AB’de sentix güven endeksinin Şubat’ta yükselişine devam etmesi ve Portekiz’in...
Euro bölgesinden farklı sinyaller geliyor. AB’de sentix güven endeksinin Şubat’ta yükselişine devam etmesi ve Portekiz’in 5 yıllık Eurobond ihracına 6 milyar Euro’luk talep gelmesi gibi olumlu gelişmelere karşın, Almanya’da fabrika siparişlerinin Aralık ayında beklenmedik ölçüde düşmesi büyümeye yönelik aşağı yönlü riskleri artırıyor. Mısır’da bankaların açılmasıyla tasarruf sahiplerinin paralarını çekmek istemesi, güven ortamının tekrar tesis edilmesiyle ilgili endişelerin devam ettiğine işaret. Mısır borsasının açılışının Pazar gününe ötelenmesi de, finansal piyasalarla ilgili kaygılı tutumun sürdüğünü gösteriyor. Ülkede geçen gün gerçekleştirilen ihalelerde ise, 3 ve 6 aylık kağıtlarda satış miktarı azaldı. Gelişmekte olan ekonomilerde artan enflasyonist baskılar ve borsalarda ulaşılan yüksek seviyeler, gelişmiş ekonomilerden gelen toparlanma sinyalleriyle birleşince, yatırım ilgisinin gelişmiş borsalara kaymasını sağlıyor. Altın Fiyatları Altın piyasalarda 1,350/1,360 $/ons’tan işlem görüyor. Altın bu yıl ilk haftalık yükselişini kaydetmesi ile yatırımcıların metale olan güveni yeniden sağlanmış oldu. Asya’da Ay Yeni Yılı tatilinin sona yaklaşmasıyla beraber bir miktar talebin piyasaya geri dönmesi de fiyatların yükselmesinde etkili oldu. Bununla beraber global ekonomik görünüme dair daha iyimser bir bakış hakim olması; yüksek getirili, yüksek riskli varlıklara karşı yatırımcıların talebini artırmakta. Altın fiyatlarını destekleyen diğer bir unsur ise; Avrupa Merkez Bankası ve Federal Reserve’in para politikasının yakında sıkılaşacağına dair spekülasyonlara prim vermemesi oldu. Brent ham petrolün yeniden varil başına 100 $ seviyesinin üzerine yükselmesi, endüstriyel metallerin de değer kazandığı gösteriyor. Bu bir süre daha devam edecektir. İçerde sanayi üretimi artıyor Sanayi üretimi geçen Aralık ayında % 16,9’lık yıllık artışla beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. Böylece üretim seviyesi, hem düzeltilmemiş hem de takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış rakamlarda rekor düzeye ulaştı. Üretim seviyesinin ulaştığı mevcut düzeyler düşünüldüğünde, en azından bu yılın ilk çeyreğinde de yüksek yıllık artış oranlarının devam edeceği anlaşılıyor. Para politikasında alınan önlemlerin görülmeye başlaması ile de büyümenin hızında bir yavaşlama gözlenecektir. Sanayi üretimi rakamlarının büyüme oranlarına yansıması ile ilgili olarak, geçen yıl için öngörülen büyüme rakamlarının yukarıya revize edileceği açık. Piyasa beklentilerine göre iyimser bir görünüm yansıtan % 8,8’lik büyüme tahmini tutarlı gözüküyor. Ayrıca bu tahmin, üretimden katma değer artışına yansıma etkisine bağlı olarak yukarı riskleri de içeriyor. Yani 2010 büyüme oranının, 2003-2004 döneminde kaydedilen sırasıyla % 9,4 ve % 8,4 oranlarını zorlaması mümkün görünüyor. Geçen yılın sonunda ulaşılan büyüme momentumu, para politikasında yeni yaklaşım ihtiyacını da net bir şekilde gösteriyor. TCMB’nin yaklaşan 15 Şubat faiz toplantısı öncesinde, para politikası ile ilgili belirsizliklerin de ek bir baskı oluşturuyor. TCMB Başkanı Yılmaz’ın “piyasadan likidite çekilmeye devam edeceği” açıklaması, bu ayki toplantının ardından zorunlu karşılıkların artırılma olasılığını tekrar gündeme getirdi. En son yapılan anketlerde, Merkez Bankası’nın gelecek hafta faizleri hafif ağırlıklı olarak indirmeyeceği düşünülürken, indirmeye devam etmesini bekleyen önemli bir grup da bulunuyor. Hem gelişmekte olan ülkelerdeki genel faiz artırımı eğilimi, hem de faiz ve kur piyasasındaki daha tedirgin tutum nedeniyle, faizlerin sabit tutulacağı yönündeki beklenti gerçekçi duruyor. TCMB Başkanı Yılmaz Londra’daki yatırımcı toplantısında, para politikasının net yönünün sıkılaştırıcı tarafta olduğunun tekrar altını çizmişti zaten. Küresel olarak artan enflasyon riskleri, bu vurgunun yinelenmesinde ana etken. Öte yandan, küresel ekonomide zayıf toparlanma ve parasal genişlemenin sıcak para girişini artıracak olması nedeniyle para politikasında ihtiyatlı bir yaklaşım izlenmesi muhtemel.