"Fado, gizemli bir şeydir. Onu duyumsamak için insanların ıstırapla doğması, arzuları, tutkuları olmayan, sanki hiç var olmamış biri gibi hissetmesi gerekir. Bu kişi benim. Bu nedenle ben, Fado söylemek için doğdum. Aşk, kıskançlık, kül ve ateş, ıstırap ve günah… Baştan sona hüzün; işte Fado budur." Amalia Rodrigues (Fadista)
"Fado, yalnızca bir müzik değil, bir histir. Üzücü değil melankoliktir. Ben bu müziği seçmedim, bu benim kaderimdi." Mariza (Fadista)
" Fado, kaybedilmiş, elden gitmiş şeyleri dillendirir. Kaybedilmiş bir imparatorluğu, kaybedilmiş bir ülkeyi, yenilmiş bir adamı. Yani Portekiz'in yaralanmış ruhunun tarihidir Fado. Şiir ve bir tür yardım alan bir şiir olan şarkı, ruhta olmayanı yansıtır. Bu nedenle halkların hüzünlü şarkıları hep neşe yüklüdür; neşeli şarkılarıysa hüzün… Fado, güçlü bir ruhun bitkin düşmüş halidir. Portekiz'in bir zamanlar inandığı ancak onu terk eden tanrıyı hor gören bakışıdır. Fado'da tanrılar meşruiyetlerini yeniden kazanmıştır. Ancak hep uzaklardadırlar." Fernando Pessoa (Portekiz'li şair)
Yukarıdaki sözler, Fado müziğini anlamamız için en doğru, içeriden yapılmış tanımlardır ve dikkat edilirse hem tema hem de birbirinin tamamlayan bir perspektife sahip ifadelerdir. Amalia Rodrigues Fado'nun tek ve gerçek anlamda divasıdır; yazımın ilk bölümünün sonundaki videoda Amalia'nın özgün Fado şarkıları dinlenebilir. Yazımın bu bölümünde kendisinden detaylı bahsedeceğim. Mariza ise günümüzde modern uluslararası üne sahip Fado şarkıcısıdır. Fernando Pessoa hakkında yazımın ilk bölümünde bilgiler vermiştim.
Sürpriz gelmeyecektir; Fado hakkında Türkçe kaynak bir kitap yok. İlgilenenin sebatına, araştırmacılığına kalmış bilgi edinmek.
Benim yaptığım da bu sebatı gösterip, derlediğim bilgileri, yani; Fado'yu, tarihçesini, bugününü, türlerini, önemli Fadist (erkek Fado şarkıcısı) ve Fadista'ları (kadın Fado şarkıcısı) örneklerle paylaşmak.
Fado, iki yüz yıl öncesine kadar tarihlenebilen bir geçmişe sahiptir. Melankoli, Saudade (Bu kavram nostalji ile karıştırılıyor, halbuki, nostaljiden farklı olarak, geçmiş için acı duyulan özlem, anlamını taşır. Nostaljide acı duymak tanım gereği koşul değildir, mutluluk ve sevinç de nostaljinin bileşenleri arasındadır.) hayal kırıklığı, yalnızlık temalarıyla denize açılıp dönemeyen sevgiliye, eşe, oğula yakılan ağıttır.
Ancak Gonçalo, Sampaio, Pinto de Carvalho, Mascarenhas Barreto, Rodney Gallop gibi araştırmacılar, Fado'nun kökenine dair tam ve kesin bir sonuca ulaşamamışlardır. Bu Portekiz'e özgü müziğin yedi yüzyıl evvel Arapların, Lizbon'un San Jorge kalesinde yaşadıkları dönemde doğmuş olabileceğini, Kuzey Afrika halk müziğine benzerlik gösterdiğini, 17. yüzyılda varoşlarda doğduğunu, daha da ilginci Müslümanlarla ilişkili olabileceğini iddia edenler bulunmaktadır. Bu Müslüman anıştırması bana da düşündürücü geliyor. Çünkü, Amalia'yı dinleyince Mısır'ın dünya çapındaki ünlü şarkıcısı Ümmü Gülsüm, Lübnan'lı büyük şarkıcı Feyruz'u duyar gibi oluyorum. Ama bunlar çok kişisel formasyonla ilgili şeyler; Maria Callas'ı da çağrıştırıyor, Amalia.
