Anayasa'ya aykırı da olsa, demokrasiyle bağdaşmasa da yeni düzenin adı belli oldu; kayyım demokrasisi...
Tek kişilik İktidar ülkeyi bu şekilde yönetmeye kararlı görünüyor... Muhalefet cephesinin yükseldiği kentlere hakim olmanın yolunu kayyım valilerde buluyor... Van, Mardin, Diyarbakır'la kapı aralandı... Teröre destek veriyorlar, PKK'ye sahip çıkıyorlar, dağa adam yolluyorlar savları kafaları karıştırmak, destek bulmak için yeter de artar bile... İşe oradan başlamalarının nedeni bu...
Bakın İyi Parti'nin bile kafası karıştı ... Genel başkanları dahil sözcülerinin de dili tutuldu... Konuşmaya çalışanlar da kem küm ediyor... Fikir çıkmıyor...
Oysa bu mesele terörle mücadele meselesi değil, bu mesele doğrudan demokrasi meselesi... Soruyorum Ahmet Türk hakkında yeni bir soruşturma var mı?
Yok ... Gerçi soruşturma görevden alınması için yeterli değil ... Yeterliliğin ötesinde tehlikeli bir yöntem... Bir iddia ortaya at, soruşturma aç, kendi iddiana dayanarak görevden al yöntemi FETÖ'cülerin yöntemidir... Hatırlatırım!..
Efendim, bu başkanlar demokrasiyi istismar etmiş... İçişleri Bakanı'nın siyasi hayatımıza kattığı yeni tanım bu... Demokrasiyi istismar etmek... Yani sömürmek...
Allah, Allah nasıl oluyor? Bu pencereden bakarsak AKP'ye karşı olanlar, AKP iktidarının uygulamasını beğenmeyenler de AKP'nin 18 yıldır demokrasiyi sömürdüğünü iddia edebilir... Demokrasiyi sömürerek rejimi değiştirdiğini savunabilir... Demokrasiyi sömürerek devletin yapısını değiştirdiğini söyleyebilir...
Ne demek demokrasiyi sömürmek!..
İçişleri Bakanı'nı tedavüle iki terim daha sürdü... Helal oy, temiz oy ... Bazı oylar temiz oy ise demek ki bazı oylar da kirli... Mesela Diyarbakır'da HDP'ye verilen 490 bin 571 oy helal oy mu, temiz oy mu, yoksa haram oy mu, kirli oy mu?
Bu kavramı ortaya atan İçişleri Bakanı açıklık getirir herhalde... Yarın öbür gün AKP'yi destekleyen yazarlar Bakan'ın sözlerini tevil etmeye çalışacaklardır...
Ama biliyorsunuz zırva tevil götürmez...
Ama yine de deneyeceklerdir... Kayyımı canhıraş savundukları gibi... Meğer; kayyım atamasıyla Van rahatlamış... Mardinli ‘kayyım geldi hoş geldi' diye sevinmiş. Davul zurna da çalmışlar mıdır acaba? Diyarbakır ' Oh dünya varmış' demiş...
Yüzde 62.9 oy oranıyla HDP'li Mızraklı'yı başkan yapan Diyarbakırlılar görevden alınınca 'oh dünyalar varmış' dedi; öyle mi?
Yapmayın ya! ... Peki neden oy vermişler?
Haa onu da izah ediyorlar; Diyarbakır halkı nasıl olsa kayyım atanır, kayyım hizmet yapar ,biz HDP'liyi seçelim ki hem kimlik beyanında bulunmuş olalım nasıl olsa kayyım gelir hizmet almayı sürdürürüz mantığıyla oy vermiş ...
Yok ya! ... 490 bin 571 kişi bu düşünceyle mi HDP'nin adayına oy verdi ... Aklımızla alay etmeyin ...
Kendileri söylemiyor ama yazarları yazıyor ... Bu belediye başkanları bekleneni vermemiş ... Halk tepkiliymiş ... Görevden alınma nedenlerinden biri de buymuş, halkın parasının doğru yere harcanmasını sağlamakmış ...
Buna kim karar verir! ... O defteri merkezi iktidar için de açalım mı, açarsak ne olur? Ayrı bir konu ... Ama bu gerekçeyi ciddi ciddi savunanlar kayyım demokrasisinin kilometre taşlarını döşemeye başladılar ...
Yarın, öbür gün, İstanbul, Antalya, İzmir veya Ankara belediye başkanları da halkın beklentilerini karşılamadıkları, haklarında çeşitli nedenlerle soruşturma açıldı diye görevden alınıp yerlerine valiler atanabilir mi?
Bu ihtimal var mı?
Yanıtı siz verin ...