7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu (İFMK) bugünkü yani 28 Haziran 2022 tarihli 31880 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu Kanun ile İstanbul Anadolu yakasında krokisi bile çizilen alanda katılım belgesi alan şirketlerin sigortacılık, bankacılık gibi finansal faaliyetlerinden elde edeceği gelirler ile bu kapsamda yapacakları işlemlere çok önemli vergisel avantajlar getirildi. Neredeyse hiç vergi vermeyecekler dersek yanlış olmaz.
7412 sayılı Kanun ile İstanbul Finans Merkezinde bankacılık, sigortacılık, yeşil finans, finansal teknolojiler ve katılım finansı gibi stratejik alt sektörlere odaklanmanın yanı sıra, uluslararası finansal hizmetler sektörü içerisinde faaliyet gösteren portföy yönetimi, servet yönetimi, proje finansmanı, fon yönetimi ve reasürans şirketlerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca İstanbul Finans Merkezinde gerçekleştirilecek finansal hizmet faaliyetlerini destekleyecek; danışmanlık, bilgi işlem, telekomünikasyon ve finansal teknoloji şirketleriyle birlikte bölge genelinde geniş bir ekosistem oluşturulması hedeflenmektedir.
Kanun'un gerekçesinde Türkiye'nin toplam ekonomik büyüklüğü içerisinde finansal hizmetlerin payı yüzde 4 ama gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 8 ila yüzde 10 civarında olduğu için Türkiye'de finansal hizmetlerin ekonominin içerisindeki payını arttırmak hedeflenmektedir.
Türkiye'nin toplam hizmet ihracatı içerisinde finansal hizmet ihracatının payı son 10 yılda ortalama yüzde 3 seviyesinde iken Bu Kanunla bu oranın 2036 yılı itibariyle üç kat artacağı yani yüzde dokuzlara ulaşacağı gerekçelendirilmiş. Ayrıca Gayri Safı Yurt İçi Hasılaya (GSYİH) yapacağı toplam katkının 2036 yılına kadar 129 milyar ABD dolan olacağı ve böylelikle Türkiye ekonomisine yıllık ortalama 9 milyar ABD dolan katkı sunması planlanmıştır. İstanbul Finans Merkezi ile 2036 yılına kadar 102 bin ek istihdam yaratılacağı belirtilmiştir. Bu sayının özellikle 27 bininin doğrudan İFM içerisinde Türkiye'de yeni faaliyete geçecek olan finansal kurumlarda çalışacağı öngörülmektedir.
2016 yılında kurulan ve Yönetim Kurulu Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğu Türkiye Varlık Fonu, İstanbul Finans Merkezinde Kanun'un 2/g maddesi uyarınca yönetici şirket konumundadır.
Ancak Varlık Fonu'na İFM yönetim planı ve işletme projesini, Varlık Fonu tarafından hazırlanarak resen tescil ettirme (İFMK m.9/2) yetkisi verilmiş. İFM'de tüm altyapı ve üstyapının işletilmesi, yönetilmesi, bağımsız bölümlerin ve alanların kiralanması ile kamuya ait olan ve imar planında belirlenen fonksiyonlar doğrultusunda ilgili kurumlara tahsis edilmiş alanlar hariç olmak üzere umumi hizmetlere ayrılmış yol, meydan, yeşil alan, park ve benzeri yerlere dair her türlü yönetim faaliyeti 20 yıl süreyle Varlık Fonu tarafından gerçekleştirilecek.
Ayrıca kat malikleri kurulu, ada temsilciler kurulu ve toplu yapı temsilciler kuruluna ait yetkiler İFM'de bulunan taşınmazlar açısından 20 yıl süreyle Varlık Fonu tarafından kullanılacak.
İlki, İFM'de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetler kapsamında elde edilen kazançların yüzde 75'i kurum kazancından indirilecek. Ancak İFMK'nin geçici 1'inci maddesiyle yüzde 75'lik oran 2022 ila 2031 yılları vergilendirme dönemleri için yüzde 100 olarak uygulanacak. Yani finansal hizmet ihracından elde edilen tüm kazanç aynı zamanda indirilecek gider hükmünde olacak. Burada yalnızca finansal hizmet ihracatı kapsamındaki faaliyetlere istisna ve indirim tanınmaktadır.
İkincisi, İFM'de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetlerden lehe alınan paralar kambiyo vergisi olarak bilinen Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinden (BSMV) istisna edildi.
Üçüncüsü, İFM'de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı faaliyetlerine ilişkin işlemler her türlü harçtan istisna edildi.
Dördüncüsü, İFM'de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı faaliyetlerine ilişkin işlemler için düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden istisna edildi.
Beşincisi, İstanbul Finans Merkezinde çalışmaya başlamadan önceki son üç yıl Türkiye'de çalışmamış olan kişilerin yurt dışında en az 5 yıl mesleki tecrübesi olanların ücretinin gerçek safi değerinin yüzde 60'ı; yurt dışında en az on yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerin ise yüzde 80'i gelir vergisinden istisna edilmiş. Bu maddeye göre son üç yıldır Türkiye'de çalışmış olanlar bu istisnadan yararlanamıyor. Kanun gerekçesinde, İFM'nin yurt dışından gelecek, alanında katma değer yaratması beklenen nitelikli insan kaynağı için de çekim merkezi olması hedeflendiği belirtilmiştir.
Altıncısı, İFM'de yer alan taşınmazların/ofislerin vs. kiralanmasına dair işlemler her türlü harçtan ve bu işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden istisna edilmiş.
Vergisel avantajlardan yalnızca katılımcılar ile en az üç ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri faydalanabilecektir.