Kadın cinayetleri, hangi nedenle cezaevlerinde tutulduğu muamma insanlar, haksız yere işten atılanlar, iş kazaları adı altında yaşanan ölümler ve birçok adaletsizlik ve hukuksuzluğun birbirini takip ettiği bu dönem, toplumun farklı kesimlerinden birçok insanı da bir araya getirerek yeni dayanışma ilişkileri ortaya çıkardı. Adalet duygumuzu zedeleyen haberler ve kararlar karşısında bulduğumuz her değişime, yeniliğe ve kazanıma tutunmaya çalışarak hayatlarımızı devam ettiriyoruz. Dayanışarak direnmenin değeri ve anlamını ortaya çıkaran, umutlarımızı tazeleyen güzel haberlerden biri de Şehir Tiyatroları'ndan geldi. 3 yıl 7 ay önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'ndan 21 kişi ihraç edildi. Bir kısmı geri alındı. Geriye kalan 7 kişi; Gürkan Başbuğ, Burçak Çöllü, Ümit Bülent Dinçer, Pervin Bağdat, Ceren Hacımuratoğlu, Cem Baza, Irmak Örnek (ve bir daha dönmek istemeyen arkadaşları) kendi haklı mücadelelerinin bekçiliğini yaparak işlerine geri döndüler. Aslında bakarsanız 'eşeği kaybedip buldurmaktı!' onlarınki.
İnsanları ayakta tutacak tek şey güvenceli iş, kurumsal bir yerde konforlu çalışma koşullarının varlığından çok, o kurumda yan yana yürüyebileceğin birkaç insanın olduğunu bilmektir sanırım… Pervin Bağdat, Ceren Hacımuratoğlu, Cem Baza, Irmak Örnek'le dayanışmayı, beklentilerini, işlerine dönmenin heyecanını paylaştık…
Irmak Örnek: Bizi 31 Temmuz'da aradılar.
Cem Baza: 27 Temmuz! Ben 27 Temmuz'da arandım arkadaşlar.
Pervin Bağdat: Beni 1 Ağustos'ta aradılar.
Ceren Hacımuratoğlu: Ben de Temmuz'da arandım.
Cem Baza: 21 kişi hepimizi bir anda aramamışlar anlaşılan.
Pervin Bağdat: Neyse gereksiz bir detay.
Irmak Örnek: Ben girizgah yapmak için söyledim zaten. Neyse arandık ve telefonda sadece şöyle bir şey söylendi; 'iş sözleşmeniz tek taraflı feshedildi.' Sebebini sorduğumuzda ise 'performans düşüklüğü' gerekçe gösterildi. Bu arada performans düşüklüğünden dolayı ihraç ettiklerinin birçoğunun ödülü var ve kapalı gişe oyunlarda oynuyorlardı.
Cem Baza: Benim 4 tane oyunum vardı mesela.
Irmak Örnek: Bize sundukları bu gerekçenin hiçbir sağlam, geçerli, tutarlı ve gerçek bir temeli yoktu aslında.
Ceren Hacımuratoğlu: Zaten daha sonraki görüşmelerimizde şunu öğrendik; performans düşüklüğü gerekçesi, ne sebep göstereceklerini bilemediklerinden, tamamen spontane geliştirilmiş, o an uydurulmuş bir gerekçeymiş. Mahkemeye hala gerekçeli resmi hiçbir belge sunulmadı. Yani hala neden atıldığımızı bilmiyoruz.
Cem Baza: Zaten bir mahkememize lehimize şahitlik etmek ve performans düşüklüğünün(!) kesinlikle söz konusu olmadığını dile getirmek için Engin Alkan ve Aslı Öngören gelmişti.
Ceren Hacımuratoğlu: Çeşitli varsayımlar var ama bir gerekçe yok!
Irmak Örnek: Bir de hiçbir duruşmaya katılmadılar!
Ceren Hacımuratoğlu: O süreç biraz kaotikti ve biz muhattap bulamıyorduk karşımızda. Hala da olay gizemini koruyor.
Cem Baza: Bizim sosyal medya paylaşımlarımızda hashtagimiz "#NedenAtıldık"tı.
Pervin Bağdat: Şimdi de hashtagimiz "neden alındık": Neden alındığımızı biliyoruz elbette. Ortada haksız, hukuksuz bir durum vardı ve biz hakkımız olanı geri aldık.
Irmak Örnek: Kimimize sadece yarım yamalak tazminatlarımızı verdiler. Kimimize hala bişey verilmedi. Dava süreçleri devam edenler var. İşe İade kararı çıkmasına rağmen geri dönüşler olmadı.
