Hatayspor karşılaşması, detaylı bir rakip analizi ve bunun sonucunda iyi planlanmış bir stratejiyle geçen hafta Fenerbahçe'yi yenen Galatasaray adına birçok şeyin merak edildiği bir maça dönüşmüştü. İlk merak edilen, bu sezon önemli maçları daha kolay geçen, ama ortalama lig takımlarına karşı oldukça zorlanan Galatasaray'ın Hatayspor karşısında ne kadar zorlanacağıydı. İkinci merak edilen şey ise Okan Buruk'un hangi 11'le Hatayspor karşısına çıkacağı, özellikle de Dries Mertens'in görevini kime vereceğiydi.
Okan Buruk Hatayspor maçına Fenerbahçe maçının 11'inde oranla biraz daha farklı bir 11'l başladı. Berkan Kutlu ve Milot Rashica kenarda, Juan Mata sahadaydı.
Burada Okan Buruk'un iki temel stratejiyle hareket ettiğini gördük: İlki üst üste oynayan bazı futbolcuların (Berkan Kutlu, Rashica) yıpranma sürecine girmesine önlemek. İkinci olarak da oynamayan bazı oyuncuların maç ritmine girmesini sağlayarak ana rotasyondaki oyuncu sayısını artırmak.
Maç başlayınca Galatasaray'ın alıştığımız bazı şeyleri yine uygulamaya devam ettiğini, ancak bugüne kadar pek görmediğimiz bazı setlerin de oynandığını gördük. Galatasaray bu maçta da, Kastamonuspor ile yapılan Türkiye Kupası karşılaşmasında açık biçimde görmeye başladığımız ön alan baskısını olabildiğince uyguladı. Dış koridordan üretilen setleri bu maçta da gördük. Yeni olan ise merkezden üretilen setlerin ortaya çıkmasıydı.
Galatasaray'da bugüne kadar pek görmediğimiz başka bir şey daha vardı: Büyük bir iştah ve şehvetle hücum ederken savunma önlemlerini ihmal etmek nedeniyle rakibe ciddi hızlı geçiş hücum fırsatları vermek.
Bu yazıda ön alan baskısı, merkezden üretilen setler, rakibe verilen hızlı hücum fırsatları ve en nihayetinde Kerem Aktürkoğlu'nun Galatasaray hücumlarındaki görünmez rolü konularına yer vereceğim. Ön alan baskısıyla başlıyorum.
Galatasaray Hatayspor maçına da, daha önceki birçok karşılaşmada da gördüğümüz gibi gayretli diyebileceğim bir ön alan baskısıyla başladı. Buraya sadece iki örnek alacağım.
Dakika 6,17. Hatayspor kendi sahasında Rayane Aabid'le topu oyuna sokuyor ve stoper Burak Yılmaz'a oynuyor. Top iki pas üzerinden yeniden Aabid'e geliyor. Galatasaray biraz gevşek başladığı ön alan baskısını tam bu anda artırıyor ve Hatayspor ileriye çıkamıyor. Geriye dönüyorlar yine; üç geri pasın ardından kaleciye gelen topu Kardeşler ilerideki Rùben Riberio'ya oynuyor. Burada Lucas Torreira-Sergio Oliveira ikilisinden sıkıştırma geliyor ve topu Galatasaray kazanıyor. Bu ikili aralarında paslaştıktan sonra top gerideki Nelsson'a geliyor, o ise sağ kanattaki Sacha Boey'ye oynuyor. Boey'nin verdiği pasla Barış Alper Yılmaz biraz ilerleyip sağ dış koridordan ceza sahasına bir orta yapıyor.
Mauro Icardi topa vuramayacağını bilse de stoper Ongyen Vranjes'i de üzerine çekerek sağa doğru hareketleniyor ve topu geldiği noktadaki Oliveira'ya rahatça topa vuracağı boş alan açıyor. Oliveira'nın tam penaltı noktasından yaptığı bu vuruş kaleci Kardeşler'in üzerine gidiyor.
Bu hücumda iki Galatasaray klasiğini peş peşe izlemiş oluyoruz. Önce ön alan baskısıyla topun kazanılması, ardından kanat organizasyonuyla pozisyon üretme.
