Türkiye’nin cari işlemler açığı, Ocak-Haziran döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 180 artış gösterdiği belli oldu...
Bildiğiniz gibi geçen hafta Merkez Bankası, Türkiye’nin Haziran ayı ve Ocak-Haziran dönemine ilişkin Ödemeler Dengesi bilançosunu açıkladı. Türkiye’nin cari işlemler açığı, Ocak-Haziran döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 180 artış gösterdiği belli oldu ve rakam 20 milyar 743 milyon dolara ulaştı. Geçen yılın ilk yarısında ki cari açık, 7 milyar 383 milyon dolar düzeyindeydi. Buna göre, Haziran ayında cari açık, 3 milyar 337 milyon dolar, 2009 yılı Haziran ayına cari açık ise 2 milyar 202 milyon dolar olarak hesaplanmıştı. Yüzde 51,5’i bulan bu artışta, dış ticaret açığının bir önceki yılın Haziran ayına göre yüzde 49,2 oranında artarak, 4 milyar 336 milyon dolara ulaşması etkili oldu. Bilmeyenler için kısaca açıklayalım; cari açık, ihracat ettiğimizden daha fazlasını ithal etmemiz neticesinde ortaya çıkıyor. Peki ithalat niye fazla? Birincisi ülkemizde olmayan mallar var (petrol ve doğal gaz gibi) ikinci sebep ithal ettiğimiz makine ve ara malları üretecek teknoloji ülkemizde yok. Üçüncü sebep ise ithal edilen ürünlerin maliyeti bizden daha düşük ve kaliteli. Peki cari açığı kısa vade de ortadan kaldırma şansımız var mı ? Teorik olarak elbette var. Petrol ithalatı durdurur, teknoloji gerektiren ara mal ithalatını keser ve içerde üretilen pahalı ürünleri kullanmaya başlarsak cari açık sorun olmaktan çıkar. Ancak bu pratiği olmayan komik bir çözüm önerisi sadece. Peki, cari açıkla baş etmenin doğru yolu nedir? Doğru yolu bulmayı cari açıkla ilgili mantığı doğru kurmakla başlayabiliriz aslında. Türkiye’nin sorunu cari açık değil, cari açık Türkiye’nin diğer sorunlarının bir sonucu sadece. Dolayısıyla cari açığı oluşturan etkenleri ortadan kaldırmadan cari açığı çözmenin imkanı bulunmamakta. Yani; dışa bağımlı enerji tüketimini içeriden karşılayacak alternatif ürünlere destek sağlamadan, teknolojiye dayalı ara ürünleri içerde üretmeyi başarmadan, fiyat ve kalite nedeni ile ithal edilen ürünleri ihtiyaç duymayacak fiyat ve kaliteyi yakalamadan ekonomik büyümede büyük sıkıntı yaratan cari açıktan kurtulmak imkansız. Peki bunları hemen gerçekleştirme imkanı var mı? Bir günde oluşmayan sorunu kısa sürede çözme imkanı da yok. İhracata arttırarak çözümü kolaylaştırmak düşünülse bile, ihracatta rekabet edebilir seviye de üretim yapmadan bunu başarma şansı bulunmamaktadır ki, bu da başlı başına ayrı bir konudur. Peki döviz kurlarının yükseltilmesi cari açığı kapatır mı? Döviz kurunun yükseltilmesi birkaç ürün piyasasını bir müddet için korusa ve cari açığı da az da olsa düşürse de uzun vade de yine işe yaramayacaktır. Çünkü cari açığı ancak uzun vadeli büyüme, rekabetçi bir ekonomi ve optimum istihdam yakalayarak azaltmak gerekir. En önemlisi ise tasarrufların arttırılması yani harcamaların kısılmasıdır. Tasarrufların arttırılması ise hane halkı kadar devletin tasarrufları arttırması yani bütçe fazlası vermesi gerektirmektedir.