Kısa bir süre önce kullanmaya başladığım Clubhouse'ın sohbet odalarında şaşkınlıkla dinlediğim aşı karşıtı konuşmalar var. Bu konuşmaların zihnimdeki yansımalarına geçmeden önce Clubhouse hakkında da bir kaç söz etmek isterim. Bu sohbet odalarında her kültürden kişiyle ve her tür konuşmayla karşılaşmanız mümkün. Argo, küfürlü ifadelerle açılmış ve tanıtımlarına uygun sohbetlerin döndüğü sakıncalı ortamlara da, ülke sorunlarının dert edinildiği veya kişisel gelişim konularının ele alındığı konuşmalara da rastlamanız mümkün. Fakat bence Clubhouse'ın baskın karakteri, en azından şu günlerde, kadın erkek ilişkilerinin bolca konuşulduğu beyhude sohbetler. Birçok kişi Clubhouse bağımlısı durumuna gelmişler. Adeta alkol bağımlıları gibi. Yıllar, yıllar önce internet kullanımının toplumsal değerlere zarar verip vermeyeceği hakkında bir makale okumuştum. Makalenin temel tezi biz toplum olarak güncel yaşamda neysek internette de o olacağımız şeklindeydi. Nihayetinde de öyle oldu. Değerlerimizi ve değersizliklerimizi dijital alanlara taşıdık. Bu manada herkes kültürüne, seviyesine paralel bir tarzda gerektiğinde dijital maskeler de kullanarak sanal ortamlarda kendini var etmeye başladı. Bu inşa edişte bilhassa gençlerimizin eğriyi, doğruyu, beyhude ve anlamlı olanı birbirinden ayırt etmeleri gerekiyor. Özgür zihinli, bağımsız düşünebilen bireylerin bu ayırt edişi daha kolay yapacağı kanaatindeyim. Özgür zihin, bağımsız düşünce denildiğinde önümüze çıkan ve atlanılmaması gereken bir alan var; Felsefe eğitimi.
Katılımı yüksek olmayan bir sohbet odasının tanıtımında yukarıdaki ifade yer alıyordu. Tamamı ise şöyle; "Okullarda aşı zorunluluğu. Çocuklarımıza kuduz muamelesi mi yapacağız?" Böyle bir başlığa ve ekseninde dönen konuşmalara ne denilebilir ki? Allah akıl fikir versin... Bir süre diyalogları dinledim. Akla zarar sözler eden kişilerin seslerini ifadelerini duydum. Ve şaşkınlığım dahada pekişti. Hemen hepsi eğitimli, meslek sahibi, düzgün cümleler kuran kişiler. İlk bakışta profillerinde bir arıza gözükmüyor. Aşı olgusuna dair temel yaklaşımları da şu; her şey bir komplo dinamiğince belirlenmekte.
Gelelim bir diğer sohbet odasına. Yine eğitimli yabancı dili olan, bilgi küpü bir arkadaş aşı karşıtlığını komplo projeksiyonunda eklektik bilgiler kullanarak izah ediyor. Çok da başarılı. Adeta bir münazara katılımcısı gibi. Ak olan yoğurda kara tanımlamasını ustalıkla yapabiliyor. Onu dinlerken Kendi kendime; "made up information yapıyor." diyorum. Made up information siyaset bilimi okuduğum üniversite yıllarımdan aklımda kalan bir konsept. Sosyal araştırmalarda made up information hatalara yol açıyor. İstatistik disipliniyle elde edilmiş sonuçlar bilimsel gözükmekle birlikte başlangıçta made up information olduğundan gerçekliği yansıtmıyor. Öznel tutumunuzla belirlediğiniz bir fikri ya da olguyu doğrulamak için veriler toparlıyorsunuz. Fakat çıkış noktanız öznel olduğundan gerçeklik okunamıyor. Aklınızdaki yanlış veriyi yenileri ile destekleyerek gerçekliğin üstünü örtüyorsunuz. Öznel tutumunuzu doğrulamak için bir tür yapılmış bilgi ortaya çıkartıyorsunuz.
Made up information metaforu burada ne kadar doğru bilemiyorum. Ama bana aşı karşıtı anlatımların bilim dışı oluşunu tanımlayıcı geliyor. Ancak haddimi bilmem gerektiğininde farkındayım. Pandemi sürecini bilimsel manada değerlendirmek benim harcım değil. Bu konuda ilk referansım; Türk Tabibleri Birliği (TTB)*
TTB'nin "Tüm tartışmalara karşın küresel Covid - 19 salgınından kurtulmanın ve ülkemiz toplumsal sağlığını korumanın aşı olmak haricinde bir çözümü yok." Yaklaşımının altını tekrar tekrar çizmek gerektiğini düşünüyorum. Bilim ve etik bunu söylüyor.
Hastalanan ve virusün etkisiyle ölenlerin sayısı giderek artmakta. Ve ölenlerin yüzde yüze yakın bölümü aşı olmayanlar, küçük bir yüzdesi de tek aşı olanlar. Somut tablo böyleyken aşı karşıtı olmanın bilimsel ve insani yanı oldukça sorunlu hale geliyor. Bu sorunu oluşturup hem kendi sağlıklarını hemde toplumsal sağlığı riske atan sizler yeniden düşünmelisiniz. Sizlerin aşı karşıtlığı sebebiyle ben tekrar evime kapanmak, sıkıntılar yaşamak istemiyorum. Esnaf ekmeğinden olmak istemiyor. Çocuklarımız, gençlerimiz okullarına eskisi gibi devam etmek istiyorlar. Bu onların psikolojik sağlıkları için çok önemli. Bireysel, abartılı kaygılarınızı, zihninizi perdeleyen dezenformasyonları bir tarafa bırakıp bilim ve toplumsal yarar penceresinden bakmamızın zamanı geldi ve geçiyor.
Taassup**
İçinde olan bir kesim de var ki; bırakın Covid-19 aşısını bebeklik, çocukluk yıllarında yapılması gereken aşılara dahi şüpheyle bakıyorlar. Allah onlara da akıl edebilmelerini hidayet etsin.
Güzel günler dileğiyle herkese sevgiler, esenlikler...