İkinci örnek: Mata'nın kafayla attığı golden sonra 49,47'de Hatayspor santra yaparak topu oyuna sokuyor. Santrayla beraber Galatasaray'ın forvet hattı giderek artan dozda Hatayspor oyuncularına baskı yapmaya başlıyor. Kendi aralarında ucu ucuna dokuz pas yapan Hatayspor'da topla buluşan Vranjes üzerine gelen Oliveira'dan kaçarken (aşağıdaki fotoğraf) Icardi'nin presine takılıyor. Icardi topu kazandıktan sonra doğrudan Hatayspor kalesine yöneliyor ve ceza sahasına girmeden şutunu atıyor. Kardeşler bu topu çeliyor, ancak topun döndüğü noktaya hareketlenen Mata kendisinin ikinci, Galatasaray'ın üçüncü golünü atarak maçı bir anlamda bitirmiş oluyor.
Bu iki örnekte etkili ön alan baskısıyla kazanılan toplar üzerinde bir gol, bir de penaltı noktasında boş vuruş gördük. Ancak burada Galatasaray'ın Hatayspor karşısında aşırı agresif ön alan baskısı yapmadığını söylemeliyim.
Burada şu soruyu sormalıyız: Galatasaray niçin aşırı agresif ön alan baskısı yapmadı?
Bu sorunun iki yanıtı var. İlki yoğun maç trafiği. Galatasaray dokuz günde üç maça çıkacak, ki bunlardan biri de salı günü Türkiye Kupası'nda bu hafta bay olduğu için zinde kalmış olan Alanyaspor'la yapacağı karşılaşma. Galatasaray, bu maçın ardından cumartesi günü de kendi evinde Antalyaspor karşısına çıkacak. Dolayısıyla Galatasaray'ın Hatayspor karşısında gücünü ekonomik biçimde kullanmaya oldukça gayret ettiğini söylemek yanlış olmayacak.
İkinci yanıt; Icardi'nin santrfor, Mata'nın da santrfor arkasında oynadığı bir takımın agresif bir ön alan baskısı yapması çok kolay değil. Zira Mata, Dries Mertens gibi ayakları oldukça çabuk ve kısa metrajda birden hızlanabilen bir oyuncu değil. Keza Icardi'nin de patlama gücü yüksek bir oyuncu olmadığını biliyoruz. En önde yer alan iki oyuncusunun bu özellikleri nedeniyle Galatasaray'ın topu hemen geri almak amacıyla değil, Hataysporlu futbolcular arasındaki pas bağlantılarını keserek yönlendirmeli bir baskı yaptığını gördük. Diğer taraftan Galatasaray maç sırasında ikili sıkıştırmalar yaparak ve Torreira'nın kısa mesafedeki patlama gücünden yararlanarak bol bol top da kazandı. Ancak dediğim gibi temel strateji bu değildi.
Şimdi Galatasaray'ın şehvetli hücumlar yaparken defansif yerleşimini riske ettiği örneklere geçebiliriz.
Hatayspor dün Galatasaray karşısında fazla gol beklentisi yaratamadı (0,56). Fenerbahçe'ye verilen 0,66 gol beklentisinin 0,10 altındaydı bu sayı. Ancak bu, Hatayspor'un tehlikeli hücumlar yapmadığı anlamına gelmiyor. Tam tersine Hatayspor Galatasaray kalesini Fenerbahçe'den daha tehlikeli biçimde yokladı, çok etkili gerçekleştirdiği hızlı geçiş hücumlarıyla. Özellikle bunlardan üçü çok tehlikeliydi. İkisinde Fernando Muslera'nın son saniyedeki refleksi devreye girdi. Birinde ise Hataysporlu oyuncudan etkili bir vuruş gelmedi.
Burada dikkat çeken şey, bu hızlı geçiş hücumlarının iki tanesinin Galatasaray'ın defans güvenliğini ihmal ederek neredeyse tüm takım saldırması sırasında topun kaybedilmesiyle gerçekleştirilmesi. Galatasaray'ın büyük şehvetle yaptığı hücumların bitirilememesi (gol, penaltı, aut, korner, taç, faul ve elle oynama) nedeniyle gerçekleştirilen üç tehlikeli geçiş hücumunu buraya alıyorum.