Pervin Bağdat: İade kararı çıktıktan sonra istinafa gittiler. Oradan da biz davayı kazandık. Sonra yargıtaya gittiler. Orada da bizim lehimize sonuçlandı. Ama 2 arkadaşımızın ki istinaf mahkemesinde hâlâ.
Cem Baza: Çok net olan bişey vardı. Düşman olarak belirledikleri bir grup vardı. O grubu neye göre oluşturduklarını da anlamış değiliz. Şundan dolayı bizi seçtiler gibi net bir cevap bulamıyoruz.Ve bir düşmana saldırır gibi haksız hukuksuz bir tavırla karşılaştık bu süreç boyunca.
Irmak Örnek: Aslında ilk atıldığımızda 21 kişiydik. 13 kişi 1 ay sonra geri alındı. Neden diye sorduğumuzda, onlar hakkında yapılan araştırmalarda temiz çıktıkları bizim ile ilgili araştırmaların ise devam ettiği söylendi bize.
Irmak Örnek: Bizi arayıp söylemediler. Canlı yayında öğrendik bunu biz de.
Ceren Hacımuratoğlu: Bu da tıpkı performans düşüklüğü gibi anlamsız ve geçersiz bir gerekçe ama aynı zamanda kötü hissettiren bir gerekçeydi.
Ceren Hacımuratoğlu: Kültür Daire Başkanlığı üzerinden çözüldü bizim işimiz. Çünkü tiyatrolar zaten oraya bağlı. Seçimlerden sonra görev değişikliği ile artık karşımızda bizi dinleyecek ve sorunlarımıza çözüm bulmaya çalışacak, muhattap bulabileceğimiz yetkili birileri ile karşılaşacağımızı tahmin ediyorduk. Kültür Daire Başkanlığı Üzerinden belli bir hiyerarşiyi geçerek süreç sonuçlandı ve biz bugün buradayız.
Pervin Bağdat: İSPER'dekiler de bizi çok olumlu karşıladılar. Bütün bu uğradığımız haksızlığın farkındaydılar. Herkes üstüne düşeni yaptı bence. Genel sanat yönetmenliği, sahne direktörü, herkes…
Ceren Hacımuratoğlu: Bizim derneğimiz İŞTİSAN sürecin zaten sürekli takibindeydiler. Maddi manevi her zaman yanımızdaydılar. Oyuncular sendikası elinden geleni yaptı.
Cem Baza: İlk atıldığımızda 21 kişi birlikte hareket etmeye çalıştık. Yönetim basına gitmeyin halledeceğiz diye telkin etmeye çalışıyordu bizi. 13 kişi geri alındı. 8 kişi kaldık. 1 kişi dönmemek üzere vazgeçti davadan. Böylece 7 kişiydik artık. Ve bu geriye kalan 7 kişi 3 buçuk seneyi birlikte geçirdik. Ben şahsım adına ilk atılıp geri işe iade edilenlerden biraz daha fazla destek beklerdim. Arkalarına bakmadan normal hayatlarına devam ediyor olmaları şaşırtıcıydı.
Irmak Örnek: Herkes kendine bişey çıkarmış. Ben açıkcası bugüne kadar dayanışma, birlik olma, örgütlenme gibi konulara daha safiyane duygularla baktığımı farkettim. Böyle bişeyin çok da mümkün olmadığını deneyimledim açıkcası. Çünkü insanlar korkup uzaklaştılar. Bu nedenle bu 7 kişilik ekip ile kendi kendimizi sarıp sarmaladık.
Pervin Bağdat: "Davacılar" diye bir WhatsApp gurubumuz var. Umarım kapanmaz.
Cem Baza: Aynı süreçten geçen insanların fiziksel olarak yanınızda olamasalar bile maddi manevi yanınızda olduğunu bilmek, bir arada durabilmek güzel bişey. Hele ki böyle zamanlardan geçerken 1 kişi bile fazla olmak güç veriyor insana. Biz üstüne bir de 7 kişiyiz!
Pervin Bağdat: İşten çıkarıldıktan sonra geçirdiğimiz ilk sene bence en sertiydi. Birçoğumuz iş bulamadık. Kiralarımızı veremedik. Hayatlarımızı yeniden düzenlememiz gerekti. Bir yandan da kırgınlıklar yaşadık tabii. Ama bu 7 kişinin dayanışması çok önemliydi. Bazen biri düşüyordu psikolojik olarak onu kaldırıyorduk. Bazen geyiğe vurup eğleniyorduk. Kavga edip birbirimizden nefret ettiğimiz zamanlar oluyordu.
