AKP’nin Binali Yıldırım’ı başbakan seçmesi, çocuklarımın beni baba seçmesine benziyor.
Başka seçenekleri var mı?
Erdoğan Davutoğlu’nu başbakan seçmeden önce de “temayül yoklaması” yaptırmıştı.
O yoklamada yoklananların yüzde 85’i Abdullah Gül’ü tercih etmiş, Davutoğlu yüzde bir civarında oy almıştı.
Buna rağmen Erdoğan Gül’ü değil, Davutoğlu’nu başbakan yapmıştı. Gül ve Davutoğlu dahil kimse sesini çıkarmamıştı. “Madem ki bildiğini yapacaktın, neden bizi uğraştırdın” diyen olmamıştı.
Herkes biliyor artık:
Erdoğan belki ülkeyi daha rahat yönetecek ama daha iyi yönetmeyecek. Daha iyi yönetim için uyum değil tartışma gerekir
Erdoğan “Kimi başbakan yapmamı istiyorsunuz?” diye sorduğunda AKP’lilerin o koltukta kimi görmek istediklerini öğrenmek istemiyor.
AKP’lilerin kendinin o koltukta kimi görmek istediğini öğrenip onu seçmelerini istiyor.
Henry Ford, yirminci yüzyılın başlarında Fordların seri üretimine geçtiğinde fabrikasından sadece bir renk araba çıkıyordu. Siyah.
“İsteyen istediği rengi seçebilir,” diye espri yapıyordu Ford, “Yeter ki siyah olsun.”
Espri diyemeyeceğim, çünkü Erdoğan’ın espri, şaka, mizahla falan alakası yok ama onun da mesajı aynıydı: “İstediğinizi başbakan adayı seçebilirsiniz – yeter ki Binali Yıldırım olsun.”
Eh.
AKP’liler geçen defa bütünlemeye kalmıştı. Bu defa “İtaat et, rahat et,” düsturuna harfiyen uydular. Gözlerini kapadılar, vazifelerini yaptılar.
Yıldırım, Erdoğan’ın en eski çalışma arkadaşlarından biridir. Belki de en yakını. Birliktelikleri İstanbul belediyesinde başladı ve 22 yıldır sürüyor.
Yıldırım Erdoğan’ın hem sır küpüdür, hem kasası.
Başbakanlığı almak için Saray’a gittiğinde, muhtemelen kabine listesini hazır bulacak.
Artık her istediğini yapan bir cumhurbaşkanı, onun her buyruğunu yerine getiren bir başbakan ve başbakanın her dediğini yapan bakanlar olacak.
AKP’nin Binali Yıldırım’ı başbakan seçmesi, çocuklarımın beni baba seçmesine benziyor
AKP uyum içinde olacak ama memleket huzur içinde olmayacak. Uyum, oybirliği falan demokrasinin değil despotluğun emaresidir.
Erdoğan belki ülkeyi daha rahat yönetecek ama daha iyi yönetmeyecek. Daha iyi yönetim için uyum değil tartışma gerekir.
Yaşa var ol Binali, yıkılmaz satvetinle Saray’dan gelen bir ses sana ne diyor, dinle: Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen, Demokrasi olmasa da, hürdür millet seninle.