Merhaba!
Bu hafta, geleceğimizin belki de en büyük kavgalarından olacağı tahmin edilen bir konuya değineceğim: "Kişisel veriler ve korunması"… Değineceğim diyorum çünkü burada kişisel veriler ile ilgili haklarımızın ne olduğundan bahsetmeyeceğim. Fakat önerdiğim belgeseli izlediğiniz takdirde kendi kendinize "Ya bu kadar önemli miymiş!" diye düşüneceğinize de eminim. Bu belgesel ile birlikte hem veri biliminin gücünü hem de kişisel verilerin önemini çok daha iyi anlayacaksınız.
Hazırsanız başlıyorum!
Umarım okurken de izlerken de keyif alırsınız.
İşte geliyor Netflix belgesel önerisi. İzleyiniz değerli okurlar!
- Mısırlı-Amerikalı film yapımcısı ve yönetmeni Karim Amer ile Amerikalı yönetmen Jehane Noujaim yönetimindeki belgesel
- 114 dakika uzunluğunda
- Konusu: Veri hakları
Belgesel, David Carroll ismindeki sıradan (!) bir vatandaşın Cambridge Analytica'dan kendi kişisel verilerini alma çabasıyla başlıyor. Verilerimizin ve bilgilerimizin kötüye kullanılmasının, çocuklarımızın geleceğini nasıl etkileyeceği ile ilgili endişeleri var. Teknoloji ile ilgili mümkün olan en kötü şeyin başımıza geldiğini düşünüyor. Alamo projesini araştırmaya koyuluyor.
Donald Trump'ın 2016 başkanlık kampanyası ve sosyal medya platformlarında bağış toplama ve siyasi reklam operasyonu için oluşturulan seçmen bilgileri veri tabanı.
İnsanlara kişiselleştirilmiş mesajlar yollayabilmek için Cambridge Analytica'nın (her Amerikalı seçmen hakkında) 5000 ayrı veri toplama merkezine ulaşabildiği belirtiliyor. İngiltere'de işlendiği iddia edilen verilerin kendisine ait olanlarını geri almak için adamımız David Carroll yola koyuluyor. Profilinin arkasındaki verileri almaya çalışırken Facebook, Trump, Cambridge Analytica ve Brexit arasındaki ilişkiyi çözmeye çalışıyor.
Burada Cambridge Analytica CEO'su Alexander Nix devreye giriyor. Facebook'ta 50 milyon kullanıcının kişisel verilerini 2016 ABD başkanlık seçimlerini etkilemek için kullanmakla suçlanan İngiliz şirket Cambridge Analytica'nın görevden alınan CEO'su Nix…
Nix, Cambridge Analytica tanıtımında, veri bazlı iletişim şirketinin ulaşmak istenilen hedef kitleler ile bu kitlelere ulaşma yollarını bulmak için uzman veri bilimci, matematikçi ve reklamcıların bilgi sağlayabileceğini belirten bir ön konuşma yapıyor. Aslında bir seçim şirketi kurma hedefi olduğu belirtiliyor.
Ted Cruz 2016 ön seçimlerinde en düşük puanlı aday adayı iken Trump dışında sona kalmayı başaran tek kişi oldu. Washington Post'ta çıkan haberde de bu başarısını psikolojik veri analizine borçlu olduğunu bizzat belirtiyor. Bu başarının 14 aylık veri analizi çalışmalarının sonucu olduğunu belirten Nix, arkasından Trump ile sözleşme aşamasına geliyor. 14 ay boyunca topladıkları büyük hacimli seçmen verisini Trump ekibine verdiklerini belirtiyor!
Facebook kişilik anketlerinin doldurulmasıyla birlikte oluşturulan modeller ile 4 ila 5 bin veri noktası ile ABD'deki her yetişkinin kişilik özelliklerini öngörebiliyoruz diyor! Davranış modeli oluşturarak kişilerin kime oy verdiklerini öngörebiliyorlar yani. Böylece kişiye özel olarak hazırladıkları içeriklerle (videolar, yazılar, reklamlar, mailler, mesajlar…) insanları yönlendirebiliyorlar.
Gerisini anlatmıyorum, belki merak eder de izlersiniz diye…
Sonra da bana Günce ne iyi ettin önermekle… diye mesaj / mail atarsınız belki...
Konumuza dönelim.
Düşünsenize benim karşımda öyle bir Trump var ki kadına, çocuğa, hayvana sevgi besleyen; barışçıl, kültürlü, beyefendi… Çünkü benim karşıma çıkan reklamlarda, videolarda, yazılarda, yorumlarda Trump hep böyle gösterilmiş. Amerika'da yaşasam derim ki; neden oy vermeyeyim? Tam istediğim gibi! John'un karşısında ise öyle Trump var ki; astığı astık kestiği kestik, silah, para, güç gırla. John için hazırlanan reklamlarda Trump böyle çünkü. E John bunları seviyorsa niye oy vermesin? İşin sonunda hepimiz istediğimiz dünyaya oy veriyoruz.
Sanki biz değildik bazen sadece bir yalanla arkadaşlıklarımızı bitiren, beni kandırdı diye küsüp kenarda ağlayan o dünkü çocuk…
Kişisel verilerimizi sağa sola saçıp baştan aşağı yalan dünyada yaşamaya bu kadar da hevesli olmayalım! Hepimiz David gibi değiliz ki verilerimizin peşinden aylarca koşalım. Koşabiliyorsak tabi koşalım, o ayrı bir konu.
Evet sadece bir facebook testi! Sadece bir Instagram hikâyesi! İşte bazen internet sitelerine girerken çerezleri kabul edip geçmek! Ya gizli sekmeden bakarım bir şey olmaz demek bazen! Iphone'da konum açmak! Bir de üzerine veri hırsızı iphone için 5 ev kirası ödemek!
Bir veri bilimciden bunları duymak şaşırtmış olabilir elbet sizi! Fakat iyi niyetli veri bilimciler de var dünyada. Bir sonraki yazımda da iyi niyetli olan veri bilimcileri anlatan bir belgesel önerisi yapacağım!
9 Aralık Perşembe görüşmek üzere!
İletişim
https://www.linkedin.com/in/nehir-gunce-dasci/
Kaynaklar
https://en.wikipedia.org/wiki/Project_Alamo