Zamanaşımı namı diğer müruruzaman, süre geçmesi suretiyle vergi borcunun ortadan kalkmasıdır. Zamanaşımı, mükellefin herhangi bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden oluşur ve vergi borcunu otomatikman ortadan kaldırır.
Vergi hukukunda zamanaşımları Vergi Usul Kanunu’nda yer alan tarh zamanaşımı, ceza kesmeye yönelik ceza zamanaşımı ve düzeltme zamanaşımı diğeri ise 6183 sayılı Kanun’da yer alan tahsil zamanaşımıdır.
Tarh zamanaşımı (tahakkuk zamanaşımı), vergiyi doğuran olayın üzerinden kanunda belirtilen sürenin geçmesinden sonra idarenin söz konusu amme borcunu tahakkuk ettirememe durumudur. Daha basit bir ifadeyle vergi idaresi bu verginin doğduğunu fark etse ve bu vergi ile cezasını hesaplayıp tebliğ etse bile hüküm ifade etmeyen bir müessesedir. Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak genel olarak beş yıl içinde tahakkuk olmayan yani mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.
Tarh zamanaşımı uygulamasında genel kural zamanaşımı süresinin vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı takip eden yılın başından itibaren başlamasıdır. Ancak emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi gibi bazı vergilerde ise durum farklıdır.
Bu farklı düzenlemelerden bir tanesi de damga vergisinde vardır. Damga Vergisi Kanunu’nda sayılan kağıtlar damga vergisine tabidir. Sayılan bu kağıtlar imzalandıktan sonra damga vergilerinin kanuni sürelerinde beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
Ancak damga vergisine tabi bu kağıtlara ilişkin damga vergilerinin beyan edilmemesi neticesinde bu kağıtlardaki (sözleşmelerdeki) hükümlerin tekrarlanması halinde zamanaşımı yeniden mi başlayacak yoksa zamanaşımı süresini etkilemeyecek mi?
Gelin bu duruma açıklık getirelim..
VUK m.114/son fıkra “Damga vergisine tabi olup vergi ve cezası zamanaşımına uğrayan evrakın hükmünden tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkûr evraka ait vergi alacağı yeniden doğar” şeklindedir. Örneğin; Eylül 2013 tarihinde düzenlenen bir kâğıda ait damga vergisi 31.12.2018 tarihine kadar (2013’ü takip eden yılın başından beşinci yılın sonuna kadar) tarh ve tahakkuk ettirilmezse tarh zamanaşımına uğrar. Ancak söz konusu kâğıdın herhangi bir hükmünden tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra yani 01.01.2019 ve sonraki tarihlerde yararlanılması durumunda vergi alacağı yeniden doğacak, tarh zamanaşımı süresi ise 31.12.2024 tarihinde (2019’u takip eden yılın başından beşinci yılın sonuna kadar) sona erecektir.
Konuya ilişkin olarak Danıştay VDDK’nin 07.06.2002 tarih ve E: 2002/128, K:2002/266 sayılı ve Danıştay 7'nci Dairesi'nin 20.12.2000 tarih ve E:1999/294, K:2000/4088 sayılı kararlarında da görüldüğü üzere, kağıtlar, herhangi bir hukuki, ticari ya da benzer bir amaca bağlı olarak kullanılması veya bu kağıtların üzerlerinde ön görülen hak ve yükümlülüklere işlerlik kazandırılması hallerinde hükümlerinden yararlanma şartı gerçekleşecek ve bu tür kağıtlar tarh zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
Buna göre damga vergisine tabi olan evrakla ilgili vergi alacağının tahakkuk zamanaşımına uğramasından sonra bu evrakta yazılı hükümlerden yeniden yararlanılması halinde söz konusu zamanaşımına uğramış vergi alacağı, yeniden doğacaktır. Bu durumda tahakkuk zamanaşımı da evrakta yazılı hükümden yararlanıldığı yılı takip eden takvim yılının birinci gününden itibaren 5 yıl olacaktır.
Damga vergisi ile ilgili bu istisnai hükmün uygulanabilmesi, yani vergi alacağının yeniden doğabilmesi için, damga vergisine tabi kâğıdın hükmünden yararlanmanın mutlaka tahakkuk zamanaşımının dolmasından sonra olması gerekmektedir.
Vergiyi doğuran olay gerçekleştikten sonra henüz damga vergisine tabi kâğıda ilişkin vergi alacağı zamanaşımına uğramamışsa, bu kâğıtta yazılı hükümden tekrar yararlanmak vergi alacağının yeniden doğmasına yol açmayacaktır. Damga Vergisi Kanunu m.6 uyarınca bir kâğıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır. Bir kâğıtta, birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem varsa, zamanaşımı süresi dolduktan sonra, bu kâğıtta yer alan akit ve işlemlerden hangisinin hükmünden faydalanıldıysa, ona ilişkin damga vergisi yeniden doğacaktır-. [2]-[3].
[1] Nuri Değer; Kâğıdın Hükmünden Yararlanma Konusunda Damga Vergisi Uygulaması-2, Yaklaşım Dergisi, Sayı 267, 2015, s.2.
[2] İhsan Kağan Bayraktar, Vergi Hukukunda Zaman aşımı, Hud Yayınları, İstanbul, Mayıs 2016, s.53
[3] Bu yazıya akademik çalışmalarında atıf yapmak isteyenler (Murat Batı, Vergi Hukuku (Genel Hükümler), Seçkin Yayınevi, 2.Baskı, Ankara, 2022, ss. 441) künyesine atıf yapabilirler.
Murat Batı kimdir? Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı. Çalışma hayatına 2002 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nda "devlet gelir uzman yardımcısı olarak" başladı. Kariyerine akademide devam etmek üzere bakanlıktaki görevinden ayrıldı. Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı. "Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 40'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı. Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyor. |