Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, olayın ortaya çıkmasından 10 gün geçtikten sonra altı yaşında tarikat içinde tecavüze uğrayan kız çocuğu ile ilgili olarak konuştu.
"Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımızın, kurumlarımızın tamamı süreci titizlikle takip etmiş, gereken her türlü işlemi bihakkın yerine getirmiştir" dedi.
"Geçmişteki ihmaller ve eksikler de soruşturma kapsamında ele alınmış, gereken adımlar atılmıştır" dediğini de hatırlatayım ki bu iki cümle birbiriyle çelişiyor.
"Her türlü işlem bihakkın yerine getirildi" ise "geçmişteki ihmaller ve eksikler" nasıl olabildi?
"Ülkemizde reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlardaki hassasiyetimizi biz kimseye sorgulatmayız" demesi ise gerçek hayat ile uyuşmuyor.
Isıtıp ısıtıp TBMM'ye getirmeye çalıştıkları "erken yaşta evlilik affı" meselesinde, "bunu infaz kanunu içinde çözelim" talimatı verdiğini de hatırlamıyor belli ki.
Zaten kendi oğlu da evlendiğinde, gelin 17 yaşındaydı, bunu da hatırlatmış olayım.
Cumhurbaşkanı, bu olay vesilesiyle "Bay Kemal'i" eleştirirken şunu da söyledi:
"Böyle bir meseleyi milletimizin inancı ve kurumlarıyla irtibatlandırmak ahlaki olmayan çarpıtmadır."
Bu olayda "milletimizin inanç kurumu" dediği şey 6 yaşındaki kızını, Kadir İstekli isimli mürit ile evlendiren şeyhin "tarikatı"!
Nasıl bir "inanç kurumu" ise küçücük kız evlendirilirken ortada yok.
Ama küçük kızın "kemik yaşını tespit" amacıyla 21 yaşındaki birisi kullanılırken "inanç kurumu" iş başında!
Mahkemeyi, savcıyı kandırmaya çalışırken, suçu örtbas ettirirken "inanç kurumu" çalışıyor, küçük kızın hakları söz konusu olunca gözlerini yumuyor.
Erdoğan ve onunla aynı endişelerle bu tür tarikat sapıklıklarına arka çıkmaya çalışanlar unutuyorlar ki inanca en büyük zararı bu kurumlar veriyor.
"Erken yaşta evlilik" diye yumuşatmaya çalıştıkları konu esasen, çocuk yaştaki kızlarla evlenen erkekleri kurtarma meselesidir.
Ve özü itibariyle pedofili suçu olan meselenin bu şekilde tanımlanması vatandaşları kandırmaya yönelik art niyetli bir isimlendirmedir.
Çünkü olayı böyle tanımlayarak çocuk yaşta kızlarla evlenen pedofilleri cezasız bırakmayı amaçlıyorlar.
Bir yıl önce bu affı, infaz kanunu içinde çözmeye niyetlendiklerinde de hedefleri buydu.
Küçük kızları değil, 18 yaşından küçük kız çocuklarını "akıl baliğ oldu" diye evlendirmeyi dine uygun bulan tarikatların gönlünü hoş edebilmek derdindeler.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın başkanı olduğu Diyanet Vakfı, iki ciltlik "İlmihal"inde "ergenliğe girmemiş çocukların evliliği" konusuna da "dini açıklamalar" getiriyor.
İlmihal, İslam dininin belli başlı ilkelerini, kurallarını öğreten kitap anlamına geliyor.
İşte bu kitaba göre, İslam hukukçuları evlilikte alt sınırı; kızlarda 9, erkeklerde ise 12 olarak tespit etmiş.
Nagihan Yılkın'ın Cumhuriyet'te yayımlanan haberine göre Hanefi mezhebinde evlenme ehliyetine sahip olmak için 18 yaşında reşit olma şartı aranmıyor.
İlmihal'den bir bölüm:
"Ergenlik biyolojik bir olgunluğu ifade eder. Bu da insandan insana, bölgeden bölgeye göre değişir. Bu bakımdan herkes için sabit bir ergenlik yaşı belirlemek mümkün değildir. Bu sebeple İslâm hukukçuları ergenlik için genel duruma bakarak bir alt bir de üst sınır belirlemişlerdir. Bu iki sınır arasında kişi ne zaman biyolojik olarak ergen olursa o andan itibaren bâliğ sayılır. Alt sınırdan önce ergenlik iddiası dinlenmez. Üst sınıra ulaşan kimse de ergenliğe ulaşmasa bile bâliğ kabul edilir. Alt sınır kızlarda dokuz, erkeklerde on ikidir. Üst sınır ise Ebû Hanîfe'ye göre kızlarda on yedi, erkeklerde on sekiz, İmam Mâlik'e göre her iki cins için on sekiz, Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre yine her iki cins için on beştir."
İlmihal'de ergenlik yaşına gelmeden önce babası ve dedesi tarafından evlendirilen bir kişinin evliliğe itiraz etmeye hakkının olmadığı da vurgulanıyor.
Bu vakıf, büyük ölçüde kamu kaynaklarından yararlanarak faaliyet gösteriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özel hukuk alanındaki uzantısı sayılabilir.
Hep yazıyorum, Diyanet İşleri Başkanlığı laik bir devletin kurumu gibi davranmıyor.
Kendisini Şeyhülislam zannediyor ve İslam'ın belli bir yorumunu dikte ediyor.
"İnsandan insana, bölgeden bölgeye değişen ergenlik" tanımı belki biyolojik olarak doğru olabilir ama bizim Medeni Kanun'a göre rüşt yaşı 18!
Hiranur Vakfı'nda yaşanan sapıklığın benzerlerinin başka yerlerde de yaşanmasına olanak veren yorumlar bunlar.
Bu tartışmalar nedeniyle dinin hedef alındığını, dini kurumların yıpratılmak istendiğini düşünenlerin hassasiyetlerini anlayabiliriz elbette.
Ama unutmayalım ki bu tür tartışmaları bitirmek, benzeri sapıklıkların bir daha yaşanmamasını sağlamak da onların elinde.
Mehmet Y. Yılmaz kimdir?Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu 1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı. Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı. 1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü. 2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi. 2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı. Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı. "Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor. |