İlk örnekte Hatayspor'un geriden kurduğu bir hızlı hücumu izleyeceğiz. Dakika 17,25. Hatayspor kalecisi Erce Kardeşler, Aabid'e eliyle verdiği pasla hücum başlatıyor. Aabid Riberio'ya veriyor ancak karşısında Torreira var. Bu sırada arkadan gelen Barış Alper Yılmaz Riberio'ya müdahale ediyor. Bu mücadelede Torreira yerde kalıyor ve Riberio iki oyuncu arasından topla çıkıp sağ kanattan bindiren Kâmil Ahmet Çörekçi'ye oynuyor. Bu sırada ligin en hızlılarından Ayoub El Kaabi öne doğru bir koşu başlatıyor ve topu istiyor, Çörekçi onu Galatasaray ceza sahasında topla buluşturuyor. El Kaabi'nin kaleye vurduğu şut, Muslera'nın ayağından sekerek kornere çıkıyor.
İkinci örnek. Dakika 34,44. Hatayspor kalecisi Kardeşler'in ceza sahası içindeki arkadaşı Aabid'le paslaşmasından sonra Galatasaray ön alan presiyle topu kazanıyor. Galatasaray hücumunda Hataysporl oyuncunun araya girmesi sonrasında sahipsiz kalan topu Mata kazanıp ceza sahasına giren Barış Alper Yılmaz'a veriyor, onun sol kanada verdiği top Kerem Aktürkoğlu'nun gerisinde kalıyor. Aktürkoğlu geriye dönerek topu kontrol ediyor, El Kaabi'den sıyrılıp ceza sahasına giriyor, karşısına çıkan Vranjes'ten de sıyrılıp kendi etrafında dönmeye çalışırken Mehdi Boudjemaa'ya yakalanıyor.
Boşta kalan topu Léo Dubois Hatayspor kalesine şutluyor, ancak bu şut defanstan dönüyor ve ceza sahası dışına çıkıyor. Torreira bu sahipsiz topu kontrol edip Icardi'ye oynuyor. Tam bu anda rakip ceza sahası içinde yapılan ve halı saha maçını andıran kısa paslaşmalar görüyoruz. Icardi Dubois'yı, o da Mata'yı görüyor. Mata yine içerideki Icardi'ye oynuyor. Bu paslaşmalar sırasında aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi Hatayspor ceza sahasında altı Galatasaraylı var.
Icardi Mata'nın aldığı topla soluna dönerek trafiğe giriyor ve top kaybı yapıyor. Bu topu kazanan Riberio sol öndeki Saba Lobjanidze'ye oynayarak Hatayspor'un hızlı hücumunu başlatıyor. (O sırada Riberio'yla çarpışarak yere düşen Oliveira'yla birlikte geride kalan Galatasaraylı futbolcu sayısı yediye yükseliyor.)
Böylece geriye Hatayspor atağını karşılayan sadece üç Galatasaraylı kalıyor: Boey, Victor Nelsson ve Abdülkerim Bardakçı. Dubois, Torreira ve Barış Alper Yılmaz ise hızla geri dönmeye çalışıyorlar. Hatayspor üçe üç hızlı hücum yaparken, bu atağı arkadan bindiren Sam Adekugbe de destekliyor.
Burada Boey önemli bir hata yapıyor. Merkezi kapatmak yerine Lobjanidze'nin sol koridordan gelen Adekugbe'ye oynamasını önlemek için çizgiye hareketleniyor. Ancak Lobjanidze merkeze yöneliyor ve Boey devreden çıkmış oluyor. Böylece Bardakçı iki Hataysporlu futbolcuyla baş başa kalıyor; Bertuğ Yıldırım'la sağdan bindiren El Kaabi. Tam bu anda Bertuğ birden sola yöneliyor. Bardakçı bir adım atarak önce ona yöneliyor, ama sonra en sağdan bomboş gelen Kaabi'yi kapatmak için tehlike bölgesine koşmaya çalışıyor.
Lobjanidze en doğru biçimde El Kaabi'yi görünce büyük bir tehlike oluşuyor. Ancak hafif çaprazda kalan El Kaabi soluyla iyi bir plase çıkaramıyor ve Galatasaray defansının çaresiz kaldığı bu hücumda top Muslera'da kalıyor.
Bu arada her iki hızlı Hatayspor hücumunun maç Galatasaray'ın 1-0 üstünlüğüyle devam ederken gerçekleştiğinin altını çizmek gerek. Eğer bunlardan birisi gol olsa daha farklı bir şey izleyebilirdik.
Son örneğe gelince, bu karşı hücum da yine iştahlı biçimde atağa çıkan Galatasaray'ın savunma parselasyonunu ve prensiplerini ihmal etmesi sonucunda gerçekleşti.
