CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP sözcüleri aynı tepkiyi veriyor: Erken seçim istemiyoruz. Erken seçim çare değil.
Bir ay kadar oluyor, CHP herhalde taktik icabı böyle söylüyor, rol yapıyorlar diye yazdım. Çünkü ülkenin kötü yönetildiğini, işlerin her geçen gün sarpa sardığını söyleyen kendileri.
Seçim istersek AKP; "Bakın bu yüzden ekonomi dikiş tutmuyor. Bakın bu yüzden istikrar sağlanmıyor. Bakın bu yüzden iş dünyası önünü görememiyor. Bakın bu yüzden yabancı yatırımcı gelmiyor. Bakın bu yüzden dış dünyadaki muhataplarımız ikircikli davranıyor" söylemine sarılır endişesiyle böyle konuşuyorlar zannediyordum!
Bu sebeple seçimi ağızlarına almıyorlar, bu sebeple erken seçimi reddediyorlar diyordum. Yazdım da.
Kimileri, 'AKP dibe vursun diye bekliyorlar' yorumu yaptı.
İtiraz ettim; 'AKP'nin dibe vurması Türkiye'nin de dibe vurmasıdır, hepimizin yere çakılmasıdır, CHP oy oranını üç puan daha arttırmak için bu yolu seçmez' dedim.
Kimileri, 'erken seçim isteseler sonuç alamayacaklarını biliyorlar. Meclis çoğunluğu buna yetmiyor bu sebeple gündeme getirmiyorlar. Sözlerinin havada kalmaması için' dedi.
Yine itiraz ettim; 'muhalefet her attığı adımda sonuç almaz ki; muhalefet zaten azınlık demektir. En azından kayda geçirirsin.'
Kimileri, 'büyük kentleri yeni kazandılar. Oraları yoluna koymak için bekliyorlar' dedi.
Yine itiraz ettim; 'rüzgar varken yelkenleri açacaksın, havayı kaçırmayacaksın!..'
Kimileri, 'erken seçim gerçekten çözüm değil, Türkiye'nin devasa sorunları var bunlar konuşulmalı, çözüm yolu aranmalı' önerisi yaptı.
Yine itiraz ettim; 'Meclis devre dışı, iktidarın yegane temsilcisi hiçbir meseleyi Meclis'e taşımıyor. Türkiye, S-400 füzeleri alarak büyük bir riske girdi, Meclis'te konuşulmadı bile. Suriye'de ne olup bittiğinden Meclis'in haberi yok, Fırat'ın doğusu ne olacak, batısı ne olacak, Ankara'nın politikası ne, Meclis devre dışı.'
Bu gözle, bu bakışla CHP'nin sözcülerini dikkatle takip ettim. Türkiye'nin ağır sorunlarını bir çırpıda sıralıyorlar. Yapılan yanlışları teker teker anlatıyorlar. Sıra çözüme gelince işte orada çuvallıyorlar.
Neden mi?
Dedikleri aşağı yukarı şu: Cumhurbaşkanı'nın partili olması, Meclis'in devre dışı kalması, tek adam yönetiminin dediğim dedik politikası, hukuk devletinin olmaması bugünkü halimizin nedenidir...
Peki ne yapacağız?
CHP'nin biz sunduğu tek formül şu; Cumhurbaşkanı partili olmaktan vazgeçsin.
Tamam da vazgeçmiyor. Partisinin başında kalmakta ısrar ediyor. Hatta bunu rejimin olmazsa olmazı görüyor. MHP de aynı görüşte. Partili Cumhurbaşkanı modelini hararetle savunuyor.
Ayrıca Cumhurbaşkanı, AKP genel Başkanlığı'nı bırakırsa memleket güllük gülistanlık mı olacak? Hayat pahalılığı bitecek, işsizlik yüzde 5'lere inecek, yargı siyasetin etkisinden çıkacak, demokrasi klasmanında basamak mı atlayacağız? Dış politikada değerli yalnızlığımız(!) sona mı erecek? Avrupa Birliği yolu yeniden mi açılacak?
Hayır.
Eee, o halde çözüm ne? CHP sözcüleri söylüyormuş gibi yapıyor ama çözümü söylemiyor. 'Türkiye'nin büyük sorunları var, önce bunları çözülmeli' diyorlar ama bu işin nasıl olacağını söylemiyorlar.
Bir ara CHP'lilerin erken seçim istemeyerek rol yaptığını düşünüyordum, artık farklı düşünüyorum. CHP'liler rol yapmıyor. Devasa sorunlar başımıza kalır diye korkuyorlar galiba!..
"Sabah akşam erken seçimin faydası olmaz" demeleri bundan olsa gerek!