Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Çarşamba günü yaptığı açıklamalara göre; Covid-19 vaka sayısında son bir haftada en fazla artış şu 5 ilde görüldü: Siirt, Diyarbakır, Bitlis, Giresun ve Iğdır. (1)
Bakan’a göre vaka sayısındaki artış ile aşılanma oranı ve hızı arasında ters yönlü bir ilişki var. Öyle ki aşılamanın çok yavaş olduğu illerde vaka sayıları çok hızlı artıyor.
Diğer yandan her 4 insanımızdan 1’inin, muhafazakâr tutum ve aşının olası yan etkileri yüzünden aşı karşıtı olduğu ya da aşı konusunda tereddütler yaşadığı da ileri sürülüyor.
Bu arada toplum bağışıklığı açısından henüz yeterli bir aşılama düzeyinde olmadığımızın da altını çizelim. Resmi verilere göre 84 milyonluk nüfusun yüzde 30’u ancak aşılanabilmiş durumda.
Ancak ülkede yaşayan 6 milyon civarında sığınmacı var. Bunların aşılanma durumuna ilişkin resmî ya da gayri resmî hiçbir bilgi yok. Bakanlık bunu da dert etmiyor gibi. Yüksek ihtimalle sığınmacılar arasındaki aşılanma oranı çok düşük.
Dolayısıyla sığınmacıları da kattığımızda aşılama oranının yüzde 30’un altına düşmesi kaçınılmaz. Kaldı ki toplum bağışıklığı için bu oranın yüzde 60-70’in üzerinde olması gerekiyor.
Kısaca salgından kurtuluşun çok hızlı aşılanma ve maske-mesafe ve temizlik kurallarına uygun hareket etme olduğu kesin.
O halde aşılanma neden beklendiği gibi gitmiyor?
Kuşkusuz aşılamanın yavaş gitmesinin birçok nedeni var. Öncelikli olarak, yeterli aşı yoksa ya da aşıya erişme zorlukları mevcutsa (etkin işlemeyen randevu sistemi gibi) yeterince aşılama yapılamaz.
İkinci olarak, aşılama, deyim yerindeyse tam bir seferberlik gibi hayata geçirilmeli. Siyasal iktidar tüm kaynaklarını ve enerjisini bunu için kullanmalı. Bütünlüklü bir aşılama kampanyasına önce siyasal iktidar sahip çıkmalı ve tereddüt içindeki yurttaşları ikna etmeli. Buna dönük yeterli bir çabayı da görebilmek mümkün değil.
Bu konuda iktidarın aşı karşıtı kendi muhafazakâr seçmenini karşısına almak istememesi gibi bir tutum söz konusu olabilir. Çünkü genel olarak aşılamanın en düşük olduğu iller AKP oylarının en yüksek olduğu iller. İlk 5 il arasında sayılan Giresun bunun en somut örneği.
Üçüncü olarak, bu ülkede devlet ve devleti yönetenlerin böyle büyük salgınlarda dahi doğru bilgiyi halka paylaşmadıkları, yeterince şeffaf olmadıkları gibi bir gerçekle yüzleşmek durumundayız. Bu da aşılamanın arkasındaki başka niyetlerin olup olmadığı konusunda spekülasyonlara ve kafa karışıklığına neden oluyor.
Son olarak, Covid-19 aşısının erkek üretkenliğini öldürdüğü ya da kısırlığa neden olduğu ve birçok cinsel soruna (sertleşme gibi) yol açtığı biçiminde ciddi düzeyde bir yanlış algı söz konusu. Aşı konusunda tereddütlü olanların bir kısmının da (tüm dünyada olduğu gibi) aşının bu sözde yan etkileri yüzünden aşı olmadıkları yönünde yaygın bir kanı mevcut.
Oysa yenilerde yayınlanmış olan bilimsel bir makale bunun tam tersi bir iddiayı ileri sürüyor ve bunu kanıtlıyor. (2) Bu çalışmaya göre, ABD’de Miami Üniversitesi Üroloji Bölümünde görev yapan bir grup bilim insanının yaptığı araştırmalar Covid-19 aşılarının erkeklerde kısırlığa ya da cinsel sorunlara yol açmadığını, buna karşılık Covid-19 virüsünün (SARS-Cov-2) bu sorunlara neden olduğunu ortaya koyuyor.
Bu araştırmalardan biri Covid-19’dan ölen 6 hastanın testislerinden alınan doku örneklerinin incelenmesine dayanıyor. Buna göre 1 hastanın testislerinde virüs saptanırken, 3 hastada sperm sayısında ciddi bir azalma görüldü. Tedavi sonucunda hastalıktan kurtulan 1 başka hastanın testislerinde (tedaviden 3 ay sonra yapılan tetkiklerde) hala virüsün mevcut olduğu ortaya çıktı.
Covid-19’un erkeklik cinsel organının işlevini de (sertleşme sorunu gibi) olumsuz yönde etkilediği bu çalışmalarda ortaya çıktı. Öyle ki 2 hastada teşhisten 6-9 ay sonra dahi işlev bozuklukları yaşandığı görüldü. Bu durum virüsün neden olduğu enfeksiyonun penise yeterince kan gelmesini önlemesi ile açıklanıyor. Ayakta tedavi gören hastalardan 1’inde de hala işlev bozukluğu yaşandığı da bulgular arasında.
Bu tespitler şaşırtıcı değil zira Covid-19 öncesinde benzer araştırmalarda da virüsün testislere sızması durumunda sperm üretiminin azaldığı, kısırlığın başladığı ve cinsel işlev bozukluklarının yaşandığı belirlenmişti.
Aynı ekip bu kez aşının erkek üretkenliği ve cinsel işlev üzerindeki etkileri araştırdılar. Pfizer/Biontech ve Moderna aşılarının etkilerini 45 yetişkin erkek üzerinde denediler.
Sonuç olarak aşının kısırlığa ya da işlev bozukluğuna (tek bir hastada dahi) yol açmadığı bulgusunu elde ettiler.
Özcesi aşılama hızının artırılması, aşının gerekliliğinin tüm topluma anlatılması, bu konudaki tereddütlerin ortadan kaldırılması gerekiyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/son-dakika-fahrettin-koca-en-cok-vaka-artisi-olan-illeri-acikladi (28 Temmuz 2021).
https://theconversation.com/covid-19-could-cause-male-infertility-and-sexual-dysfunction-but-vaccines-do-not (26 July 2021).