Dakika 47,47. Galatasaray hücumunda Aktürkoğlu'nun kaptırdığı topu Torreira araya girerek kazanıyor, ancak rakibiyle çarpışarak yerde kalıyor. Topu alan Mata öne koşan Aktürkoğlu'nu görmek istiyor, ancak top Aktürkoğlu'nun topuğuna çarparak geriye düşüyor. Tam bu anda rakip ceza sahası önünde yedi Galatasaraylı var. Hataysporlu futbolcu sayısı ise altı.
Boşta kalan topu Aabid hemen sağdaki Boudjemaa'ya, o da sağdan bindiren El Kaabi'ye oynuyor. Hatayspor bu karşı hücumda aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi dörde üç sayısal üstünlüğü ele geçirmiş durumda.
El Kaabi ters pozisyonda yakaladığı Nelsson'a çalım atarak Muslera'yla karşı karşıya kalıyor ve tam onu da geçmek üzereyken Muslera tıpkı ilk haftaki Antalyaspor maçında Haji Wright'a yaptığı gibi son anda topu kontrol ediyor eliyle.
Bu pozisyonda dikkat çeken üç şey var. Torreira'nın yerde kalması, top topuğuna çarpan Aktürkoğlu'nun oynamayı bırakıp geriye koşmaması ve Bardakçı'nın yanlış hamlesi. Bardakçı top Boudjemaa'ya gelirken öne doğru sert bir hamle yapıyor, ancak topun El Kaabi'ye gönderilmesiyle oyundan düşüyor. (Bardakçı aynı şeyi Ankaragücü maçında Emre Kılınç'ın kafayla boş kaleye atamadığı hücumda da yapmıştı.)
Hatayspor maçında Galatasaray'ın rakibine bu kadar geçiş hücumu şansı vermesi düşündürücüydü. Nitekim Okan Buruk da maçtan sonraki konuşmasında buna dikkat çekti. Ben buna, takım içindeki değişen kimyanın yol açtığı düşüncesindeyim.
Sırada bu maçta gördüğümüz yeni şeyler var.
Bu maçta daha önce pek karşılaşmadığımız yeni bir set gördük: Merkezden asist bölgesine açılan toplar üzerinden pozisyon üretme. Galatasaray attığı dört golün üçünü bu organizasyon şeması üzerinden kazandı.
Ancak bu örneklere geçmeden önce asist bölgesi hakkında küçük bir açıklama yapmak yerinde olacak. Son dönemde UEFA Şampiyonlar Ligi maçları incelendiğinde atılan gollerin önemli bir bölümünün “asist bölgesi”nden yapılan pasların “altın bölge” denilen alanda gole çevrildiği görülüyor.
Aşağıdaki görselden de izlenebileceği gibi ceza sahasının altı pasla 18 pas arasında kalan dikey bölgelerine asist bölgesi deniliyor futbol literatüründe, ortadaki bölüme de altın bölge.
Şimdi bu açıklamalar üzerinden Galatasaray'ın ürettiği pozisyonlara bakalım.
Dakika 7,42. Galatasaray faul atışıyla kendi sahasında oyun kuruyor. Yapılan altı sonrasında Abdülkerim Bardakçı rakip yarı sahasında ceza yayına doğru hareketlenen iki Galatasaraylı oyuncuya yüksek bir top gönderiyor; Icardi ve Barış Alper Yılmaz bu iki oyuncu. Bu topu Hatayspor stoperi Burak Yılmaz kafasıyla uzaklaştırıyor ceza sahası çizgisine paralel biçimde. Ancak bu topu Aktürkoğlu asist bölgesinde kontrol ediyor ve üzerine çıkan Erce Kardeşler'in üstünden filelere gönderiyor.
Galatasaray ikinci golünü de merkezden asist bölgesine aktarılan top sayesinde kazandı. Dakika 47,34'de başlayan Hatayspor atağında Torreira geriden yetişerek topu Abdülkerim Bardakçı'ya kazandırıyor. Bardakçı Dubois'ya, o da çizgideki Mata'ya veriyor, ancak Mata burada pas hatası yapıyor ve Hatayspor defansı araya girerek topu uzaklaştırıyor. Bu topu yine Torreira kazanarak Galatasaray'ın hücumunu tazeliyor. Bu sekansta 12 pas yapan Galatasaray'da top çizgideki Dubois'yla buluşturuluyor. Dubois merkeze oynamak isterken Vranjes yatarak topu uzaklaştırıyor. Torreira bu topu da süpürerek merkezde ileride bulunan Aktürkoğlu'na oynuyor. Aktürkoğlu tekte yine merkezde bulunan Icardi'yi görüyor. Icardi etrafında dönerek soluyla şut açısı arıyor, bulamayınca da soldan ceza sahasına giren asist bölgesindeki Dubois'yı kaçırıyor. Dubois'nın asist bölgesinden yaptığı ortada altın bölgede bulunan Mata kafayla kolay bir gol atıyor (aşağıdaki fotoğraf).
