Mauro Icardi Galatasaray formasını ilk kez yedinci haftadaki Konyaspor maçında giydi. İstanbul’a lider olarak gelen Konyaspor’la yapılan maçta sonradan oyuna girmiş ve Konyasporlu Francisco Calvo’nun 82’nci dakikada kendi kalesine gol atmasında dolaylı da olsa bir rol oynamıştı. Ertesi maçta (Adana Demirspor deplasmanı) ailevi sorunları nedeniyle ülkesine gittiği için yoktu. Bir sonraki hafta Kayserispor’la oynanan deplasman maçında maçta ilk kez 11’de sahaya çıkmış, ancak Galatasaray bu maçta yenilmişti. Bu dönemde Galatasaray’da bir Icardi etkisinin varlığından söz edilemez.
Icardi’nin Galatasaray’daki etkisini net biçimde ilk kez ligin 11’inci haftasında oynanan Alanyaspor maçında gördük. Bir gol, bir asistle tamamladığı, ancak 2-2 berabere biten bu maçtan sonra Galatasaray ayağını gaz pedalına koydu. Karagümrük karşısında suskun kaldıktan sonra attığı iki golle Beşiktaş derbisine imzasını attı. Sonraki Başakşehir maçını ise bir gol, iki asistle tamamladı. Dünya kupası arasında sakatlanan Icardi Galatasaray formasına 76’ncı dakikasında oyuna dahil olduğu Fenerbahçe deplasmanında geri döndü. Uzatmalarla beraber 24 dakika, maçı bir gol ve bir asistle tamamlamasına yetip de arttı.
Bu maçın ardından Galatasaray’da çok net bir Icardi bükülmesi (her kütlenin, uzay ve zamanı değiştirerek onların bükülmesine yol açtığını söyleyen Genel İzafiyet Teorisi’nden ilhamla) yaşanmaya başladığını gördük. Burada Icardi bükülmesi derken kastettiğim şu: Galatasaray net biçimde Icardi’ye göre oynamaya başladı. Elbette daha önce de Icardi için hazırlanmış bazı setler vardı, Beşiktaş maçında Milot Rashica’nın ortalayıp Barış Alper Yılmaz’ın kafayla Icardi’nin soluna indirdiği kafa topu gibi.
Ancak en belirgin Icardi bükülmesi ilk kez Hatayspor maçıyla ortaya çıktı. Tüm takım oyuncularının belirgin biçimde Icardi’ye gol attırma çabası içine girmeye başladığını gördük bu maçta. Bu sadece takım arkadaşlarında ortaya çıkan bir sendrom değildi. Icardi’nin de neredeyse her pozisyonda final pasın kendisine yapılmasını istediği bir maçtı Hatayspor karşılaşması.
Icardi bükülmesi şahikasına dünkü Giresunspor deplasmanında çıktı. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz. Bu sezon Kerem Aktürkoğlu oyunda olduğu bölümde rakip kaleye tek bir şut bile atmadı. Her pozisyonda Icardi’yi aradı ve buldu. Giresunspor maçı Aktürkoğlu’nun kanat forvetten daha çok oyun kurucu orta saha futbolcusu kimliğine dönüştüğü bir karşılaşma olarak hatırlanacak yakın gelecekti. Benzer biçimde Barış Alper Yılmaz da maçı rakip kaleye çektiği iki şutla tamamladı. (Bu iki şutta da Icardi’ye pas vermesi mümkün değildi.) Bunun dışında Yılmaz da her pozisyonda Icardi’yi aradı ve buldu.
Icardi bükülmesi şu açıdan önemli. Hatırlanacağı gibi sezon başında Galatasaray ciddi bir skor sorunu yaşıyordu. Bunda Galatasaray’ın bütün forvet oyuncularının (Yunus Akgün, Dries Mertens, Kerem Aktürkoğlu) kaleyi gördükleri çoğu pozisyonda şut tercihleri de etkili olmuştu. Hiçbiri birkaç pozisyon dışında takımın santrforları olan Haris Seferoviç veya Bafétimbi Gomis’i beslemek zorunda hissetmemişti kendini. Ancak çok kuvvetli bir çekim merkezine sahip olan Icardi Galatasaraylı futbolcuların bütün futbol aklını ve uygulamasını bükmeye başladı. Artık Sergio Oliveira dahil, tüm Galatasaray oyuncuları sahada aksiyona geçmeden önce Icardi’yi arıyorlar. Galatasaray’ın neredeyse tüm hücum setleri Icardi üzerinden şekilleniyor.
