Çok değil iki ay önce benim de yerinde izlediğim bir toplantıyla Millet İttifakı partileri Ankara’da; 9 ana başlık, 75 alt başlıkta, 2 bin 300 maddelik ortak bir mutabakat metnini kamuoyuna açıklamıştı. Metinde; hukuk-yargı, kamu yönetimi, ekonomi-finans, bilim-dijital dönüşüm, sektörel politikalar ,eğitim, sosyal politikalar, dış politika-savunma-göç konularında yapılması hedeflenenler anlatılıyordu. Ancak 6 Şubat günü 11 ili ağır şekilde etkileyen Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası bu metnin kimi yerlerinde revizyon şart oldu. Revizyon yapılacak yerlerin başında ekonomi ile ilgili hedefler geliyor. Uzun süredir devam eden krizle, kaynak bulamama-yaratamama sorunu her geçen gün büyüyen ekonomiye kaynak yaratılması için yeni çözüm yolları üzerine çalışılıyor.
Seçimlere 57 gün kala seçmen daha önce de yazdığım gibi muhalefetten üç konuda netlik-tek anlaşılır ses bekliyor.
-Deprem bölgesindekiler öncelikle konut sorunlarının nasıl ve hangi zaman diliminde çözüleceğinin, kendilerine maliyet çıkartılıp çıkartılmayacağının açık şekilde ortaya konmasını bekliyor. İktidarın bir yılda bitirip teslim etme vaadi var. İttifak’tan kimi liderler mesela Ali Babacan ‘biz altı ayda bitiririz’ dedi, başka isimler de konuştu ama halen ortak bir vaat-yol haritası açıklanmadı.
-Deprem bekleyen illerdeki konutlar hangi şekilde güvenli hale gelecek, bunların finansman modeli ne olacak? İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda yaptığı çalışmayı kamuoyuna açıkladı ama eğer Millet İttifakı kazanırsa bu nasıl modellendirilecek, yaygınlaşacak, finanse edilecek?
-Ekonomik buhranın içinde zaten zorlanan toplumun geniş kesimi seçim sonrası ödenmesi gerekecek faturanın hangi kesimlere çıkacağını ya da içinde bulunduğu güç durumdan nasıl çıkacağını açık-net şekilde ne zaman duyacak?
Şimdi bir kısmını özel konuşarak bir kısmını İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi toplantılarında, özellikle cumartesi akşam yapılan, ittifakın genel başkan yardımcılarının katıldığı toplantıda dinlediklerimden bu sorularla ilgili çalışmaları satır başlarıyla aktarayım.
-6 Şubat depremi sonrası Millet İttifakı deprem ile ilgili bir masa kurdu. Bu masa bir yandan acıları azaltmak-yardımı organize etmek için çalışıyor. Bir yandan da eğer iktidar olurlarsa deprem bölgesinde başta konut inşası, yapılacakları, bunun finansmanını çalışıyor. En geç bir hafta içinde Millet İttifakı liderleri ve cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kamuoyunun önüne çıkıp, konusu depremdeki yaraların nasıl sarılacağına dair projelerin olduğu bir toplantıyla kendi vaatlerini sıralayacak.
-Yapılan tahminlere göre deprem 100 ile 150 milyar dolarlık bir kayba-finansman ihtiyacına yol açtı. Yani seçim sonrası zaten zor durumdaki ekonomi için ek -yeni kaynak bulunmak zorunda. Kamuda israfı bitirme, yurt dışından ‘hukuka dönülmesiyle yeniden yatırımın gelmesi’ gibi umutlar olsa da bunun daha ötesinde bir kaynak gerekiyor. Kaynak yollarından birini DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakçı ‘imar rantlarının vergilendirileceğini’ söyleyerek gösterdi. İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz da detaya girmeden ‘sermayenin vergilendirilmesinden’ bahsetmişti.
-Bu arada Millet İttifakı finansman konusunda ‘dış kaynaklı programlara-istikrar reçetelerine’ kapalı. Bunu iki farklı isim ifade etti. Biri CHP Sözcüsü Faik Öztrak. Şöyle dedi: Yerli ve milli çözümler uygulayacağız. Bilge Yılmaz da aynı konunun altını çizip ‘İstikrar programı dışarıda herhangi bir kurum eliyle değil içeride oluşacak’ diye konuştu.