Sözcük karşılığı kader olan Fado, UNESCO tarafından Kasım 20011 tarihinde İnsanlığın Kültürel Mirası listesine alındı.
İlkin, tıpkı İstanbul gibi yedi tepeli şehir olan Lizbon'un denizci ailelerin ikamet ettiği Alfama bölgesinde ortaya çıktı. Fado iki ekol olarak devam ediyor; Lizbon ve Coimbra (Portekiz şehri). Lizbon daha ziyade işçi sınıfına ve yoksul kesimlere hitap ederken, Coimbra üst-ayrıcalıklı sınıf ve kesimlere yönelikti. Lizbon Fado'sunu kadın da erkek de okuyabilir ama Coimbra sadece erkekler tarafından söylenir. Klasik Fado on iki telli Portekiz gitarı eşliğinde ve tek şarkıcıcı tarafından icra edilirdi. Ancak günümüzde yaylı çalgılar dörtlüsü, piyano ve daha geniş orkstrasyonlara da yer verilmektedir.
Fado tarihçileri en büyük Fadista olarak Maria Severa'yı kabul ederler. Melek sesli zarif Severa'nın tatlı sesi kısa ömürlü oldu. Yoksulluklar içinde yaşayan Severa 1846 yılında tüberkülozdan öldü. O'nun kaybından sonra, Fadista'lar o duygusal, kederli şarkılarını söylerken omuzları arasında siyah bir şal giymeye başladılar. Bu ritüel Severa'ya bir saygı ifadesidir.
Fado'da kullanılan Portekiz gitarı; Arap udu, ve daha sonra İngiliz gitarına dönüşen Avrupa Lavtası gibi birçok enstrümanın karışımıdır. Fado müziği üzerindeki Endülüs ve Arap nağmeleri derinlerden algılanabilir. Bu iki bileşenin Portekiz kültürü üzerindeki etkileri de tarihçiler tarafından kabul görmektedir.
Bu müziğin en büyük ustaları arasında şu isimler sayılabilir: Amália Rodrigues (1920-1999) Alfredo Marceneiro (1891-1992), Mariza Reis Nunes, Ana Moura, Carlos Do Carmo, Raquel Tavares, Hermínia Silva, Alfredo Marceneiro, Maria da Fé ve Arjantin Santos, Carminho, Cristina Branco, Misia, Camane, Antonio Zamburi, Cuca Roseta, Mafalda Arnauuth, Katia Guerreno, Mariana Bobone, Marco Rodrigues.
Aralarında Klasik Fado'ya daha yakın olmak ya da modern ve zamane Fado söylüyor olmak gibi nüanslar vardır. Ama ortak paydaları Fado'ya olan tutkulu bağlılıkları ve sevgileridir.
Fado elbette ki iki yüzyıl içerisinde değişimler geçirmiş, orijinali artık mazide kalmıştır. Klasik Fado severlerin, "Bunun neresi Fado" diyebilecekleri icraların yerini, "Artık Fado bu" denilen bir tarz almış ve baskın duruma gelmiştir. Yeni kuşaklar da bu modern tarzdaki, yenilikçi Fado'yu daha çok beğenmekte ve tercih etmektedirler.
Flamenko'daki tartışmaları ve Püritenlerin yeniliklere öfke dolu tenkidlerini, Flamenko, Çingeneler ve Devrimci Camaron başlıklı yazımda anlatmıştım. Portekiz'de de benzeri süreçler yaşanmasını olağan karşılamak gerekir.
Antonio de Oliveira Salazar'ın diktatörlüğü (1926-1974) Futbol ve Fatima (Meryem ananın hayaletinin görüldüğü iddia edilen Portekiz'de bir köy) ile özdeşleşmiş olan 3F'den biridir Fado.
