Kıbrıs sorununu çözmek isteyen herkesin kabul etmesi gereken bir gerçek var:
Bu gerçek, bu güne kadar izlenen yöntemin başarılı olmadığı ve olmasının da mümkün olmadığıdır.
Ne idi bu yöntem?
Sorunun bütününe çözüm aramak, her konuda anlaşmaya varmadan hiçbir konuda anlaşma olmayacağını var saymak.
Türk ve Rum tarafında cumhurbaşkanlığına seçilen herkes 1974’ten bu yana bu yolu denedi, ama hiçbiri sonuca varamadı. Hedefe yaklaşamadı bile.
Kırk yıldan fazla bir süre denenen ve başarısız olan bir yöntemin bundan sonrası için de başarı şansı sıfırdır.
O hâlde başka düşünceler geliştirmek gerekir. Değişik yöntemler, değişik çareler aranmalı. Halklara farklı öneriler sunulmalı.
Kırk yıldan fazla bir süre denenen ve başarısız olan bir yöntemin bundan sonrası için de başarı şansı sıfırdır
Sorunun çözülememesi ortadan kaybolacağı anlamına gelmez.
“Boş ver, böyle iyiyiz” denebilir. Ama boş verilmemelidir çünkü böyle iyi olanlar vardır muhakkak, ama çoğunluk değil.
Kıbrıs, Türk ve Rum halklarının düçar olduğu ortak bir hastalıktır. Her iki halkın da enerjisini emiyor, yoluna engeller koyuyor, keyfini kaçırıyor, gerçek potansiyeline ulaşmasını engelliyor.
Rumlar bizden daha iyi durumda olabilir, ama bizim bir ayağımız kesikse onların da bir eli çolaktır.
Güneyin en ünlü avukatlarından biri olan Polyvios G. Polyviou, kısa bir süre önce Kıbrıs sorununun çözümü konusunda alternatif bir yöntem önerdi.
Öneriyi ciddiye almak, üzerinde tartışmak gerekir; çünkü Polyviou, Rum tarafının en saygın düşünürüdür.
Hâlen Anastasiades’in müzakere heyetindedir ve bundan önceki Rum cumhurbaşkanları ile de çalışmışlığı vardır.
Kıbrıs sorununa dair 10’a yakın kitap yazdı.
“Vardığım sonuç şudur ki,” diyor, “mevcut müzakere süreci, hem öz hem de taktik olarak yanlıştır ve kabul edilebilir ve uygulanabilir bir çözüme ulaşmayacaktır.”
Polyviou’nun karşı önerisinin özü, sorunu toptan çözmeye çalışmayı terk etmek, sonuca adım adım yaklaşmaktır.
Polyviou teklifine “evrimsel yaklaşım” adını veriyor ve bir de “Yol Haritası” var.
Buna göre, ilk adımda;
Mağusa’nın Türk bölgesinin ve çevresinin açılması, vardır “ki bu çok büyük bir ekonomik büyüme ile sonuçlanacaktır.”
Bu ilk adımın diğer bazı başlıkları da şöyledir:
· Mağusa Limanı her iki toplumun kullanımına açılacak.
· Ercan Havalimanı’na uluslararası statü verilecek, direkt uçuşlar mümkün olacak.
· Hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmadan ada çapında seyahat serbest olacak.
· Adada bulunan Türk askeri yarı yarıya azaltılacak.
· Türk ve Rumların AB kuralları çerçevesinde ortaklıklar kurabilmesi sağlanacak.
Yol, bu minval üzere devam ediyor.
Listeye başka şeyler de eklenilebilir, listeden çıkarmalar da yapılabilir.
Bu yol tutulursa, 1960’lardan bu yana ilk defa ada dolaşım açısından bir bütün olacak, Türkler ve Rumlar ilk defa yan yana çalışmaya başlayacaklar
Önemli olan listenin kendisi değil felsefesi, önerdiği yöntemdir.
Bu yol tutulursa, 1960’lardan bu yana ilk defa ada dolaşım açısından bir bütün olacak, Türkler ve Rumlar ilk defa yan yana çalışmaya başlayacaklardır.
Hava, köklü ve olumlu bir şekilde değişecek ve gene ilk defa halklarda çözüme doğru gerçekten ciddi adımlar atıldığı kanısı yerleşecektir.
Atılan her adım diğer adımların atılmasının önünü açacak ve bu adımlar, sonuçta toplu bir uzlaşmaya varılmasını kolaylaştıracaktır.
Polyviou’nun önerisi, ipi kesmeden Gordion düğümünü çözmenin en pratik yoludur.
Daha iyi bir fikri olan varsa, söylesin.
İlgilenenler için Polyviou’nun önerisinin tam metnini aşağıda sunuyorum.
Polyviou, Rumca yazdığı önerisini yayımlamamış, e-mail yoluyla Rum tarafında kendisinin belirlediği bazı seçkin kişilere yollamıştı.
Çevirisini yaptıran bir arkadaşım vasıtasıyla da bana ulaştı.
Metni okumak için tıklayın