Altın ve diğer kıymetli madenlerle ilgili bölgesel ayrıntılara da bakalım isterseniz...
ABD'de ikinci el konut satışlarının beklentilerin çok üzerinde gerilemesi, dünyanın en büyük ekonomisinde altı ay öncesine göre çift dipli durgunluk riskini yeniden gündeme taşıdı. Piyasalar haliyle gergin ve yön arayışı emtia fiyatlarını yeniden yukarı çekmeye başladı. Piyasaları geren diğer bir veri ise, ABD işsizlik maaşı başvurularındaki artış ve fabrika siparişlerindeki düşüşler. Çift dipli durgunluk riskinin güçlenmesi haliyle altın fiyatlarını yukarı çekmeye başladı. Altın fiyatları ile birlikte kıymetli madenlerde de hareketlilik yoğun. Altın ve diğer kıymetli madenlerle ilgili bölgesel ayrıntılara da bakalım isterseniz. Salı günü ABD’de beklenenden hayli zayıf çıkan mevcut konut satışları verisinden sonra resesyon endişeleri yeniden gündeme taşıdı biliyorsunuz. Endişe, haliyle güvenli bir liman arayan yatırımcıları altın alımına yöneltti ABD’de. COMEX Borsası’nda Aralık vadeli altın kontratı Pazartesi gününe göre 4.90 $’lık artışla 1,233.40 $/ons’tan kapandı. Altının 50 günlük hareketli ortalamasının altında destek buldu ve yükselişe geçti. Metalin 1.240 $/ons’taki direncini kırması durumunda yeni yüksek seviyelere ulaşabileceği genel beklenti. Hindistan’daki düğün sezonu öncesinde kuyumcuların altın stoğu yapması fiziki talebi güçlendiriyor. COMEX Eylül vadeli gümüşün kapanışı Pazartesi gününe göre 38.6 cent’lik artışla 18.378 $/ons’tan spot gümüşün kapanışı da 18.38 $/ons’a ulaştı. NYMEX Ekim vadeli platin Pazartesi gününe göre 9.10 $/ons’luk artışla 1,517.70 $/ons’tan, spot platin de 1,510.50 $/ons’tan kapandı. NYMEX Eylül vadeli paladyum Pazartesi gününe göre 55 cent’lik artışla 484.25 $/ons’tan, spot paladyum da 484 $/ons’tan kapandı. Dünya Altın Konseyi tarafından Salı günü yayınlanan verilerinde; 2010 yılı ikinci çeyreğinde toplam altın talebinin önceki yılın aynı dönemine göre %36’lık artışla 1,050.3 tona ulaştığı açıklandı. 2010 yılı ikinci çeyreğinde altına dayalı ETF’lere gelen talebin önceki yıla göre %414’lük artışla 291.3 tona ulaştığı, ikinci çeyrekte altına gelen yatırım talebinin önceki yıla göre iki katından fazla artışla 534.4 ton olduğu görüldü. İkinci çeyrekte dünya altın mücevherat tüketiminin önceki yıla göre % 5 azalarak 408.7 tona geriledi.
Altın talebini sürükleyen başlıca ülkeler Hindistan ve Çin Altın Asya piyasalarında bir haftanın en düşük seviyelerine gerilerken, bunda menkul kıymetlerdeki düşüşün yatırımcıları zararlarını karşılamak amacıyla altın satışına yöneltmesi ve güçlenen ABD Doları etkili oldu. Geçen hafta bir dizi zayıf ABD ekonomik verisinin ekonomik toparlanmaya dair güveni azaltması üzerine metal Asya piyasasında 1,237.15 $/ons ile 1,5 ayın en yüksek seviyesine yükselmişti. Teknik açıdan ise 1,190.50 $/ons’tan 1,237.15 $/ons’a yükselen altının %50 ve % 61.8 Fibonacci geri çekilme sevisi 1,208 – 1,214 $/ons aralığı. Euro dolar karşısında altı haftanın en düşük seviyesine gerilerken yen karşısında da dokuz yılın en düşük değerine ulaştı. Altın genellikle doların yönüne ters bir şekilde hareket etse de bu korelasyon son zamanlarda bozuldu. Salı günü Londra sabah platin fiksingi 1,497 $/ons’tan, Londra sabah paladyum fiksingi de 476 $/ons’tan gerçekleşti. Gelişmeleri özetlersek AB ekonomilerinden gelen olumlu açıklamalara karşın (Almanya’nın ikinci çeyrek revize büyüme oranı, Avrupa bölgesinde sanayinin yeni siparişleri), ABD ekonomisinden beklentilerin oldukça altında kalan mevcut ev satışları ve Richmond Fed endeksleri risk iştahındaki bozulmayı belirginleştirdi. Fed yetkilisinden gelen ikinci dip senaryosunun olasılığının arttığına yönelik açıklama da satış eğilimini güçlendirdi. Bu arada, Japonya Maliye Bakanı gerçekleştirdiği basın toplantısında, Yen’in değerlenme hareketini yakından takip ettiklerini söylemesine karşın acil müdahale yönünde bir karar almaması, büyüme endişelerinin devam etmesine neden oldu. Öte yandan, sorunlu AB ülkelerinin borçlanmalarında ciddi bir bozulma gözlenmemesi satış dalgasının daha ciddi boyutlara ulaşmasını engelledi. Piyasanın yönü Avrupa bölgesinden gelecek verilere yönelik düşüş beklentisi hakim görünüyor, ABD verilerine ait tahminlerinde ise toparlanma varsayımları daha yüksek. Verilerin net etkisi risk iştahını etkileyecek mutlaka.