Genel istek üzerine Süper Loto’yla ilgili yazmaya karar verdim. Ya, tabii, siz zannediyorsunuz ki sesiniz duyulmuyor.
Genel istek üzerine (bkz. bir önceki yazı, bir yorum) Süper Loto’yla ilgili yazmaya karar verdim. Ya, tabii, siz zannediyorsunuz ki sesiniz duyulmuyor. Ben duyarım. Canım okurlarım bir konuyla mı ilgilendi, hemen yazarım. Gel bir çorba yap deseniz onu da yaparım. Ama gel evi temizle derseniz onu yapmam. Yani yapmasam daha iyi olur, ev işleriyle aram iyi değil. Ütü falan hiç elimden gelmez. Yani yaparım çok ısrar ederseniz, ama ütü yaparken çok pis oluyorum. Yani sinirli oluyorum. Ütüm çok pistir, öyle söyleyeyim. Çorbayı da güzel yapamam, ama işte, “bir çorba yapmadı” dedirtmemek lazım. Şans oyunlarıyla da aram iyi değildir. Yani ben onları çok severim, onlar da beni sayarlar. Ama ortak bir geçmişimiz yok. Bu yüzden birbirimizi unutuyoruz. Aslında bu söylediklerimle bugün soracağım sorunun yanıtını bulmuş oldum. Yazı benim için bitti, ama şimdi çekip gidemem, ayıp. Şöyle anlatayım: İki haftadır evren benim için bir sır yumağı. Truman Show’un başrolünde gibiyim. Yine birşeyler oluyor, kesin ben kaçırıyorum. Şimdi bu Süper Loto yirmi iki milyon TeLe veriyor, herkes delirdi ya, bu meret daha önce de çok para dağıtmıyor muydu arkadaşım? Baktım Mayıs’ta on dört milyon vermiş, Ağustos’ta iki milyon, Aralık’ta dokuz milyon... Onları niye bana haber vermediniz? İki milyon TeLe’yi niye istemedik? Birşeyler dönüyor demem şundan, bu soruyu sorduğum insanlar benle göz temasını kaçırıyorlar. Asansörde bir arkadaşımla aşağı iniyoruz, “Süper Loto yirmi iki milyon veriyor, oynayacak mısın?” Tamam, oynamazsam salaklık olacak anladım, ama daha önce niye oynamadık? Kaç aydır her hafta oynasaydım birkaç milyon kazanma şansım olmaz mıydı? “Sen daha önce neden oynamadın?” diyorum. Islık çalarak başka tarafa bakıyor. Birkaç kat iniyoruz, yine soruyor. “Oynayacak mısın?” Zemin kata kadar gözlerimi kısıp arkadaşıma bakıyorum. Yok, kesin ben Truman’ım. Arkadaşım sandığım bu şahıs şu an arkadaki eliyle “Çok Fazla Soru Soruyor” düğmesine basıyor. Birazdan o gaz maskesini takacak, ben de deliğin birinden çıkan dumanla bayılacağım. “Bu hafta iki milyon, boşver abi. Bu hafta yedi milyon, ı-ıh. Süper Loto en sonunda benim istediğim rakkama ulaştı. Haydi gideyim oynayayım.” Anlamıyorum. Kesin herkesin zaten sekizer milyon TeLe’si var, bana söylemiyorlar. Rakam büyük olunca fantazi boyutu arttı tabii. Uzun bayram tatili geliyormuş gibi umutlu bir atmosfer oluştu. “Bekleyecek” birşey. Büyük ve ortak bir gündem. Böylece millet birbirine ezbere “Bayramda ne yapacaksın?” sorusunu sorarmış gibi “Loto oynayacak mısın?” diye soruyor. “Evet, hayır, kaplıcalara gideceğim, arkadaşlar Tayland diyorlar ama ben evde oturmak istiyorum,” gibi uygun yanıtlar alamayınca da, duymamazlıktan geliyorlar. Islık çalarak asansörün tavanına bakıyorlar. Sonra senin salak soruların yüzünden gündem sıfırlandığı için tekrar soruyorlar. “Oynayacak mısın?” “Evet ya, Perşembe mi çekiliyordu bu?” Hah. Oh be. Biraz geyik yap benle. Biraz umut paylaş. Sürekli kriz konuşursak bunalımdan çıkamayız. Biraz da olumlu dehşetlere kapılmaya ihtiyaç duyuyor insan. Niye daha önce oynamıyorduk? O sorunun yanıtı da bir önceki yazıda. Düzenli alman gereken öyle çok hap var ki, bir de Süper Loto, Alegorik Toto yazamıyorsun ajandana. Büyük olacak, görkemli olacak ki aklını alsın, önceliğin olsun. Bu yapılacak iş enflasyonu hayatta kalman içinken, hayatını kökten kurtaracak şeylere öncelik tanıyamıyorsun. Hiç birşeyi şansa bırakmamak diye bir alışkanlığın varken, içinde şans olan şeyi haftalık iş listene koyamıyorsun. Ancak getirisi çok büyürse, böyle üzerinde hiç kontrolün olmayan birşeyi ajandana yazmaya değer buluyorsun. “5 Mart 2009, Perşembe: *Elbiseni kuru temizlemeden al. *Süper Loto’da garip şeyler oluyor, git oyna, eşeklik etme. *Kediye mama al, hayvan ölmek üzere.” Baktım bu Süper Loto’yla ilgili manyak bazı gerçekler var: Bir kere devir sınırı yok. Yani bu meret sonsuza kadar devredebilir. Ve bu korkunç şey gerçekten başımıza gelebilir. Çünkü kazanma ihtimali yaklaşık yirmi altı milyon kolonda bir. Rakamla yazayım, 1/26.000.000 kolon. İlerde birgün birbirimize “Süper Loto yüz yirmi katrilyon TeLe veriyor, oynayacak mısın?” diye sorup “Hebelee lübelee TeeLeLeee,” diye gözlerimiz dönerek sohbete devam ediyor olabiliriz. Ya, ne acayip değil mi? Allahtan bu yazıyı asansörde okuyor olamazsın. Yoksa ıslık çalarak kat numaralarına bakardın. TeeLeeLee, TeeLeeLee...