Kutsal bir mekân sadece keşfedilmez, kurulmaz veya inşa edilmez; belirli çıkarları olan kişilercetemellük edilir, sahiplenilir ve işletilir.
David Chidester, Edward T. Linenthal
Çamlıca Camii'nin ardından, inşa fikri uzun süredir kamu gündeminde ciddi tartışmalara neden olan Taksim Camii, Sur Yapı tarafından tamamlanıp 28 Mayıs'ta açıldı, Gezi Parkı eylemlerinin yıldönümünde! Erbatur Çavuşoğlu'nun belirttiği gibi, Gezi Eylemleri "inşaata dayalı büyüme modeline" karşı kent hakkı savunucularının direnişiyle başladı. AKP'nin Osmanlıyı yeniden keşfederek "milli-muhafazakâr bir gururla" sunduğu inşaata dayalı büyüme modelini eleştiren ve geciktirenlerse kriminalize edilir. Büyüme durduğunda etrafındaki ranta dayalı ittifak da çökeceği için mezkûr modelden vazgeçemeyen parti, Gezi eylemlerini polis şiddeti ve medya kampanyası aracılığıyla tedhiş olarak kodladı. "Çapulcu ve suçlu" yurttaşlar camiyi kirletmek ve kutsala saygısızlık etmekle suçlandı.
Yoğun gaz ve polis şiddeti nedeniyle Bezmialem Valide Sultan Camii'ne sığınan yurttaşların camiye ayakkabıyla ve bira şişeleriyle girdiği ileri sürüldü. Birkaç gün içinde Müezzin Yıldırım, camide yaralıların tedavi edildiğini ve alkol alan kimseyi görmediğini söylemesine rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede "ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme" suçu bulunuyordu. Mabede sığınan yurttaşların sağlık durumundan, tedavisinden ve maruz kaldıkları polis şiddetinden ziyade caminin "kirlenmesi ve işgali" gündemi meşgul etti. Zira yurttaşlar caminin gerçek sahibi addedilen bir siyasi partinin kent politikalarına karşı Gezi Parkı'nı savunurken camiye sığınmışlardı.
Kutsal mekân her zaman risk altındadır. Meşru mülkiyetinin mücadele konusu olduğu bir müzakere alanıdır. Chidester ve Linenthal'ın dediği gibi, kutsal bir mekân sadece keşfedilmez, kurulmaz veya inşa edilmez; belirli çıkarları olan kişilerce temellük edilir, sahiplenilir ve işletilir. İktidara ve pîrüpâklığa dayalı çıkarlar, temellük etme ve dışlama stratejileriyle korunur. Çünkü bazı mekânlar mülkiyetleri risk altındaysa ve başkaları tarafından kirletilebiliyorsa kutsaldır ve "gerçek sahiplerinin" hak iddiaları üzerinden biteviye muhafaza edilir.
Strateji her şeyden önce belirli bir aidiyet olarak çerçevesi çizilmiş bir alan gerektirir. de Certeau'nun tabiriyle, kurumsal ve mekânsaldır, merkezi ve planlı. Nihayetinde erk tarafından uygulanır. Taktikse bu alana parça parça sızar, günlük mücadelelerden müteşekkil ve dağınık. Fırsatlara dolayısıyla zamana bağlıdır. Chidester ve Linenthal'ın sözünü ettiği kutsal mekân stratejileriyle de Certeau'nun bakış açısının kesiştiği yerden bir ifadeyle: Çapulcuların girişiyle caminin kirlendiğini ve oraya layık olmayanların mevcudiyetiyle işgal edildiğini serdetmek, iktidarın kutsal mekân stratejilerinden biridir. Ama Gezi de, başka her şeyiyle birlikte, tahakküm ve tabiiyet, dâhil etme ve dışlama, temellük ve mülksüzleştirme gibi kutsal mekân stratejilerini tersine çeviren bir direniş taktiğidir, kasıtlı ya da değil.
Bu olaylar tevalisinde gerçekleşen Taksim Camii'nin açılış töreninde Cumhurbaşkanı'nın sarf ettiği sözlerse Ayasofya'nın, Çamlıca ve Taksim gibi camilerle aynı kategoriye dâhil edildiğini düşündürüyor: "Taksim Camii'ni bir süre önce yeniden ibadete açtığımız Ayasofya Camii Kebiri'ne verilen bir selam, yarın ulaşacağımız İstanbul'un fethinin 568. yıldönümüne bir hediye olarak görüyorum. …Son dönemde Büyük Çamlıca Cami'nin tamamlanması ve Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasının ardından İstanbul'a kazandırdığımız bu üçüncü önemli manevi mirasın asırlar boyunca şehrimizi bir kandil gibi ışıtacağına inanıyorum. İnşallah bu arada hızla bir eserimiz daha yükseliyor o da evet, Barbaros Bulvarı üzerinde Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ni inşa ediyoruz."
Protokol ve benzeri camilerin inşası, İstanbul silueti/ kentsel doku/ rant ilişkileriyle kurulan devlet-şirket-mabet ortaklığı (Barbaros Camii'nin ASL İnşaat, Taksim Camii'nin Sur Yapı, Çamlıca Camii'nin Gür yapı ve Ataşehir Mimar Sinan Camii'nin TOKİ iştiraki Emlak Konut tarafından tamamlandığını hatırlayalım) gibi birçok konuda tepki almaya devam ediyor. Öte yandan Ayasofya Camii'nin açılışı, maske ve sosyal mesafe gibi salgın tedbirleri devam ederken şayan-ı hayret açılışı da iktidarın kutsal mekân stratejilerinden bir diğeridir.
(Devam edecek...)
Nur Kıpçak kimdir? Nur Kıpçak, Fransa'da doğdu. İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. Yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi, Kadın Çalışmaları Ana bilim dalında, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadınlara yönelik mekân politikalarını incelediği "İdeolojiler Mekânı Olarak Camilerde Toplumsal Cinsiyet Örüntüleri" teziyle tamamladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü'nde etnografik bir saha araştırması yürüterek "İstanbul Camilerinde Gündelik Hayat: Beden, Deneyim, Direniş" üzerine doktora tezi yazıyor. "Kutsal Mekânda Kadınlar" başlıklı yazı dizisi 5Harfliler'de yayımlandı. Özellikle kutsal mekânın üretimi, kentsel ve kutsal ağlar, toplumsal cinsiyet üzerine çalışmalar üreten yazarın "The Production of Mosques in Turkey: Spacial Politics of the Presidency of Religious Affairs toward Women" gibi uluslararası ve ulusal mecralarda yayımlanmış makaleleri, kitap bölümleri mevcut. |