Geçtiğimiz Pazar zorunlu ev hapsinde bir dosttanşu internet bağı geldi: https://youtu.be/qKee8gYnNUAYaşar Kemal bir dengbeji dinliyor.
Yaşar Kemal yılların suskunluğundan sonra Bir Ada Hikayesidörtlüsünü yazmaya başladı. Tilda gibi, Alpay Kabacalı gibi ben deyayından önce müsveddeleri okuyordum. Her zamanki şaşırtıcı birYaşar Kemal dili, temelinde türlü mesajlar taşıyan tarihi, toplumsal,siyasal bir arka plan.
Bu destansı dört ciltte adaya kimleri getirmez ki Koca Yaşar…Enver’in Sarıkamış kırımı kurtulanlarından mübadele Rumlarına,askeri, işçisi, baytarı, balıkçısı, kayıkçısı…Ustalar ustası babam Demirci Arsen Ustaya kadar…
Dörtlünün ikinci cildi Karıncanın Su İçtiği’nde bir dehak aşığı, halk aşığı bir dengbej gelir ulaşır adaya. Uso.Ve 70-80 sayfa boyunca kavalla, ağıtla, öyküyle, masallaDengbej Fakiye Teyran destanı baş köşeye oturur romanda.
O dengbejler sustu.Dengbejler kendileri susmadı, susturuldular.Dillerine uyduruk yasaların kilidi vuruldu.Muktedirin tek odaklı, iktidar odaklı sultasısusturdu dengbeji, onun dilini yasaklayarak.Oysa, Nazım’ı anarsak,
Akar suya kabil mi vurmak kilit
Akar suya kilit vuramadılar. Vuramayacaklar.
8/9 Nisan 2011’de İstanbul’da Barışı Kurmak başlığı altında uluslararası bir konferans düzenlendi. Konferansa ABD’den Kanada’ya, İsveç’ten Almanya’ya, Fransa’ya, İspanya’ya, Hindistan’dan Güney Afrika’ya pek çok tanınmış kişi konuşmacı ve panelist olarak katıldı. Konuşmacılar arasında Güney Afrika’da barışın kurulmasında önemli pay sahibi iki insan, Roelf Meyer ile Hassen Ebrahim de vardı.
Barışı Kurmak konferansının bir konuşmacı konuğu da Hindistan’dan Ajit Mohanty’ydi. Psikoloji profesörü ve çok dilde eğitim uzmanı olarak tüm kıtada saygı gören Mohanty, ülkesindeki ana dilleri, eğitimde kullanılan diller ve resmi diller hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. Hindistan’da konuşulduğu saptanan 780 dilden 220’sinin son elli yılda kaybolduğunu, 150’sinin daha önümüzdeki elli yılda yitip gideceğini, bunun insanlık için ne büyük bir fakirleşme olacağını anlattı. Kendisinden Hindistan’da 1 milyonun üstünde konuşanı olan 29 dilin bulunduğunu, okullarda 58 dilin öğretildiğini, 87 dilde gazete-dergi yayımlandığını, resmi dil sayısının 22 olduğunu öğrendik.
Okullarda 58 dil. 22 resmi dil...
Bizim burada ise Kürtçe yasak. Lazca diye bir dil yok. Hemşin dili yok. Çerkezler zaten Türk, Çerkez dili yok. Ermenice var, ama Ermeniler hain, kılıçla bitirilememiş bir musibet. Süryanice? İbranice? Var ama yok Rumlar? Rumları azalta azalta 1500 insan sayısına gerilettik. Öteki dilleri de, hele bir konuşulsun, onları da yasaklarız.
Şunu, bin yıldır kanıtlanan şu gerçeği hesabınıza katın artık:Kılanları, stranları, ağıtları, türküleri, bozlakları, destanları susturamazsınız.Yunus’u, Karacaoğlan’ı, Pir Sultan’ı, Dadaloğlu’yu, Köroğlu’yu,Kul Nesimi’yi, Kazak Abdal’ı, Hüdai’yi, Mahsuni’yi, baba-oğul Ertaşlar’ı, Çekiç Ali’yi susturabildiniz mi?Zeynike’yi, Şakıro’yu, Mirade’yi, Mehmud Kızıl’I,Şeroye Biro’yu, Karapete Xaço’yu susturabildiniz mi?
Ballad susmaz, flamenko susmaz, fado susmaz. Bozkırınçığlığı, ıssızın avazı susmaz. Sanat susmaz. Şiir susmaz. Edebiyat, müzik, şarkı, türkü susmaz.Mizah susmaz. Söz susmaz. Halkın belleği susmaz. Tarih, sizi kaydeden tarih susmaz.
Tüm bunlar, tüm bu yaptıklarınız su üstüne yazılı sanırsınız. Aldanırsınız. Tüm bunlar çelik kalıplara acıyla dökülmüş kayıtlardır. Bunları silemez, yok edemezsiniz. Acının, isyanın dillendirilmesiniyasaklayabilirsiniz. Yaptığınız en büyük yanlış da bu olur zaten.“Zulmün artsın” der halk. Zulmün artsın ki sonun tez gelsin.
Zulüm bitmez. Cefa bitmez. Acı bitmez.Acının tek taam olduğu zamandır bu zaman.Ama acıyı bal eyler ozan.
Ve gün gelir Nemrut susar. Ceberrut susar. Muhteris susar. Muktedir susar.
Sevda bitmez, insan tükenmez.Acı susmaz. İsyan susmaz.Bazen Sayat Nova olur adı, bazen Aşık Veysel.Dengbej bitmez. Dengbej susmaz. İnsanlar yaşadıkça!
Dar günümüze bir armağan. Demirtaş’ı, Kavala’yı anarak.