Yunanistan krizi devam ediyor. Hükümetinin ikinci dış yardım paketi karşılığında gerekli taahhütleri vermekten kaçınması ve hükümetten gelen istifalarla politik riskin de devreye girmesiyle, ülkenin temerrüde düşmesi daha ciddi bir olasılık olarak fiyatlanmaya başladı. Her ne kadar Başbakan Papandreu yeni kabinenin güven oylamasının Salı akşamına kadar sonuçlanacağına ilişkin açıklamada bulunsa da, dış yardımının onaylanması için gerekli olan hükümet kararlılığının görülüp görülmeyeceğine ilişkin endişelerin giderilmesinde yeterli olmadı. Bilindiği gibi, Temmuz’da ilk alınan dış yardıma ilişkin kredi diliminin serbest bırakılması bekleniyordu. Bu beklenti, kredinin AB maliye bakanlarının 19-20 Haziran zirvesinde onaylanmasıyla serbest bırakılması şeklinde devam ediyor. Bunun gecikmemesi önemli; çünkü hükümetin mevcut piyasa koşullarından borçlanarak ödemelerini gerçekleştirmesi mümkün değil. Ayrıca 11 Temmuz’a kadar, yeni kurtarma paketinin ana unsurları üzerinde uzlaşılarak onaylanması bekleniyor. Detayların ise Eylül ayına kadar belirlenebileceği düşünülüyor. Ülkenin borç krizinde ilk rahatlamayı, yeni hükümetin güvenoyu alması ve gerekli mali tedbirler konusunda parlamento onayının gerçekleşmesi sağlayacak. Temmuz diliminin de serbest bırakılmasıyla kısa vadede ülkenin temerrüde düşme riski ortadan kalkmış olacak. Likidite desteği beklentileri artıyor Ekonomik verilerden gelen farklı sinyaller, görünümle ilgili kafa karışıklığının devam etmesine neden oluyor. Dün ABD’den konut ve işsizlik verileri ılımlı gelerek rahatlama sağlamasına karşın, Haziran Philly Fed endeksinin sürpriz bir şekilde “eksi” bölgede yer alması görünümdeki bu rahatlığın kısa süreli olmasına neden oldu. Haziran ayına ilişkin NY Fed imalat ve Philly Fed gibi endekslerden sürpriz zayıf sinyaller gelmesi, Fed’in gelecek haftaki faiz toplantısında gevşek para politikasını sürdürme konusundaki baskıların artmasına neden olabilir. Büyümeden gelen farklı sinyallere karşın ham petrol fiyatları, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) petrol talebine yönelik tahminini yükseltmesi ve OPEC’in yedek kapasite seviyesine ilişkin tahminini indirmesiyle 95 dolar civarında tutunmayı başardı. Ancak, geçtiğimiz cuma Japonya’nın deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerine yönelik endişelerle 94 dolar civarına gevşemiş görünüyor. Altın fiyatları 1.550 dolar seviyesinin geçilememesi nedeniyle gevşeme baskısı altında kalmaya devam etse de, borç ve büyüme endişelerinin yükseliş çabasını da beraberinde getirdiği kesin.