Pandemi koşullarında kapalı spor salon çalışmalarımı ve toplu taşıma kullanarak gittiğim antrenmanlarımı erteleyerek evimin yakınındaki parklarda Çikong (qgong) yapmaya başladım.
Amacım Çikong formlarıyla elimden geldiğince antrenmanlarımı desteklemek ve kondisyonumu koruyabilmekti.
"Dağcılığın veya atletizmin antrenmanı Çikong'la mümkün mü?" sorusu akla gelebilir. Evet, mümkün... Çikong kadim bir öğreti, güçlü bir disiplin. Fizik ve beyin performansınızı, spor edimlerinizi destekleyip bütüncül manada yaşamınıza katkı sağlayabilir. Konunun daha iyi anlaşılması için sizlere Çikong ve Tai Chi serüvenimden söz etmem gerekiyor.
Tai Chi hareketleriyle pratik anlamda tanışalı yaklaşık beş yıl geride kaldı. Bu disiplini çalışmak isteğimle dağlarda ve maraton parkurlarında yıpranmış eklemlerim arasında yakın bir ilgi söz konusuydu. 60 yaşına gelmiş bir master sporcu olarak dağcılık ve atletizm etkinliklerimi aynı performansta sürdürmek rasyonel değildi. Bilhassa dizlerim buna elvermiyordu. Beş-altı yıl daha uzun mesafe koşabilir ve eskisi gibi dağcılık yapabilirdim. Fakat sonrası hüsran olacaktı. Gündelik işlerimi yapmakta zorluklar yaşayabilirdim. Oysa yalnız yaşayan bir görme engelli olarak elimin ayağımın tutması önemliydi. Yıllar önce anısına Japonya Körler Maratonu'nu koştuğum rahmetli ağabeyim Namık Turhan'la yaptığımız bir etkinlikte Uludağ Yankılıkaya mevkiinde üzerine düştüğüm sol dizim alarm veriyordu. Maraton antrenmanlarımı abartılı bir şekilde sert zeminlerde yapmaktan ve dağlarda aşağıya inişlerden kaynaklı alt gövde eklemlerimde ciddi yumuşak doku kayıpları oluşmuştu. Artık uzun mesafe koşmamalı ve dağ etkinliklerine seçerek gitmeliydim. Böyle bir süreçte Çikong 60 yaş hediyesi gibi karşıma çıktı ve yaşamıma girdi. Daha sonraları Tai Chi, Çikong çalışmalarının sadece fiziğime değil aynı zamanda zihnime de katkılar yaptığını gözlemledim.
Çin kültüründe doğup gelişen Çikong ve Tai Chi binlerce yıllık geçmişi olan bir öğreti. Çin mitolojisinde ilk kez Sarı İmparator'un Sağlık Kitabı'nda yer alıyor. Öğreti Chi olarak adlandırılan yaşam enerjisi üzerine kurulmuş. Bu enerjinin geliştirilmesine, Yin ve Yang dengesine önem veriliyor. "Gong" sözcüğüde çaba, uğraş anlamında bir ifade. Yin ve Yang yaşam dinamiklerini belirleyen zıt gözükmekle birlikte bir diğerini tamamlayan ve birbirlerini içeren iki olgu. Gece ile gündüz, soğuk ile sıcak, ateş ile su ve negatif ile pozitif gibi. Tao felsefesinde Yin ve Yang birliği sağlayan zıtlık olarak kabul ediliyor. Evrenin varoluşundaki sonsuzluk ardından her türlü devimim ve oluşumun Yin ve Yang ile gerçekleştiği ve gerçekleşmekte olduğu ifade edilmekte.
Çikong düzenli çalışılması halinde omur ve eklem problemlerini giderebiliyor. Esnek hale gelen vücutta Chi enerjisinin rahat, doğal akışı iç organlara şifa oluyor.
Yukarıda yazdıklarım herhangi bir Çikong kitabının arka kapağında yer alabilecek ortalama sözler. İlgi duyanların arka kapakla yetinmeyip Çikong, Tai Chi kitaplarını okumaları ve öğretiyi felsefesi ve formlarıyla iyi bilen bir eğitimciyle çalışmaları gerekiyor. Sürekli tekrarlar yapmak ve sabırlı olmak da çalışmanın temel ilkesi.
Araştırmalarım sonrası Bursa Aktif Felsefe Derneği'nde Tai Chi çalışıldığını öğreniyor ve eğitmen Uğur Kürkçü'ye ulaşıyorum. Sağ olsun, ilgi gösteriyor, zaman ayırıyor ve haftada bir gün bireysel çalışma yapmakta mutabık kalıyoruz. O yaz büyük bir hevesle derneğe gidiyor, Uğur Kürkçü'den sözel ve pratik eğitimler alıyorum. Çok hevesli ve meraklıyım. Her hafta Sekizli Yang Stili'nin bir hareketiyle tanışıyorum. "Tanışıyorum" dedim zira öğrenmek ve formu hakkıyla yapabilmek apayrı bir şey. Asıl çalışmam evime döndüğümde oluyor. Bir hafta boyunca tanıştığım formun tekrarlarını yapıyorum. Bu öylesine bir şey ki; tekrarlar, tekrarlar, tekrarlar... Vücut ve zihin bir ara dinginliğe ulaşıyor. "Evet" diyorum, "İşte form buydu." Tabii benim "buydu" demem yetmiyor. Bir hafta sonra Aktif Felsefe'ye gittiğimde Uğur Kürkçü formu yapmaktaki hatalarımı düzeltiyor. Ve bende bitmeyen merak; "Bir sonraki form acaba nedir?" düşüncesi beynimden hiç eksik olmuyor. Bazen haftalık buluşmalar aksıyor. Sekizli Yang Stili eğitimim beş, altı aya yayılıyor. İyide oluyor. Bol tekrarlarla stili benimsiyor ve baştan sona tüm formlarını çalışır hale geliyorum.
