Seçimlerle ilgili iki öngörüde bulunmak istiyorum.
Bir. AKP’nin oyu yüzde 40’ın altına düşecek.
İki. AKP kesinlikle CHP ile koalisyon yapmayacak.
İlkinden başlayayım.
Hemen hemen bütün kamuoyu araştırma şirketleri, AKP’nin yüzde kırkın üzerinde, 40-41-42 aralığında, oy alacağını öngörüyor. Şirketler, bu oranları, kararsız olduğunu belirtenlerin yüzdesini dört parti arasında dağıtarak buluyorlar.
Karasızların oranı çok yüksektir. Yüzde 17 civarında. Dolayısıyla AKP’nin payına yüzde dört küsur oranında, fikri sorulanların deklare etmediği bir pay düşüyor.
AKP düşüşte olan bir partidir. Kararsızların büyük bir bölümü önceki seçimlerde AKP’ye oy verenlerden meydana geliyor. Bunların çoğu AKP’ye dönmeyecek. PKK terörünü uyandırdığı ve Türkiye’yi savaşa sokma iştahına sahip olduğu için Erdoğan’a sırtını dönecek.
MHP için de durum olumsuzdur. Bu parti de düşüştedir. Tutumu çağ dışı, lideri yaşlı ve kuru bir dal gibi serttir.
HDP’nin oyu artar mı, bilmiyorum. CHP ise oyunu en çok artırmış parti olacak.
İkinci öngörüm, oy oranları ne olursa olsun, AKP’nin CHP ile koalisyon yapmayacağıdır.
Bunun da iki nedeni var. Birçok konuda CHP’nin amaçları AKP’ninkilere terstir. AKP’nin Dışişleri, Eğitim, İçişleri, Adalet, Maliye, Bayındırlık gibi bakanlıkları ve Diyanet’i CHP’ye devretmesi söz konusu olamaz.
Bunlar rant yaratan, keyfi para harcanmasını mümkün kılan, şeffaflık projektörünü söndüren, yolsuzluk araştırmalarını AKP’lilerden uzak tutan, partinin Sünni iç ve dış politikasını yürüten, dindar nesillerin kuluçkası olan kuruluşlardır. AKP yaptıklarını tersine çevirecek bir CHP’yi ortak olarak istemez.
Diğer neden CHP’nin iktidar alternatifi olmasına yardımcı olmamaktır. 1970’lerden beri muhalefette olan CHP hükümete ortak olup seçmene eski CHP olmadığını kanıtlamak istiyor. CHP gerçekten eski CHP değildir. AKP’ye gerçek bir alternatif olabilir. AKP de bundan şeytan gibi korkar.
*
Bu iki öngörümde de yanılabilirim. Ama bir tahminim daha var ki -maalesef- tutmaması mümkün değildir.
Erdoğan -ve susarak onun icraatına ortak olan Gül, Arınç, Babacan ve diğerleri- Türkiye’yi o kadar hırpaladı ki seçimin sonucu ne olursa olsun istikrarlı bir hükümet kurmak mümkün olmayacak.
*
Emanet aldığı ülkeyi yönetemez hale getirmek, Erdoğan’ın Türkiye’ye yaptığı kötülüklerin en büyüğüdür.