Japon depreminin hisse senedi ve emtia piyasalarını etkilemeye başladı...
Japon depreminin hisse senedi ve emtia piyasalarını etkilemeye başladı. Japonya’daki en şiddetli depremin ardından nükleer reaktörlerdeki sızıntı ile radyasyon oranının tehlikeli bir şekilde arttığının açıklanmasıyla hisse senedi piyasalarında ve emtia fiyatlarında ciddi düşüşler yaşattı. Japon merkez bankasının kısa vadeli likiditeyi önemli oranda artırmasına karşın, varlık alımlarını artırma konusunda daha yavaş davranması da piyasalardaki tansiyonu yüksek tuttu. Merkez bankasının gelecek ayın 6-7’si ve 28’inde iki olağan değerlendirme toplantısı bulunuyor. Banka’nın piyasalarda tekrar normalleşmeyi sağlamak için, bu tarihler öncesinde olağanüstü toplanarak varlık alımında daha belirgin bir artış yapıp yapmayacağı izlemek gerekiyor. Bazı görüşlere göre, 4 Nisan’da açıklanacak Tankan iş ortamı güven endeksinin sonuçlarını görmek isteyebileceği öne sürülüyor. Veri gündeminde yer alan Almanya’da ZEW endeksi de, hem mevcut durum hem de gelecek dönem beklentileri açısından tahminlerin altında kalarak piyasalardaki zayıflığı destekledi. Diğer taraftan, ABD’de NY Fed imalat ve ulusal inşaatçılar birliği (NAHB) endeksleri, ekonomik görünüm açısından daha iyimser bir tablo sundu. Fed’in faiz toplantısında piyasaları destekleyici açıklamalarıyla, S&P 500 ve DJ endeksleri sırasıyla % 1,12 ve % 1,15’lik daha düşük oranlı kayıplarla 1.282 ve 11.855 puana geriledi. Japonya’da yaşananların daha derinden etkilediği Avrupa borsalarındaki yoğun satış eğilimi ile, DAX endeksi % 3,19’luk düşüşle 6.648 puanda kapandı. Japonya’da yaşanan doğal felaketin küresel ekonomik toparlanmayı sekteye uğratma riski karşısında emtia fiyatlarında da sert düşüşler yaşandı. Ham ve brent petrol fiyatları sırasıyla 97 dolar ve 108 dolar civarına kadar gerilerken; altın fiyatlarında da 1.380 dolar seviyesine kadar bir düşüş yaşandı. Fed’in politikasında radikal bir değişiklik olmamasıyla altın fiyatlarının 1.400 dolar seviyesine toparlandığı gözleniyor. Japonya’nın artçı sarsıntılarıyla 1,38’li seviyelere kadar inen Euro-dolar paritesi ise, Avrupa’da faizlerin artırılma beklentisinin korunması, kurtarma fonuna ilişkin devam eden iyimser beklentiler, İspanya’nın başarılı ihaleleri ve Fed’in açıklamalarıyla 1,40’lı seviyelere çıktı. Portekiz’e gelen not indirimi ile bu seviyenin altında seyrediyor. Fed: Büyüme daha güçlü; petrolün etkisi geçici Fed’in politika faiz oranlarında beklendiği gibi değişikliğe gitmediği dünkü toplantısında, önceki açıklamalarına göre ifade değişiklikleri olduğunu gördük; ancak politikasında ciddi bir değişiklik yansıtacak ölçüde değildi. Öncelikle, büyümenin daha güçlü olduğu vurgulandı. Emtia ve petroldeki artışlara dikkat çekilerek enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk oluşturduğu açıkça ifade edildi. Ancak, bunun geçici olmasının beklendiği vurgulanarak, enflasyon görünümünde güvenli tutum korunmaya çalışıldı. Yine de yakından izlemede olunacağı belirtilerek, verilere daha duyarlı bir dönemin sinyali verildi. Para politikasında değişikliği sağlayacak önemli unsurlardan biri olan istihdam piyasası ile ilgili olarak, Fed’in bir nebze daha iyimser olduğunu gördük. Daha önceden büyümenin hızı işsizlik oranını aşağı çekmek için yeterli değil denirken; şimdi istihdam piyasasında yavaş da olsa iyileşmenin devam edeceği ifadesi kullanıldı. Önceki açıklamalara göre değişiklik göstermeyen ana unsurlar ise, tahvil alım programının Haziran sonuna kadar devam edecek olması; düşük faiz ortamının uzunca bir süre korunacak olması; konut piyasasının zayıf kalmaya devam etmesi oldu. Yani, Fed’in piyasalara desteğinin devam ettiğini söylemek mümkün. Sadece, özellikle enflasyon tarafında daha yakın izlemede olacağını anlıyoruz. Euro-dolar paritesinde ise, “zayıf dolar”ı destekleyen bir açıklama. Altın fiyatlarında ise, Japonya kaynaklı düşüşten sonra toparlanma hareketini destekleyebilir. Enflasyon ve konut verileri Avrupa’da ve ABD’de enflasyon rakamları, ABD’de ev başlangıçları ve inşaat izinleri gelişmiş ülke merkez bankalarının ortaya koyduğu faiz politikalarını desteklemesi açısından yakından takip edilecek. Avrupa’da yıllık enflasyon oranının beklendiği gibi % 2,4 ile, % 2’lik hedefin üzerinde kalması, faiz artırma konusunda daha proaktif bir yaklaşım sergileyen Avrupa Merkez Bankası’nı destekleyecektir. ABD’deki üretici fiyat endekslerinin ise daha az ilgi çekmesi, yarın açıklanacak tüketici ve reel kazanç endekslerini bekler bir yaklaşım sergilenmesi daha muhtemel. Konut sektöründen ılımlı toparlanma sinyalleri Fed’in yaklaşımına destek verebilecekken; güçlü veriler para politikasının güvenilirliğine yönelik daha temkinli bir tutuma neden olabilir. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, borç sorunu altındaki Portekiz’in kredi notunu iki kademe indirerek, görünümünü de “olumsuz” da bıraktı. Kuruluş, Portekiz'in mali açıdan sağlıklı yapıya kavuşmak için zorlu bir mücadele ile karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Bu durumda, Asya borsalarında gözlenen toparlanmanın küresel piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı kalabilir.