-Gelelim yoksulluğa. İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale sadece kelimelerle değil sayılarla da ortaya serdi vahim durumu. Çocukların yüzde 46.5’i, gençlerin yüzde 34’ü, kadınların yüzde 30’u en yoksul yüzde 20’lik gruptaki hanelerde yaşıyor. 12.3 milyon yoksulun 6.2 milyonu 1997 ve sonrası doğumlulardan oluşuyor. Ortalama yoksulluk yüzde 15 iken z kuşağı yoksulluğu yüzde 22. Kendisi de bir akademisyen olan Özlale üniversitelerin niteliği açısından değerlendirildiğinde yarısının kapanmasının ülke için kayıp olmayacağını, yüksek öğretim kurumlarının bir kısmının işsizliği bir süre erteleyen kurumlar haline geldiğini anlatıyor.
Çocuklar ve gençler yani memleketin geleceğini şekilleyecekler açısından gözüken durum zorluklarla dolu. İttifak daha önce ilk ve orta dereceli okullarda öğrencilere ücretsiz sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verileceğini duyurmuştu. Deprem sonrası ise bölgedeki gençlerin okullarını maddi zorlukları aşarak sürdürebilmeleri için hazırlık yapılıyor. Ücretsiz dağıtılacak kırtasiye ürünlerinden uzun süreli burslara kadar hazırlıklar var.
-İzmir’de İktisat Kongresi’nde dinlediğim pek çok konuşmacı gerek moderatörler tarafından sunulurken gerek kendileri hayat hikayelerinden bahsederken aynı noktaların altını çizdi. Ekonomik olarak güçlü ailelerin çocukları değillerdi ama fırsat eşitliği onlara akademiden politikaya bugün sahip oldukları pozisyonlara gelmelerini sağladı. Yoksulluğun nesilden nesile geçen bir miras olmaması için, gençlerin geleceğe dair umutlu olması için AKP döneminde yok edilen fırsat eşitliğinin yeniden sağlanması gerekiyor. Yine dünyada iş gücüne katılımda 164. Sırada olan, aynı işi yapıp erkeklerden minimum yüzde 14 az kazanan kadınlar. Millet İttifakı gençlerin geleceğe umutla bakması ve kadın eşitliği konusunu öncelikli gündemi yapmış.
Bu arada ittifak içi ilişkilere dair bir de gözlemim. Aday belirleme sürecinde, kopuşun yaşandığı krizli hafta sonunun üzerinden kısa süre sonra T24’ün kongreyi izlemem için yer ayırttığı otelde çalışma alanlarından-yeme içme mekanlarına her yerde birlikte oturan, sohbet eden CHP’li, İYİ Partili, DEVA’lı, Gelecek’li Saadet’li isimleri-yöneticileri görmek mümkündü. Genel başkan yardımcılarının katıldığı panelde moderatör ekonomist Güldem Atabay’ın ‘mutabakat metnini ortaya çıkartırken sınıfın en çalışkanı kimdi?’ sorusuna CHP’li Öztrak, İYİ Parti’li Özlale ‘Android, yarı robot olduğundan şüphe ettiğimiz İbrahim Çanakçı’ diye kahkahalarla yanıt verdiler. Çanakçı hiçbir toplantıyı kaçırmamış, çoğunda raportörlük yapmış, hastalık dahil hiçbir mazaret beyan etmemiş.
Ankara’daki toplantıda mutabakat metnini partisi adına sunan Özlale metinde olmasa da haklı olarak İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanacağını da söylemiş, büyük alkış almıştı. İzmir’deki sunumda ‘Bu kez metnin dışına çıkmayacağım sayın heyet’ dedi gülerek. Heyetin en kıdemlisi Saadet Partisi’nden Sabri Tekir akademisyen kimliğiyle ‘herkese en yüksek notu verdiğini’ söyledi.
Millet İttifakı başarıya ulaşırsa ‘farklılıkların farkında olarak masaya oturulan, uzlaşma- birlikte çalışma kültürünün sonuç aldığı ’bir masa' olarak anılacak. Dünyaya da örnek olacak. Peki her şey toz pembe mi? Son dakikada cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ilan edilen Mansur Yavaş’ın ‘Genel başkanlar milletvekili adayı olsunlar’ çıkışı ne anlama geliyor? Bu fikri paylaşan başka lider ya da liderler var mı? Biraz daha araştırıp yazacağım. Şimdi ittifak liderlerinin Meral Akşener hariç tamamının katıldığı toplantıyı izlemeye gidiyorum.
Murat Sabuncu kimdir?Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı. Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı. En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor. Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var. |