Çalışmanın eklemlerime, zihnime iyi geldiğinin farkındayım. Bu sebeple Kürkçü' ye teşekkür ederken "Sağol" diyorum, "Tai Chi 60 yaşımda aldığım bir hediye gibi oldu."
Pekin Tai Chi Enstitüsü'nde geliştirilen ve Bursa Aktif Felsefe Derneği'nde tanıştığım Sekizli Stilin bedenime zihnime katkılarıyla dört, beş yıl geçiyor. Düzenli denilebilecek şekilde bu stili çalışıyorum. Ağaç Duruşları olarak adlandırılan sabit formları da yapmakla birlikte kendimce yetersiz buluyorum. Bir Tai Chi Çikong hocasına ulaşmalı, Ağaç Duruşları için yardım istemeliyim. Pandemi günleri... Bu kez bir gönül insanı daha karşıma çıkıyor, Harun Mehmet Soydan... Tai Chi eğitimcilerinin oluşturduğu İnterna Grubu üzerinden ona ulaşıyorum. Sağ olsun, o da talebime pozitif yaklaşıyor ve özveri gösteriyor. WhatsApp kamera olanağıyla formu anlatıyor, Beni izliyor, sabırla yapmam gerekenleri tanımlıyor. Pandemi günlerimde bir destekçim daha var. Fitnes hocası arkadaşım Bayram Bilgin. Bayramla yine WhatsApp'tan yaptığımız görüntülü online sohbetlerimizle öğrenmeye çalıştıklarım daha da pekişiyor.
Ağaç duruşları karşıdan bakıldığında çok sıradan gözüken bir form ve sabit şekilde uzun sürelerle ayakta durmayı gerektiriyor. Dizler hafif kırık, ayaklar bir veya iki omuz genişliğinde açılmış, eller önde, hayali balonlar tutarak bir ağaç gibi duruyorsunuz. Çok sıradan bir görünüm değil mi? Tai Chi felsefesi bu konuda "Sıradan görünenler, sıra dışı olanlardır," demekte.
Artık bende bu temel duruşun sıra dışı olduğunu az çok biliyorum. Yeter ki, zihin karmaşası dışına çıkılarak kadim kurallarıyla ve sabırla yapılabilsin. Bu süreçte öğrendiğim bir şey daha var; ağaçların yer ile gök arasında sürekli meditasyon halinde oldukları.
Zihin ve beden rahatlığı için Çikong çalışmalarını herkese önermek isterim. Bilhassa Ağaç duruşlarını görme engelliler şekilsel manada çok kısa sürede öğrenebilirler. Kolayca öğrenebilecekleri bu formu geliştirmek ise onların irade ve sabırlarına bağlı bir konu. Omurlarını doğru hizalayıp alttan tiyen denilen göbek altındaki enerji alanına nefes alıp vererek gönderecekleri Chi Enerjisi bir ağaç gibi içten büyümelerini sağlayabilir.
"Bir ağaç gibi içten büyümek" sözü Çikong anlatımlarında dikkatimi çeken bir ifade. Dikkatimi çekip önemsenmesi gerektiğini düşündüğüm farklı ifadeler de var. Örneğin; katı bir zihinle esnek bir vücudun olamayacağı, kendimizi öncelikle kendimizden korumamız gerektiği gibi...
Çikong ustaları '"Wu Wei" yani "Boşluk Duruşu" ile esnek bir zihnin kapılarının açılabileceğini söylüyorlar. Bu sebeple tüm Uzak Doğu savunma sanatlarının temel formu olan ağaç duruşlarına Wu Wei yaparak başlanılıyor.
Savunma sanatlarıyla yaşam yolculuğuna devam eden bir öğrencinin zihninde mütemadiyen onu döven, inciten güçler olduğunu idrak etmesi hayli önemli. Eş anlatımla asıl darbeler dışarıdan fiziki manada bir rakipten değil kişinin zihninden geliyor. Zihnin otomatiğe bağladığı negatif duygular, düşünceler, kibir, riya, öfke ve kıskançlık halleri, kontrol edilmeyen arzular kişiyi dövüyor da dövüyor. Bu haller sosyal yaşamda istenmeyen sonuçlara yol açıyor. Bu nedenle "Kişi kendini önce kendinden korumalı. Soluk alıp vermenin huzuruna yoğunlaşarak hayal olan geçmişte ve gelecekte dolaşan negatif düşüncelerden, egosundan, umutsuzluklarından arınmalı," denilmekte. Tabii dağınık, huzursuz bir zihni toparlayabilmek, egonun esaretinden bilinçle soluk alıp vermenin huzuruna taşıyabilmek pek kolay değil. Zihnimizin bize kurduğu tuzakları fark edip, ufkunda huzur olan bu zor yolculuğa çıkmak yaşamımızı anlamlandırabilir.
Bazı şeyler anlatılmaz yaşanılırmış. Çikong Tai Chi konusu da böyle. Öznel pratiğimden yola çıkarak sizlere karınca kararınca bir şeyler anlatmaya çalıştım. İlgi duyanların küçük ama sabırlı adımlarla bu disiplini tanıması ve hissedip yaşaması gerekiyor. Ben eksiklik ve zaaflarıma karşın bunu yapmaya çalışıyorum. Tai Chi, Çikong sürecime katkısı olan herkese teşekkürler.