Ekonomik belirsizlik, altın gibi daha az değer kaybeden ve daha yaygın emtia arayışının...
Geçen hafta yapılan ve dünyanın önde gelen merkez bankalarının başkanları ve FED yetkililerini bir araya getiren Jackson Hole toplantısından çıkan sonuç, krizden çıkışın kolay olmadığı yönünde oldu. FED Başkanı Bernanke, hali hazırda ciddi bir deflasyon riski görmediklerini, bununla birlikte enflasyonun bir süre için bastırılmış kalmaya devam edeceğini tahmin ettiklerini söylerken ABD’nin durumunu özetlemişte oldu aslında. Bernanke, enflasyon hedefinin değiştirilmesi konusunun FOMC içinden destek görmediğinin altını çizmesi piyasalar açısından atlanmayacak bir ayrıntı olarak gözüküyor. ABD’de durum böyle iken uzak doğunun güçlü ekonomisi Japonya’da sorunlarla boğuşur durumda. Japonya döviz piyasasındaki aşırı hareketlerin ekonomi ve finansal piyasalar için kötü olduğu kanısında. Güçlenen Yen ve zayıflayan denizaşırı piyasaların yarattığı tehlikeler nedeniyle ekonomide büyümenin desteklenmesine yönelik stratejileri de uygulamaya sokmayı planlıyor.10 yıl önce dünyanın en büyük yedinci ekonomisi olan Çin’in, artık dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip olacak gözüküyor bu yıl sonunda. Üretim maliyetleri dünyanın her ülkesi ile rahatça rekabet edebilecek durumda olan Çin, bugün dünyanın bir numaralı demir cevheri ve bakır alıcısı, ikinci en büyük petrol ithalatçısı. Çin'in artık tüm büyük emtianın fiyatlarını belirleme gücüne ulaştı. En önemlisi ise Çin hükümeti kaynakları yönlendirme de olağanüstü güce sahip bulunuyor. Aynı zamanda 2.5 trilyon dolarlık dev döviz rezerviyle sermaye piyasalarında da önemli bir yere sahip. Avrupa’da ise ekonomik yorumlar biraz daha iyimser. Avrupa Birliği Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi Olli Rehn, Avrupa ekonomisinin düzeldiği kanısında. Rehn, ABD'yi ziyareti sırasında, New York'ta gazetecilere, ekonominin düzeldiğini, ancak tam bölgesel toparlanmayı garanti etmek için daha fazla kontrolün gerekli olduğunu belirterek, “Avrupa ekonomisinin durumu düzeliyor, sağlam toparlanma sürüyor” demişti geçen hafta.Küresel ekonomilerde ki son durum kısaca özetledikten sonra 2010’da altın piyasasının nasıl tepkiler verdiğine bakalım isterseniz. Dünya altın talebi 2010 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 36 artışla 1.050 tona yükselmiş gözüküyor. Yükselişte Asya'nın (yani Çin ve Hindistan ) artan talebi ile küresel krizin atlatılmasının kolay olmayacağının anlaşılması önemli etken. Dünya Altın Konseyi'nin (WGC), 2010 yılının ikinci çeyreğine ait "Altına Talep Hareketleri Raporu"nda, Hindistan ve Çin'den gelen artan talep ile kamu borçlarındaki belirsizlik ve ekonomik iyileşme nedeniyle artan yatırım talebinin sonucu olarak 2010 yılı boyunca altın talebinin güçlü kalmaya devam edeceği öngörüsü yapılmış. Piyasalardaki belirsizliğin altın fiyatlarını yukarı çeken en önemli unsur olması, bu öngörüyü haliyle tutarlı kılıyor. WGC'nin raporuna göre, 2010 yılının geri kalan kısmında Hindistan ve Çin, genel talebin ve özellikle altın mücevherat talebinin artmasında ana itici güç olmaya devam edecek. Perakende yatırım, Avrupa'daki altın talebinin sağlam kaynağı olmayı sürdürürken, uzun vadede Çin'deki altın talebinin kayda değer ölçüde artması bekleniyor. Yerli altın piyasasının büyümesini teşvik etmek için Çin Halk Bankası ve diğer beş kuruluş tarafından kısa bir süre önce yayınlanan raporun Çinli tüketicilerin altına yönelik taleplerinin artmasında etkili rol oynadığı düşünülmekte. Altına talep sürecek Ekonomik belirsizlik, altın gibi daha az değer kaybeden ve daha yaygın emtia arayışının yakın gelecekte de devam edeceği gösteriyor. Kamu borcu seviyelerindeki ve Euro konusundaki endişelerin ışığında Avrupalı perakende yatırımcı talebinin de kayda değer ölçüde arttığına işaret eden Dünya Altın Konseyi, "Geçtiğimiz çeyrekte, anahtar konumdaki Asya piyasalarındaki altın mücevherat talebi yerel fiyatların artması nedeniyle zorluklar ile karşılaştı. Devam eden toparlanmanın güçlü bir işareti olarak bu önemli piyasada, talepteki düşüş hızında bir yavaşlama olduğunu görmekteyiz" demekte. Konsey raporuna göre, 2010 yılı ikinci çeyreğindeki toplam altın talebi yüzde 36 artarak 1.050 tona yükselirken, dolar değeri açısından talep yüzde 77 artarak 40,4 milyar dolara çıkmış. Talebin toplam değeri 40 milyar doların üzerinde. Yatırım talebi ikinci çeyrekte, geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 118'lik artmış ve 245,4 tondan 534,4 tona çıkmış. Asya ve doğu ülkelerinden gelen fiziksel altın talebi ise 2009 ikinci çeyreğinden itibaren yüzde 29 artarak 96,3 tonu olarak gerçekleşmiş. Mücevher talebi 2010 yılında da düşük çıktı Dünya mücevherat talebinin 2010 yılının ikinci çeyreğinde güçlü kaldığına işaret edilen rapor da, dalgalanan fiyat seviyeleri karşısında tüketim 2010 yılının ikinci çeyreğinde önceki yıl seviyelerinin sadece yüzde 5 altında kalarak toplam 408,7 ton ulaştığı görülüyor. Çin'in altın talebi artıyor En büyük mücevher piyasası olan Hindistan'daki altın mücevherat talebi, önceki yıl seviyelerine kıyasla küçük bir değişme göstererek yüzde 2 azaldı ve 123 ton oldu. Yerel para birimi açısından değişim, yüzde 20 artışla 216 milyar rupi olarak gerçekleşti. Çin, altın mücevherat talebinde yüzde 5 artışı görerek 75,4 tona yükseldi. Ton olarak talepteki artış olağandışı hava koşulları tarafından engellenirken, yerel para birimi değeri ile talep yüzde 35, yani 19,8 milyar yuan (RMB) oldu. Altın piyasasında ki yukarı hareketliliğin küresel krizin atlatıldığı görülmeden düşmesi beklemek gerçekçi olmayacak. Altın talebinde ki artışın fonlardan mücevhere kayması ise piyasaların iyileşmesi ile direk alakalı. Altın talebinin mücevhere dönmesi ise aynı zaman da fiyatında aşağı doğru yön değiştirmesi anlamı taşıyor.