Fado, Portekiz halkının kültürel simgelerinden biriydi. İçerimleri diktatörlerin tedirginlik duyacağı isyan özü taşıyordu.Salazar Fado'yu turistik temalı, ritmli bir biçim verdirerek uysallaştırmaya çalıştı. Lizbon Etnoloji Müzesi Müdürü Joaquim Pais de Brito bu konuda şunları söylemektedir: "Salazarcılık kahraman ırk, güçlü gençlik söylemlerini öne çıkarttı. Nostalji, acı, melankolik hâl ve ifadeleri yasakladı."
Fado, uzun yıllar boyunca tehdit ve kontrol altında özüne yabancılaşarak sürdüyse de tamamen boyun eğdirilemedi. Portekiz'de de onurlu insanlar vardı; António Machado Soares, Carlos do Carmo y José Alfonso gibi Fado'yu diktatörlük karşıtı eşitlikçi fikirleriyle yaymaya çalışan sanatçı ve düşünürler teslim olmadılar. Hemen akla Fadist Antonio Machado Soares gelir. 25 Nisan 1974 tarihinde Salazar diktatörlüğüne karşı yapılan karanfil devriminde yer alan bir sanatçıdır çünkü.
Amália da Piedade Rebordão Rodrigues (23 Temmuz 1920 - 6 Ekim 1999)
Rainha do Fado' ("Fado Kraliçesi") olarak bilinen Rodrigues, Fado'nun Portekiz sınırlarını aşıp dünyaya ulaşmasında en büyük rolü oynayan Fadista'dır. Yoksul ve kalabalık nüfuslu bir ailede dünyaya geldi. Çok erken yaşlarda Lizbon'daki rıhtımlarda meyve satmak gibi işler yapmak zorunda kaldı.
1935 yılında şarkı söylemeye başladı.1939 yılında profesyonelliğe geçti. Potansiyeli fark edildi ve1940 yılında Portekiz'de ünlü bir şarkıcı oldu. Kariyeri çok parlak bir şekilde başarılarla devam ederken ilki 1946 yılında olmak üzere sinema filmlerinde oynamaya başladı, 15 filmde başrol oyuncusu oldu. Böylece ünü daha da arttı.
Lübnan, SSCB (Bilmeyen çoktur, o yüzden açılımını yazayım: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği), Romanya, İtalya, Almanya, Fransa, Japonya, Hollanda, Belçika, Arjantin, İsrail, ABD, Meksika, İspanya turne yaptığı ülkeler oldu.
Dünyanın yüksek prestijli konser salonlarında defalarca ve salonların tamamen dolduğu konserler verdi. Sayısız ödül aldı. Hayatı boyunca EP, Single (25 adet) ve LP olarak (57 adet) toplam 82 plak yaptı.
Sanatına söylenecek söz yok belki ama insanın içine sindiremeyeceği bir defosu var, Amalia'nın: Diktatör Salazar, başbakanken bir yanda Portekiz Komünist Partisine mali yönden destek verirken, aynı zamanda Salazar'a hayranlığını dile getirdiği ve aşk mektubu olarak değerlendirilen mektuplar yazdı. Bir seferinde de Salazar döneminde hayatının daha iyi olduğu gafını yaptı. Ülke demokrasiye geçmiş, Fado üzerindeki baskı ve sansür kalkmış, ifade özgürlüğü getirilmiş Portekiz'de Amalia'nın bu duygu durum bozukluğu (Bepolar) olduğunu düşündüren gafı hiç unutulmadı.
Mussolin'i hayranı ve 1936 – 39 İspanya iç savaşında Hitler ve Mussolini destekli Falanjist (İspanya faşizmi) Franko'ya her tür desteği veren diktatör Salazar, Amalia'nın bu tuhaf tutumuna rağmen hem kendisinden hem de Fado'dan nefret ettiğini tarih açık açık ve belgeleriyle kayda geçirdi. O çapta bir sanatçı için ne hazin bir durum.
Bu garipliklerine rağmen, Fado müziğine olan katkıları unutulmamaktadır Amalia'nın. Ondan etkilenen ve esinlenen çok sayıda Fadista, Portekiz'de ve dünyada Fado söylemeye devam ediyor.
Ana Moura'nın A Fadista şarkısı aşağıdaki videoda izlenebilir.