Küresel piyasalardaki zayıflığa karşın; petrol fiyatlarındaki gevşeme; bankacılık sektöründeki birleşme ve satın alma beklentileri; İMKB, İstanbul Altın Borsası ve VOB’un tek bir ortak elektronik işlem platformu ile hizmet vermesine ilişkin haberler; BDDK’dan kredilerdeki yavaşlamaya yönelik açıklamalar iç piyasayı oldukça rahatlattı. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, kredi büyümesindeki gidişatın genel olarak ''mutedil'' ve ''yavaşlayan bir trendde'' olduğu görüşünde. Yıl sonunda kredi büyümesini de % 20-25'ler düzeyinde olacağını tahmin ettiğini açıkladı. Özellikle yeni para politikasına yönelik eleştirilerin arttığı ve geleneksel politikaya dönülmesi yönünde baskıların yükseldiği mevcut ortamda, bu yöndeki açıklamalar güven ortamının korunması açısından oldukça önemli. İç tüketim Şubat’ta da güçlü gözüküyor. CNBC-e’nin yayımladığı verilere göre, tüketim endeksi Şubat’ta % 5,51’lik güçlü bir artış göstermiş. Mevsimsel etkilerden arındırılmış rakamlarda da % 1,94’lük göz ardı edilemeyecek bir artış mevcut. Mart ayında da benzer tablonun korunması, parasal sıkılaşmadaki adımları hızlandıracaktır. Cari açık beklentilerin altında kaldı Yılın ilk ayında cari açık 5,9 milyar dolar ile beklentilerin altında kaldı. Ancak açıktaki yavaşlama, ekonomik aktivitedeki zayıflamadan ziyade, bir seferlik ve sonradan revize edilebilecek kalemlerden kaynaklandığından genel tabloyu olumluya dönüştürmeye yeterli değil. Örnek vermek gerekirse, bavul ticaretinden beklenenden yüksek katkının, daha önceden de görüldüğü gibi, sonraki aylarda revize edildiğini görebiliriz; ya da resmi transferlerden gelen 243 milyon dolarlık giriş muhtemelen sonraki aylarda görülmeyecek. Geçen yılın baz etkisi de düşünüldüğünde, yıllık açıktaki artış 51,4 milyar dolara ulaşmış. Yıl sonu tahminimiz ise 57,5 milyar dolar. Üstelik bu tahminde, para politikasında alınan önlemlerin etkili olacağını varsayıyoruz. Geçen yıl ise 48,6 milyar dolarlık açık oluşmuştu. Finansman tarafında hala kısa vadeli sermaye girişlerinin ağırlığı korunmakla birlikte, reel sektörün uzun vadeli net borçlanmasının 2008 Ekim’den beri ilk defa anlamlı tutarda “fazla”ya işaret etmesi ümit verici. Uzun vadeli sermaye girişlerinde iyileşmenin devam etmesi halinde, yüksek cari açığın neden olduğu kırılganlıklar azalacaktır. Diğer taraftan, “net hata ve noksan” kaleminde yer alan 3,6 milyar dolar gibi önemli bir tutarın kaynağı bilinmeyen döviz girişinden gelmesi; portföy yatırımlarında yer alan 2,8 milyar dolarlık girişin bono piyasasından gelmiş olması, kalıcı finansman ile ilgili endişelerin canlı tutulmasını gerektiriyor.