Son örnek. Dakika 75,50. Hatayspor'un yüksek kullandığı topa Bardakçı rakip yarı sahanın başında ayağını sokuyor, Torreira bu topu kafayla ileri doğru aşırıyor. Rashica bu topu kontrol ederek ilerlemeye başlıyor ve üçüncü bölge başında merkezde bulunan Yunus Akgün'e oynuyor. Tam bu sırada Icardi ve Bafétimbi Gomis rakip ceza sahasına koşmaya başlıyorlar. Akgün önünü boşalttıktan sonra altın bölgeye hareketlenen Gomis'e çapraz bir pas veriyor. Gomis bu çapraz topa ters yönde sert bir vruyla Galatasaray'ın dördüncü golünü atıyor.
Kerem Aktürkoğlu, sezon başından bu yana muhtemelen en çok eleştirilen Galatasaraylı futbolcu konumunda. Topa ilk dokunuşu biraz sorunlu olan Aktürkoğlu bugüne kadar oynadığı tüm maçlarda çok sayıda top kaybı yaptı. Bu eksikliğine karşın yine de Galatasaray hücumlarında takımının en önemli silahı konumunda Aktürkoğlu ve bunu inanılmaz hareketli oyunuyla başarıyor.
Burada elbette sadece Aktürkoğlu'nun girdiği pozisyonlardan bahsetmiyorum. Aktürkoğlu'nun rakip ceza sahasına yaptığı deparlı koşular Galatasaray'ın rakiplerinin savunma dengesini kolayca bozan koşular. Bu nedenle de Galatasaray hücumları için çok değerli.
Aktürkoğlu Galatasaray hücumlarında rakip ceza sahasına yaptığı boş koşuların ödülünü dün attığı golle aldı. Ancak Aktürkoğlu Galatasaray'ın ikinci golünde de önemli işler yaptı. İlk olarak Torreira'nın pasını tekte Icardi'ye aktararak rakip defansın dengesini bozdu. Topun Dubois'ya gelmesinden sonra ön direğe yaptığı koşuyla Hatayspor defansının aklını karıştırdı. Böylece Mata boş pozisyonda daha rahat bir kafa vuruşu yapabildi.
Rakip defansların dengesini bozan koşuları sayesinde Aktürkoğlu şimdiye kadar oynadığı 18 lig maçında yedi gol atmayı başardı. Aktürkoğlu geçen sezon oynadığı 37 maçta 10 gol kaydetmişti. Sadece bu kıyaslama bile Aktürkoğlu'nun bu sezon futbolunu oldukça ilerlettiğini gösteriyor. Eğer ilk dokunuşta topu çok daha kolay kontrol etmeyi öğrenirse ve arada bir uzaktan denediği şutları terk edip takım oyununa daha çok yönelirse kendi istatistiklerini çok daha yukarılara taşıma potansiyeline sahip.
Galatasaray'a ilişkin dünkü maçta birçok yeni şey vardı. Kendi evinde oynadığı bir maçta ilk kez kalesini gole kapatması, ilk kez bir karşılaşmada dört gol atması, kendi evinde ilk kez farklı kazanması bu ilklerden bazıları. Galatasaray'ın hücum zenginliğine dış koridor setlerinin yanı sıra merkezden üretilen setlerin de eklenmesi de bir ilkti.
Ancak negatif anlamda da bazı ilkler görüldü dünkü maçta. Bunların başında da saha parselasyonuna dikkat edilmeden çıkılan hücumlarda kaptırılan toplar nedeniyle yaşanan büyük tehlikeler geliyor. Bunun dışında dün takım kimyasında bir değişim de görüldü.
Özellikle ikinci yarıda neredeyse her futbolcunun kendi skorunun peşine düşerek uzaktan şut atması bu kimya değişikliğinin doğal sonucu olabilir.
Okan Buruk'un bir sürpriz yaşamamak için bugüne dek oynattığı hızlı ve doğrudan futbolun yanı sıra, bahsedilen bu eksiklikler üzerinde de çalışması yerinde olacak.