Gazeteciler yine yürüdü; Ahmet için Nedim için. Cezaevlerinde onlar dışında 60’ın üzerinde de gazeteci var. Ahmet ve Nedim’in tutuklanması farklı bir infial yarattı. Olması da normal. Bu iki isim gazetecilik sicili yaptıkları haberler ve arşivleriyle ortada.
Gerisi laf-ı güzaf.
xxx
“Açıklanmayacak deliler varmış, biraz beklemek gerekiyormuş” dendi “çorbada kıl arandı” durumu içeriğinden soyutlayarak “medya etiği” üzerinden yazı yazıldı. Ne diyelim? Ahmet’in açıklamaları yeter.
Konu zaten bu değil.
xxx
Ahmet’in tutuklanması ile ilgili sağlam bir cümle kurmayanlar, sağlam bir çıkış yapamayanlar bahane aradı. Klasik örnektir ama zamanın ruhuna fazla kapılmak insanı bozar. Bazı zamanlar turnusol işlevi görür, ayrıştırır, açığa çıkarır.
Bu dönem öyle bir dönem.
xxx
Bazı fotoğraflar vardır; tarihe, arşive mal olur ; tıpkı Orhan Dink’in sabaha karşı Adliye önünde oturma eylemi yaparak Nedim’le Ahmet’e destek vermesi gibi. Çorbada kıl arayanlara da o fotoğraf yeter.
Gerisi laf-ı güzaftır.
xx
İnsanlar hayata duruşlarıyla hatırlanır.
“Çorbadaki kılmış, o yazıyı kim yazmış”. Boş verin bunları.
Ne dönemler gördük. Bu da geçer. Ama arşiv unutmaz.