Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomi ve hukukta yeni bir reform dönemini başlattı.
Dileyelim ki kendisi de söylediklerine inanıyor olsun.
O böyle konuşunca Adalet Bakanı Abdülhamit Gül el yükseltti: "Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun!"
Adalet Bakanı’nın savcılara "kimsenin talimatına, telkinine bakarak değil, dosyaya bakarak vicdanınıza göre karar verin, 83 milyon geleceğe daha güvenle baksın" diye seslenmesi de kayda geçmiş oldu.
Devletin tepesi bir anda gözleri bağlı Adalet Tanrıçasına dönünce "sözde bağımsız" HSK da boş durmadı.
HSK, bir beraat, iki tahliye, bir AİHM kararına rağmen hâlâ hapiste tutulan Osman Kavala ile ilgili evrakları İstanbul Adli Yargı Komisyonu’ndan istedi.
Memleketimizin adalet sisteminden ümidini kesenler, akşamüstü gelecek görücülere üzümlü kek pişiren genç kızlar gibi tatlı bir heyecan içindeydi.
Cumartesi günü Damat – Müstafi Bakan Berat Bey’in biraderinin yönetimindeki Sabah gazetesinin manşeti "Ekonomi ve Hukukta Yeni Reform Dönemi" şeklindeydi.
Nedense Sabah, bu reform işinden pek heyecanlanmamış görünüyordu.
Ve aynı sayfanın, gazeteci jargonunda "etek" diye tabir edilen yerinde ilginç bir haber vardı: Kavala’nın Baş Döndüren Para Trafiği!
Habere göre Kavala’ya, Soros’dan para gönderilmiş, o da bu parayı Açık Toplum Vakfı’na, oradan da sivil toplum kuruluşlarına göndermiş.
Nasıl bir "suç trafiği" olduğu anlaşılmayan bir de grafik ile haberi süslemişler ki gazetenin okuyucuları Kavala’nın "kesin suçlu olduğuna" inansın.
Dikkatle okuyunca Kavala’nın beraati ile sonuçlanan suçlamaların bir tekrarı bunlar.
Belli ki adliye içinde bir oluşum, HSK’nın Kavala ile ilgili dosyaları istemesinden "kıllanmış", kendilerince elverişli bir gazeteci bulup, "haber sızdırmaca" oynuyor.
Ve gazetede kimin tuvalete gidebileceğine bile karar veren damadın biraderi, bu haberi getirip, Erdoğan’ın "adalette reform" müjdesinin altına yerleştiriveriyor.
Gazetenin HSK’nın Kavala dosyalarını istemesi ile ilgili haberi hiç vermediğini, Adalet Bakanı’nın açıklamasını da sayfanın dibinde tek sütun, bir paragraflık bir haberle geçiştirdiğini de söyleyeyim.
Yargıda "İstanbul Grubu" diye bilinen ve Pelikancılar tarafından yönlendirilen grup ile Adalet Bakanı arasında geçtiğimiz yıl yaşanan karşılıklı diş gösterme girişimlerini de hatırlayalım.
Adalet Bakanı ile müstafi bakan Berat Albayrak’ın bu güç mücadelesi nedeniyle birbirlerine mesafeli olduklarını da not edelim.
Sabah’ın son çıkışı öyle gösteriyor ki Berat Albayrak, kardeşi üzerinden medyadaki gücünü, istifa mesajına da yansıyan "at izine karışan it izi" meselesinde sonuna kadar kullanacak.
Bu itişmenin nereye kadar gidebileceğine karar verecek bir kişi var, o da Erdoğan.
Ancak Erdoğan’ın medya üzerinden yürütülen bu "direnişten" haberdar olmaması da büyük ihtimal.
Çünkü medyada ne yazılıp çizildiğini Erdoğan’a ileten görevli de Pelikancıların kankası.
Öyle görünüyor ki Berat Albayrak, istifa ederek babasının çiftliğinde at binmeye gitmiyor!
Sabah gazetesinin Cumartesi günkü birinci sayfasını, bununla ilgili olarak atılan bir işaret fişeği olarak görebilirsiniz.