Icardi bükülmesi dışında konuşulması gereken başka bir şey daha var: Galatasaray’ın takım savunması. Sezonun ilk maçı olan deplasmandaki Antalyaspor karşılaşmasından başlayarak takım halinde çok disiplinli olarak savunma yapan bir Galatasaray izlemeye başladık. İstatistikler de bu hipotezi destekliyor: Galatasaray 14 golle ligin en az gol yiyen takımı. Galatasaray açık oyunda, toplam 12,64 xG (expected gol - gol beklentisi) sayısıyla rakiplerine en az pozisyon veren takım durumunda. Onu 12,92’yle Beşiktaş takip ediyor.[1]
Burada tabii anahtar kavram takım savunması, isimler değil. Zira isimler üzerinden bakılınca stoper tandemindeki Abdülkerim Bardakçı ile sol bek rotasyonundaki Kâzımcan Karataş (küme düşen Altay’dan geldi), Emre Taşdemir (geçen yıl Giresunspor’da bile forma giyemedi) ve Léo Dubois dışında bir yenilik yok Galatasaray defans hattında. Artı geçen yıldan miras kalan Patrick van Aanholt’un da bu sezon dokuz maça ilk 11’de başladığını unutmamak gerekiyor. Buna geçen yıl da oynayan Fernando Muslera’yı da eklersek Galatasaray defansının beşte üçünden fazlasının geçen yıl da oynadığı gerçeğine ulaşıyoruz. Demek oluyor ki konuya defans oyuncularının isimlerinden daha çok takımın hangi futbol felsefesiyle oynadığı ve orta saha ile hücum bloklarının takım savunmasına verdikleri katkı üzerinden yaklaşılmalı.
Dünkü Giresunspor maçında Galatasaray’ın takım savunması daha önceki maçlara oranla biraz daha az çalıştı. Bu nedenle her ne kadar golle sonuçlanabilecek tehlike sayısı fazla olmasa da, Galatasaray’ın dün zaman zaman savunma sorunu yaşadığını gördük. Nitekim maçtan sonra basın toplantısında Okan Buruk da buna dikkat çekerek daha fazla çalışmaları gerektiğini söyledi.
Bu yazıyı yukarıda değindiğim iki ana konu etrafında oluşturacağım. İlki Icardi bükülmesi ve bunun özellikle Kerem Aktürkoğlu ve Barış Alper Yılmaz üzerindeki etkisi. Diğeri ise takım savunması.
Temelde Icardi bükülmesini ele alacağım bu alt başlıkta Galatasaray hücumlarının Icardi üzerinden şekillendiği hipotezini destekleyen birkaç örnek vereceğim.
Dakika 8,17. Giresunspor kalecisi aut atışında uzun oynuyor. Orta sahada Oliveira ayağına sokarak bu uzun topun Lucas Torreira’da kalmasını sağlıyor. Galatasaray hücumu topu Torreira’dan alan Barış Alper Yılmaz’ın gerideki Nelsson’a pas vermesiyle başlıyor.
Nelsson tandem arkadaşı Emin Bayram’a, o da orta sahaya gelip topu isteyen Aktürkoğlu’na oynuyor. Aktürkoğlu yüzünü rakip kaleye döndükten sonra sahayı hızla tarayarak sağ önde Icardi ve Yılmaz’ın olduğu bölgeye uzun bir top gönderiyor. Bu topu Barış Alper Yılmaz kafayla Icardi’nin önüne indiriyor. Aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi Icardi’nin çaprazdan çektiği şut kaleci Onurcan Piri tarafından kornere gönderiliyor.
