Ukrayna topraklarındaki savaş her ne kadar Rusya ile Ukrayna arasında gerçekleşiyormuş gibi görünse de, gerçek daha farklı.
Bu savaş ABD/NATO/Avrupa ile Rusya arasında ama Ukrayna topraklarında yapılan bir savaş. Bu savaş aynı zamanda, yakın gelecekte dünyanın geleceğinin nasıl şekilleneceğini de belirleyebilecek bir öneme sahip (1).
Devam etmesi durumunda insani, ekonomik ve ekolojik sonuçları sadece bölge halkları için değil, tüm dünya halkları için de çok daha kötü olacak bu savaşın ilk sorumlularından biri kuşkusuz işgalci Rus devleti.
Emperyalist-yayılmacı Rus devleti, tamamen gerici bir emperyal nostalji ve “Büyük Rusya milliyetçiliği” adına Ukrayna'yı işgal ediyor. Savaşa aç, yayılmacı Putin yönetimi reel sosyalizm sonrasında içine düşülen ve Covid-19 salgını sonrasında daha da derinleşen krizi milliyetçi duyguları ateşlemek için kullanıyor, eski etnik-milliyetçi çatışmalardan faydalanmaya çalışıyor ve böylece krizinden çıkmaya çalışıyor.
Diğer taraftan, Rus devleti bu savaşı başlatmış olsa da ve bugün ana saldırgan olarak Rus ordusu görünse de, ABD ve müttefiki emperyalist blok, NATO ve onun ardındaki uluslararası sermaye de bu korkunç durumdan en az Rusya kadar sorumlu.
Çünkü başta ABD ve AB olmak üzere merkez kapitalist ekonomiler içine düştükleri 2008 küresel kapitalist krizden kârlılıklarını restore ederek çıkamadılar. Bu sorunu aşabilmek için de tekrar bildik emperyalist savaşlar çıkarma yöntemlerine başvurmaya başladılar. Emperyalizmin savaş örgütü konumundaki NATO bu amaçla genişletildi. Eski Sovyet Cumhuriyetleri ve Polonya ve Romanya gibi ülkeler birer birer NATO üyesi yapıldılar.
Bunlar yapılırken, ABD ve müttefiki Avrupalı devletler Rusya’nın, NATO’nun bilinçli bir biçimde sınırlarının genişletilerek Rusya’yı kuşatması konusundaki endişelerini görmezden geldiler. Bu konuda Rusya’nın, NATO’nun Doğu’ya doğru yayılmayacağına dair yazılı taahhüt vermesi yönündeki taleplerini reddettiler. ABD ve Avrupa bunları görmezden geldi, hatta alayla karşıladı. Sadece alayla karşılamadı, Ukrayna’yı da NATO’ya katmak için, darbe yaptırdı, yetmedi ülkedeki faşistleri örgütlemek için CIA milyarlarca dolar akıttı. Ukrayna devlet yapısı büyük ölçüde faşistlerin eline geçti. Ukrayna hükûmetleri, Rusya’yı tahrik edecek davranışlar için cesaretlendirildi. Rus azınlığın hakları inkâr ve gasp edildi. (2)
ABD ve NATO’nun böyle bir kuşatmasının ardından gelen bu savaş ile birlikte, hem Rusya, hem de ABD ve müttefikleri emperyalist yayılmacı hedeflerini gerçekleştiriyorlar. Aynı zamanda kendi ülkelerindeki ciddi boyutlara erişen ekonomik ve siyasal sorunları aşmaya, halkların ve işçi sınıfının giderek artan tepkisini ortadan kaldırmaya, manipüle etmeye çalışıyorlar.
Özetle sorun basit bir güvenlik sorunu değil, asıl olarak ekonomi-politik bir sorun. Aynı zamanda uluslararası güç dengeleriyle ilgili bir sorun. Öyle ki bugün “düşman iki taraf” gibi görünen Rusya ve ABD/NATO, aslında otoriter neo-liberalizmin yolunu izlemiş, dünya halklarının düşmanı kapitalist-emperyalist yayılmacı güçlerdir.
Kendi aralarındaki bugün yaşanmakta olan hegemonya mücadelesinin faturasını ise başta bölge halkları olmak üzere tüm mazlum dünya halkları ödüyor. Bu yüzden aşağıdaki talepleri yükselterek bu savaşa karşı çıkmalıyız:
Sonraki yazı: Ukrayna savaşının Avrupa ve Türkiye ekonomisi ve siyaseti üzerindeki olası etkileri