dikilmesine göz yummak için ‘ hediye ‘ adı altında avanta almak ahlaksızlık değil mi?
O apartmanlardan dere manzaralı daire alıp balkonda çay yudumlamak ahlaksızlık değil mi?
Bu olup bitene ses çıkarmamak ahlaksızlık değil mi?
Dere yataklarına, yamaçlara, su yollarına dikilen kaçak binaları ‘ imar barışı’ adı altında rant için meşrulaştırmak ahlaksızlık değil mi?
Bunun oya tahvil edeceğini hesaplamak ahlaksızlık değil mi?
Doğa harikası yerlere HES’ler kurup doğanın dengesini değiştirmek, ekolojik yapıyı bozmak ahlaksızlık değil mi?
Yine doğa harikası yerlere taş ocakları açmak ahlaksızlık değil mi?
Taş ocakları açılmasına, ağaçların kesilmesine direnen köylülerin üzerine jandarma göndermek ahlaksızlık değil mi?
Dere yatağına kaçak tomruk deposu kurmak ahlaksızlık değil mi?
Dere yatağına kurulan tomruk deposunu kaldırmak isteyen Kaymakam’ın karşısına dikilen köylülerin yaptığı ahlaksızlık değil mi? (Halk TV’den İsmail Saymaz’ın eski kaymakam ile yaptığı söyleşiyi okuyun lütfen)
TIKLAYIN - Eski Ayancak Kaymakamı Kaya: 'Tomruk deposu taşınmazsa, köprüleri yıkıp Ayancık’ı bitirecek' dedim
Tomruk deposunu başka yere taşıyarak bizi ekmeğimizden edecek diye Kaymakam’a direnen muhtarların tavrı ahlaksızlık değil mi?
Dere yatağına yol açmak ve tomruk deposunun kaldırılmaması için ağırlığını koyan siyasetçilerin çabası ahlaksızlık değil mi?
Tomrukların yıkımın, facianın katlanarak büyümesine sebep olduğunu gizlemeye çalışan bazı medya kuruluşlarının yaptıkları yayın ahlaksızlık değil mi?
Tomruk meselesini ağzına almayan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tavrı ahlaksızlık değil mi?
Almanya’da da Belçika’da de sel oldu, onlarca kişi orada da öldü diyerek insan eliyle hazırlanan büyük felaketin üstünü örtmeye çalışmak, iktidarın kusuru olmadığını ima etmek ahlaksızlık değil mi?
2016 yılında Paris İklim Anlaşması’nı imzalayıp ama hâlâ Meclis’ten geçirip onaylamamak ahlaksızlık değil mi?
En çevreci bizi dedikten sonra Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek G20 ülkesi olmak ahlaksızlık değil mi?
Türkiye’yi Elitre, Libya, Yemen, Irak gibi ülkelerle aynı kefeye sokup itibarını zedelemek ahlaksızlık değil mi?
Doğaya hükmetmeye çalışmak, doğanın dengesini bozmak bunun bedelini de insanlara ödetmek ahlaksızlık değil mi?
Ahlaksızlık ne demek; suç.
Ama ne yazık ki doğaya karşı işlenen suçların failleri hiçbir zaman bulunamıyor. Ahlaksızlık olarak kalıyor!.
Sonuç; başlık yanlış mı?
Karadeniz’de doğa değil, dere değil, HES değil, tomruk değil, binalar değil, köprüler değil aslında ahlak patlamadı mı?
Ne dersiniz?
Şu ahlak meselesini oturup konuşmanın zamanı gelmedi mi?