İkinci örnek, dakika 39,42. Muslera aut atışıyla topu oyuna sokuyor ve Torreira’ya oynuyor. Torreira önce solundaki Emin Bayram’la ardından sağındaki Nelsson’la pas alışverişi yaptıktan sonra yeniden Bayram’a oynuyor. O da biraz topu sürdükten sonra sol çizgideki Dubois’yu buluşturuyor topla. Tam bu sırada Mertens sol öne hareketleniyor ve adamını üzerine çekerek Icardi’ye alan açıyor. Dubois burada kendisinden topu isteyen Aktürkoğlu’nu görüyor. O da aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi iki stoper arasındaki boşluğa hareketlenen Icardi’ye yine yüksekten bir top atıyor.
Icardi arkası dönükken topu kontrol ediyor. Ancak burada Arias ayağına basınca Galatasaray penaltı kazanıyor.
Üçüncü örnek, Galatasaray’ın kazandığı ilk gol.
İlk yarının uzatması oynanıyor, dakika 47,12. Giresunsporlu Vukan Saviçeviç’in topuna önce Barış Alper Yılmaz, ardından Boey iki kez dokunuyor. Yükselen topu Barış Alper Yılmaz kafayla Torreira’nın önüne indiriyor, o da hemen rakip yarı sahada bekleyen Aktürkoğlu’na oynuyor. Galatasaray aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi beşe üç hücuma çıkıyor. Bu sırada Icardi birden Arias’ın arkasına hareketleniyor ve Aktürkoğlu yine onu görüyor.
Kaleciyle karşı karşıya kalan Icardi’nin sol ayağıyla yaptığı vuruş kaleci Onurcan Piri’ye çarpıp kaleye yöneliyor. Tam bu sırada Giresunspor’un stoperi Kadir Seven bu topu kale önünde ters ayağıyla uzaklaştırmaya çalışıyor, ancak top kaleciye çarparak Mertens’in önünde kalıyor. O da dokunuyor topa: 1-0.
Üçüncü örnek, dakika 59,39. Orta sahanın solunda Saviçeviç’in sağ tarafa kullandığı serbest vuruşta Aktürkoğlu pas arası yaparak Galatasaray’ı hızlı hücuma çıkarıyor. Bu atağı Icardi ve Barış Alper Yılmaz da destekliyor öne yaptıkları koşularla. Öne koşanlara bir süre sonra Dubois da katılıyor. Daha önceki setlerde olduğu gibi Icardi yine defansın arkasına sızıyor ve Aktürkoğlu yine onu görüyor (aşağıdaki fotoğraf).
Şut açısı bulamayan Icardi geri dönüyor. Bu sırada rakip ceza sahasında beşe beş eşitlik var. Icardi peşine iki Giresunsporlu oyuncuyu takarak ceza sahasının dışına doğru topu sürüyor ve en kritik yerde Dubois’ya pas veriyor. Dubois top gelirken çevre kontrolü yapıyor ve kararını hemen veriyor. Sağ ayak içiyle ceza sahası dışından kalecinin soluna gönderiyor topu: 2-0.
Görüldüğü gibi maçın en başından itibaren en kritik tüm Galatasaray hücumlarında bir ikili işbaşında: Kerem Aktürkoğlu-Mauro Icardi. Penaltı dahil, Galatasaray’ın ilk iki golü bu ikiliden Aktürkoğlu’nun Icardi’yi kaçırmasıyla kazanıldı. Bunların dışında Aktürkoğlu’nun yine Icardi’yi kaçırmak istediği iki pozisyon daha oldu. Bunlardan dakika 68,28’deki oldukça tehlikeliydi. Icardi’yi ceza sahasında topla buluşturmaya çalışan Aktürkoğlu’nun pasını Arias yatarak önlemeyi başardı.
Galatasaray’ın bu Aktürkoğlu-Icardi ikilisi dışında bir üçüncü ismi daha vardı tehlikeli ataklarda payı bulunan: Barış Alper Yılmaz.
İlk örneği hatırlayalım. Aktürkoğlu Barış Alper Yılmaz’a yüksek bir top göndermiş, onun kafayla indirdiği topta Icardi gol pozisyonuna girmişti. Galatasaray aynı seti dakika 11,38’de bu kez Dubois’nın yüksek topuyla bir kez daha denedi. Ancak bu pozisyonda Barış Alper Yılmaz kafa topunu Icardi’nin önüne indiremedi.