Tabii karşı hamle olarak, çok partili dönemin en yüksek oyunu alarak seçilmiş Başbakan’ın, seçimden 7 ay sonra bir Saray darbesiyle devrilmesi ile ilgili dosya da tozlanmaya terk edildiği raflardan indirilebilir.
Bunu bir şey bildiğimden söylemiyorum, tahmin yürütüyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi, hukuk ve demokrasi alanında "seferberlik" başlattı.
18 yıldır niye başlatmamıştı ya da başlattıysa niye zaman içinde vazgeçmişti, bunu anlatmıyor tabii.
"Ekonomi yönetimini yeniden oluşturduk, hem sıkıntıları çözecek hem de bizi hedeflerimize ulaştıracak hamleleri süratle hayata geçireceğiz" sözleri de 18 yıldır Türkiye’yi tek başına yöneten "şahsına" ait.
Dileyelim ki dediklerini gerçekten yapsın.
Erdoğan, 11 Kasım günü "ekonomideki yeni dönemle ilgili" böyle açıklamalar yapınca "iş dünyasından tam destek" almış.
Önce kısaca bunlara göz atalım:
İTO Başkanı Şekip Avdagiç "bu açıklamaların beklenen atılımın köşe taşını oluşturacağını" söyledi.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, "Merkez Bankası’nın itibarının korunmasını" olumlu bulmuş. Bu itibarın yıpranması nedeniyle "eskiyi" suçluyor.
DEİK Başkanı Nail Olpak, bu politikalarla Türk Lirası'na olan güvenin hızla artacağı kanaatinde.
TİM Başkanı İsmail Gülle, açıklamaları ihracatçılar olarak çok büyük memnuniyetle karşılamış, heyecanla onu anlatıyor.
MÜSİAD Başkanı Abdürrahim Kaan, bu seferberlik çağrısıyla ekonominin V tipi yükseleceğine inanmış.
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, artık rahat, 2023 hedeflerine böylece koşarak gidebileceğimizi düşünüyor.
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını, ekonomiye yapılmış bir aşı olarak görüyor.
Ne güzel değil mi?
Bu tipler, 29 Eylül 2020 günü, Berat Albayrak üç yıllık Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) açıkladıktan sonra da programı şöyle değerlendirmişlerdi:
TİM Başkanı İsmail Gülle: "YEP’i heyecanla karşıladık" dedikten sonra Albayrak’ın YEP’inin kendilerinin her zaman vurguladığı hedeflere yönelik olmasını alkışlıyor.
DEİK Başkanı Nail Olpak: "YEP, Türk iş dünyası ve özel sektörüne güven veren, makro ekonomik gerçeklere dayanan yeni bir yol haritası ortaya koyuyor."
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: "YEP’te ekonomideki durum ve küresel gelişmeler doğru tespit, teşhis edilerek gerçekçi tedbirler ve hedefler ortaya konulmuş."
İTO Başkanı Şekib Avdagiç: "Ekonomimizin potansiyellerine uygun bir büyümenin hedeflendiği Programla, Türkiye’nin makro hedeflerine ve güncel sorunlarına yeni açılımlar getiriliyor."
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: "YEP'teki hedefler, sanayiciler olarak yıllardır üzerinde durduğumuz bazı temel yapısal konularla ilgili oluşturulmuş perspektif açısından umut verici. Bunlar bizim İSO olarak uzun zamandır savunduğumuz hedefler."
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan: "Sorunların doğru bir şekilde tespit edildiğini ve gerçekçi tedbirlerin ortaya konulduğunu gördüğümüz Yeni Ekonomi Programı, ülkemizi 2023’e hazırlayacak bir yol haritası niteliğindedir."
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz: "Birçok gelişmiş ülkenin aksine 2020 yılını bugün açıklanan programda da öngörüldüğü gibi pozitif büyüme ile kapatacağımıza inanıyorum."
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın: "Yeni ekonomi paketi stratejik analizler içeren bir program olmuş. Enflasyonu ve cari fazlayı baskılayıcı bir program olacak. Yeni ekonomi paketi bu yönü ile sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor."
1,5 ayda nasıl bir fikri dönüşüm geçirmişler, insan hayret ediyor.
Bu durumları bana "patlıcanın değil, padişahın dalkavuğu" fıkrasını hatırlattı nedense.