Bilmiyorum.
Erdoğan, Fethullahçılar, IŞİD, PKK ve diğer terör örgütlerine karşı yürüttüğü kampanyanın gazetecilere karşı yürüttüğü kampanya kadar başarılı olmadığının farkında mı?
Ve bunun ne anlama geldiğini hiç düşündü mü?
Düşünmemiştir, sanırım.
Terör örgütlerini ortadan kaldıramıyor bir türlü.
Kuzey Kore gibi siyah renkli ülkelerin bulunduğu rejimlerin arasına katılmak için on küsur basamak kaldı
Ama gazetecileri sindirdi ve gazeteciliği perişan etti.
Kolaylıkla.
Tek mermi kullanmadan.
Basın özgürlüğü yok oldu. Özgür tartışma ortamı ortadan kalktı. Muhalif seslere ekranlar yasaklandı. Sayısız gazeteci işsiz bırakıldı, bazılarının mallarına el kondu. Ve yüzden fazla gazeteci hapse atıldı.
Neden kolay oldu Erdoğan için bu?
Gazeteciler terörist değil, çünkü. Silahları yok. Dağa çıkmazlar, yol kesmezler, bombalı yelek giyip kalabalık yer aramazlar, ırza geçmezler, masum insanların boynunu vurmazlar, insanların üzerine petrol döküp yakmazlar.
Kaba kuvvetle karşılaştıklarında, yani evleri basıldığında, kuzu kuzu ellerini kelepçeye uzatırlar.
Şahin Alpay’la, Can Dündar’la, Nazlı Ilıcak’la, Kadri Gürsel’le , Musa Kart’la, Murat Sabuncu’yla, Amberin Zaman’la, yıllarca aynı sektörde, bazen aynı binada çalıştık.
Hiçbirinin damarında bir tek hücrelik şiddet ve kötülük olmadığına eminim.
Diğerlerinin de – hepsini tanımıyorum – onlardan pek farklı olduğunu sanmıyorum.
AKP rejimine karşı oldukları için tutuklu veya sürgündedirler.
*
Bir rejimde hangi gazetecilerin tutuklanmadığı, hangi gazetecilerin tutuklandığı kadar öğreticidir.
*Her ne kadar ters ve dik kafalı olsalar da (ki gazeteci dediğin öyle olmalıdır) bazen satırlarından alevler ve çığlıklar yükselse de (ki yükselmelidir) genellikle barışçıl insanlardır.
Basın özgürlüğü yok oldu. Özgür tartışma ortamı ortadan kalktı. Muhalif seslere ekranlar yasaklandı
Ama sadece Türkiye’de değil, tek adam yönetimi olan her yerde ilk kurbanlar gazetecilerdir.
Donald Trump’ın iktidarının daha ilk sabahında gazetecileri topa tutması, nereye yöneleceğinin en iyi göstergelerinden biridir.
Basın özgürlüğünün yok edilmesi demokrasinin rafa kaldırılmasının ilk adımı, ön koşuludur.
Bir rejimin ne kadar demokratik olduğunun en önemli ölçütü basının ne kadar hür olduğudur.
Bu ölçüte göre Türkiye, feci halde sınıfta kalıyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler 2016 Basın Özgürlüğü Endeksi’nde * Türkiye 180 ülke arasında 151 inci sıradadır. (Kıbrıs Cumhuriyeti 27, KKTC 81.)
Basın Özgürlüğü haritasında ise Türkiye kırmızı renkli ülkeler arasındadır. Ona birçok Afrika ülkesi, Rusya, Mısır ve diğer Müslüman ülkeler eşlik ediyor.
Kuzey Kore gibi siyah renkli ülkelerin bulunduğu rejimlerin arasına katılmak için on küsur basamak kaldı.
Yüzü kızaran var mı?
* https://rsf.org/en/ranking?#