Aynı seti dakika 37,15’te bir kez daha izledik. Oyunun bu anında Galatasaray takım olarak rakip yarı sahaya yerleşmiş durumda. Ceza sahasındaki Barış Alper Yılmaz’a yüksek top indiren bu kez Torreira. Yılmaz bu topu bu kez Icardi yerine Mertens’in önüne indirmeyi başarıyor. Onun vuruşunda ise top yandan dışarı çıkıyor.
Dakika 63,34 ve yine aynı set. Giresunspor’un uzun topunu Nelsson kafayla Oliveira’nın önüne indiriyor, o geriye Emin Bayram’a, o da sağdaki Dubois’ya oynuyor. Dubois yeniden merkeze dönerek topu Oliveira’ya veriyor. Bu sırada Barış Alper Yılmaz öne fırlıyor ve Oliveira onu görüyor uzun topla. Yılmaz topu ayağıyla kontrol ettikten sonra sağdan kaçan Icardi’nin önüne yuvarlıyor ceza sahasında. Icardi kontrol edip vuruyor, ancak top üstten dışarı çıkıyor.
Sırada Maçtan sonra Okan Buruk’un dikkat çektiği ve üzerinde çalışacaklarını söylediği Giresunspor hücumları var.
Galatasaray karşısında Giresunspor 0,66 değerinde gol beklentisi yarattı. Ancak bu, Giresunspor’un tehlikeli hücum yapmadığı anlamına gelmiyor. Tam tersine Giresunspor, Okan Buruk’un üzerinde konuşacağı kadar tehlikeli ataklar üretti.
Soru şu: Giresunspor’un tehlikeli hücumlar üretmesindeki temel faktörler neydi?
İlk faktör olarak Giresunspor’un oyun yapısını gösterebiliriz.
Giresunspor ligdeki nadir teknik direktör takımlarından birisi. Çok kısıtlı bütçesine rağmen iki sezondur Hakan Keleş yönetiminde iyi bir sınav veriyor. Oturmuş bir oyun şablonları var: Topu rakibe bırakma (geriden oyun kurmama), rakip kim olursa olsun güçlü bir alan baskısı, merkezi kuvvetli tutma, kazanılan toplarla hızlı hücuma çıkma, ligin en çok hava topu kazanan dördüncü futbolcusu olan Riad Bajiç ve Görkem Sağlam’ın indireceği toplarla hücum hareketliliğinin sağlanması.
Bu strateji, özellikle deplasmanlarda oldukça iyi çalıştı Giresunspor deplasmanda oynadığı 11 maçın beşinden beraberlik, ikisinden de galibiyet çıkardı. Ki bu iki deplasman galibiyetinin Galatasaray ve Fenerbahçe’ye karşı kazanıldığını da söylemek gerekiyor.
İkinci faktör olarak Galatasaray’ın etkin ve kontrollü biçimde hücum yapamamasını gösterebiliriz. Oyunu tamamen kontrol altına zaman dilimleri çok sınırlı kaldı. Bunun ise en temelde iki nedeni vardı:
Aslında sadece Nelsson değil, Torreira da orta metrajlı paslar konusunda çok mahir bir futbolcu değil. Dünkü Giresunspor maçında birinci bölge bitiminde üç kez önemli hata yaparak topu rakibe veren paslar attı Torreira. (17’nci, 51’inci ve 65’inci dakikalar.)
İlk örnek; Giresunspor bence en önemli tehlikesini dakika 21,18’de klasik seti üzerinden (Bajiç’in boşalttığı alana Sergio ve Brandley Kuwas’ın girmesi) üretti. Yüksek topta Bajiç’in kafa topunda Sergio Kuwas’ı kaçırdı. Muslera’nın da çıktığı, ancak Kuwas’ın vuruş yapma şansı pozisyonda top yandan dışarı çıktı. Yardımcı hakemin ofsayt bayrağı kaldırdığı pozisyon eğer golle sonuçlansa, VAR’dan pozisyonun ofsayt olmadığı yolunda bir karar çıkabilirdi.
İkinci örnek; dakika 36,18. Emin Bayram’ın ileri oynadığı topa Aktürkoğlu dokunuyor, ama Arias araya girerek topu kazanıyor, ardından da hemen orta saha civarındaki Bajiç’e oynuyor. O bir vücut hareketiyle Nelsson’dan sıyrıldıktan sonra soldan bindirme yapan Borja Sainz’ı kaçırıyor. Bu pozisyonda Boey Sainz’a üstün gelerek Galatasaray ceza sahası içinde topu rakibinden kaptı.
