Kariyeri boyunca gerek saha içi gerek saha dışı kavgalarıyla gündemde olan Volkan Demirel, camiasından özür diledi ve bir “maçoluk sembolü” olarak artık tekrar sahalara döndü!
Tüm sporlar arasında, boks dahil, “en 'eril’ oyun” diyebiliriz futbol için... Zira futbol, topun çizgiyi geçmesi, yani “penetrasyon”, yani “içine girme” üzerine kuruludur ve taraftar terminolojisinden tutun da spor basınının bilinçaltına kadar her şey, bu "tahakküm” üzerinedir. Tezahüratların hep kadını ve eşcinselleri aşağılayan “küfür”lerle dolu olması da bundandır, kale direklerinin “bekaret” gibi savunulması da!.. Hatta ülkemizde, mahalle maçlarında kalecinin iki bacağı arasından atılan (beşlik) gollerde “Namus gitti!” denir!
Basketbolda örneğin, çembere karşılıklı isabet eden toplar sayı getirir. Bu yönüyle “sepet topu”; daha fazla elmayı, portakalı hedefe taşımak gibi, “ilkel” bir köy oyununa benzetilebilir. En kaba saba görünen "rugby”de bile - zorlayıp cinsiyetçi gözle bakarsak eğer- yumurtaya ulaşmak için delice birbiriyle mücadele eden spermler görürüz!
Oysa futbol, ah o futbol!..
Böylesi “eril” bir oyun olan futbolda; elbette nazik, terbiyeli ve vicdanlı figürler değil, alabildiğine “maço” karakterler ön plana çıkar. Youtube’da adını arattığımızda sayısız “kavga” videosu çıkan Volkan Demirel, ülkemizde bu “safkan maço” futbol neferlerinin kusursuz bir örneğidir.
Çoğunlukla Galatasaray maçlarındaki efelenmeleri düşünülünce, Volkan’ın agresifliği koyu bir Fenerbahçeli olmasına bağlanabilir elbette. Cassio Lincoln’ü de kovalamıştır, kendisine iki “doksan”dan gol atan Wesley Sneijder’i de!.. Drogba’dan Sabri’ye, didişmediği kimse kalmamıştır ezeli rakibinde...
Çok kırmızı kart görmüş ama karşılığında, camiasının unutulmazları arasına girmiştir. Ve futbolu bıraktığında muhtemelen, çıkardığı goller ya da kurtardığı maçlarla değil; Fenerbahçe'nin “bodyguard”ı, "Kadıköy'ün fedaisi" olarak hatırlanacaktır.
“Seni evinden aldırırım!”
Saha içindeki şiddet eğilimi dünyaca bilinen Volkan, saha dışında da “vukuatların adamı” olarak tescillenmiştir. Hatta Milli Takım’ın yurt dışı kampında, kızdığı bir gazeteciye söylediği “Seni evinden aldırırım!” cümlesi, tehdit literatürümüze geçmiştir! Hem buram buram “maçoluk” kokan, hem de şişirilmiş erkekliğin yeri geldiğinde bir başka gücün ardına sığınıp yine de “horozlanabileceğini” bundan daha iyi temsil eden bir tehdit, herhalde vücuda gelmemiştir!
Bir başka gün, “karısına bakıyor” gerekçesiyle bir adamın kafasında şişe kırmış, “Ne bakıyon lan”cı “milli irade”yi sandıkta değilse de gece hayatında gayet güzel temsil etmiştir! Ama son olarak, kötü giden bir sezonda, kulübün başkan yardımcısına sesini yükseltince, geçici bir süre de olsa Fenerbahçe’yle ilişiği kesilmiştir.
Zira, maalesef, her kuşun eti yenmemektedir!..
“Erkekler ağlamaz”!
37 yaşındaki Volkan Demirel, hafta içi dilediği özür sonrası kulübü tarafından affedildi ve çok sevdiği takımına döndü. Zaten başkanı Ali Koç da Volkan’ı kadro dışı bırakırken ne kadar üzgün olduğunu ısrarla belirtmiş, ailece görüştüğü kaptanını affetmek istediğinin altını çizmişti. Hasret, nihayet sona erdi.
Heyhat ki Volkan’ın özür dilediği basın toplantısının dekoru çok konuşulacaktı! Fatih Terim’in “Instagram prodüksiyonu” tadında videolar yayınladığı gün Volkan, asker gazinosunu andıran bir odada, kalorifer borularının önünde basınla buluşacak ve bu görüntü, “Ali Koç vizyonu”na yakıştırılmayacaktı.
Üstelik her kavganın önde gidicisi, “safkan maçoluk” figürü Volkan, bu kez zor tuttuğu gözyaşlarıyla gündemdeydi! Yine de erkekliğe halel getirmemiş, gözyaşlarını koyvermemişti! Helal olsundu ona!..
Bir şarkıcının burnunu kıran, sonra hastaneyi silahla basan Arda Turan’ın “adamlık” dersi verdiği, her gittiği takıma “sevdalı” olduğunu açıklayan Burak Yılmaz’ın Beşiktaş’a yeniden “buyur edildiği” ülkemiz futbolunda, artık Volkan Demirel de var. Harun Tekin'den daha fazla gol mü kurtaracaktır; bilinmez!..
Ama “Bir Volkan’dır Fenerbahçe” pankartı Kadıköy’de dalgalanırken, Roman Neustädter sırf yetenekleri sınırlı bir stoper diye “Rus balerin”e benzetilecek ve “eril” çark dönmeye devam edecektir!
Saha kapama cezasını bir zamanlar “sadece kadın seyirciler maç izleyebilir” cezasına (!) çevirmiş toplumumuza hayırlı, uğurlu olsun!..