Üçüncü örnek; dakika 39,08. Nelsson’un kafa topuna rakip yarı sahasının ortasındaki Oliveira dokunuyor, ancak top Vukan Saviçeviç’in önünde kalıyor. O hemen orta sahadaki Bajiç’e oynuyor. Bajiç tekte soldan kaçan Sainz’ı buluyor. Böylece aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü üçe üç Giresunspor atağı başlıyor.
Giresunspor’un bu hücumunda Sainz sağdan bindiren Sergio’yu (Sérgio Antonio Da Luiz Junior) buluşturuyor topla. Sergio kendi soluna çekiyor ve sonra şutluyor; top üstten dışarı çıkıyor.
Bu pozisyonda dikkat çeken iki şey var. İlk fotoda da görüldüğü gibi üç oyuncu dışında kadrajda Galatasaray oyuncusu görülmüyor. Bunun nedeni hücumdayken top kaybedilmesi nedeniyle sağ bek Boey ile orta saha oyuncuları Torreira ve Oliveira’nın geriye hızla dönmemesi. Galatasaray’da geriye dönen tek oyuncu yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi Kerem Aktüroğlu oldu.
Dördüncü örnek; dakika 53,53. Muslera topu eliyle oyuna sokup Emin Bayram’a oynuyor. Bayram da orta saha civarındaki Aktürkoğlu’na. O soldan bindirme yapan Dubois’yı görmek istiyor, ancak pası kısa kalıyor. Giresunsporlu Sergio topu kontrol ederek takımını atağa çıkarıyor. Bir süre topu sürdükten sonra Kuwas’a, o da sağdan bindiren Saviçeviç’e veriyor. Saviçeviç kolayca Emin Bayram’dan sıyrıldıktan sonra Galatasaray ceza sahasında Bajiç’e topu ortalıyor. ancak Bajiç altı pasın köşesinde topa istediği gibi vuramıyor ve; aut.
Emin Bayram’ın kolayca çalım yediği, Nelsson ve Dubois’nın çevre kontrolü yapmadıkları bu pozisyondan sonra Galatasaray’ın takım savunmasının aksadığını gören Torreira kendini yere bırakarak Galatasaraylı oyuncuların zihnen kendilerine gelmeleri için zaman yaratmaya çalışıyor. Ancak yine Galatasaraylı oyuncular yine de kendine gelemiyorlar.
Son örnek de hemen bu pozisyondan sonra gerçekleşiyor. Muslera’nın uzun aut atışında orta sahada topu Oliveira kontrol ederek Aktürkoğlu’na oynuyor ve soldan koşusunu sürdürüyor. Aktürkoğlu yeniden Oliveira’ya veriyor topu. Bu atağı Dubois da soldan bindirerek destekliyor. Oliveira soldan Dubois’yı kaçırmak yerine sağa dönüyor, ancak Kuwas ayağını sokarak topu takım arkadaşı Sergio’ya kazandırıyor. Giresunsporlu oyuncu pozisyon hatası yapan Torreira’dan kolaycı sıyrılarak Giresunspor’u beşe beş atağı çıkarıyor (aşağıdaki fotoğraf).
Sergio sağdan kaçan Kuwas’a veriyor topu. Onun ortasında Muslera, Görkem Sağlam’dan daha önce topa sahip olmayı başarıyor.
Giresunspor elindeki kısıtlı imkânlarla doğru futbol oynamaya çalışan bir takım. Galatasaray bugüne kadar sadece bir kez kazanabildiği Giresunspor deplasmanından, rakibine önemli hücum fırsatları vermiş olsa da tarihindeki ikinci galibiyeti çıkardı. Kazandı yani.
Ancak gerçek kazanç, Okan Buruk’un maç sonunda bahsettiği rakip atakları üzerinde çalışacaklarını söylemesi. Kazanırken kazanmak bu nedenle çok önemli.
[1] Kaynak Opta verileri. Daha detaylı bilgi https://theanalyst.com/eu/2022/08/turkish-superlig-stats-2022-23/ adresinde.