Irmak Örnek: İlk 21 kişi için bir hesap açıldı. Tiyatro çalışanları, oyuncular o hesaba para yatırdılar bize destek olabilmek için. Daha sonra iş bulanlar oradan aldığı paydan feragat ettiler. Şimdi bunları konuşunca bile tüylerim diken diken oluyor.
Ceren Hacımuratoğlu: Çok lokal bireysel dayanışmalar oldu. 500'e yakın oyuncusu olan bir tiyatroyuz biz. Hep bir aile diye bahsedilir Darülbedayi için. Buna istinaden çok daha farklı bir dayanışma örneği gösterilebilirdi.
Irmak Örnek: Belki arkadaşlarımız atıldığı için sahneye çıkmıyoruz gibi tepkiler verilseydi bu duruma gelmeyebilirdik.
Cem Baza: Bu sadece tiyatroda böyle değil. Toplumsal olaylara baktığımızda da durum aynı. Herkes tepkisini göstermekte çekiniyor.
Irmak Örnek: O da öyle konuşmasaydı gibi cümleler sarfedip bu durumu meşrulaştırmaya çalışan insanlar oldu kurum içinden. Facebooktan çıkaranlar, görünce selam vermeyenler de oldu.
Ceren Hacımuratoğlu: İnsanlar ülkenin şu anda bulunduğu atmosferden dolayı korkuyorlar elbette. Ne yazık ki kötü olan korkanların daha çok korkup, sesini çıkaramaz hale gelmesine neden oldu bu durum.
Ama elbette manevi olarak kırgın olduğumuz zamanlar oldu. Daha çok yan yana durmak, daha çok temas etmek gerekiyor böyle zamanlarda.
Pervin Bağdat: Ama hepimiz bu kırgınlıklarımızı , kızgınlıklarımızı belli bir ölçüde aştık. Dönüştürdük. O dönemde bu hissettiklerimiz gayet insani duygulardı.
Cem Baza: Önemli olan bu adaletsiz durumun ortadan kaldırılmaya çalışılması bizim için.
Irmak Örnek: Mehmet Ergen'in gelmesi Şehir Tiyatroları için yeni bir nefes oldu. Kadın yazarların oyunlarına öncelik verilmesi, kadın yönetmenlere yönelinmesi çok umut verici ve ufuk açıcı bence. Şehir Tiyatroları kaybettiği vizyonu bu sayede yine yakalayacak gibi görünüyor. Bu gelişmeler beni heyecanlandırıyor.
Ceren Hacımuratoğlu: Güzel bir döneme denk geldik aslında. Üretmeyi, çalışmayı, sahneye çıkmayı özledik. Ve bu sürece nasıl bir katkımız olacağını düşünerek heyecanlanıyoruz. Uzun bir süre çok köhneydi Şehir Tiyatroları. İçinde olmaktan hoşlanmadığımız, istemediğimiz projelerde yer almak zorunda kalıyorduk. Bu kadar sevdiğimiz bir işi yaparken inanmadığımız işlerin içinde yer almak eziyet olmuştu bizim için. O nedenle şu anda hem umutluyuz, hem de çok mutluyuz. Dediğim gibi güzel bir döneme denk geldik. Daha özgür ve cesur olarak döndük aslında. Hepimizin aklında yeni projeler var yapmak istediğimiz. Bunun için yeni yönetim ve Mehmet Ergen yeni alanlar yaratıyor.
Pervin Bağdat: Bu yönetimin değişmesiyle birlikte aslında birçok şey değişti. Farklı bir bakış açısıyla yeni ve dinamik bir vizyon geldi Şehir Tiyatroları'na.
Cem Baza: Hala tuhaf hissediyorum.
Irmak Örnek: Ben de.
Ceren Hacımuratoğlu: Bayağı bir yabancılaştık.
Cem Baza: Evet bu şekilde uzak kalınca çok yabancılaştık. Kendi isteğimizle yurtdışına veya il dışına çıkıp işler yapıyor olsaydık bu duyguyu yaşamazdık. Buraya geri döndüğümüzde başka bir heyecan olurdu herhalde. Şimdi bu kapıdan içeri girerken tanıdık ama bir o kadar da uzak bir yere giriyormuş gibi hissediyor insan.
Pervin Bağdat: 3 yıl 7 ay kolay geçmedi. Bir sürü başarılı, mutlu an da yakalanmış olabilir ama yine de o burukluk var. Mesela ben tek başıma gelmek istemedim bugün. Birbirimizi arayıp 'neredesin, kapıda mısın' diye soruyoruz buraya girerken. Utanmasak dışarıda buluşup, ele ele tutuşarak geleceğiz.
Ceren Hacımuratoğlu: Ben onu Cuma günü buraya tek başıma gelirken yaşadım. 10 sezon boyunca burada çalıştım. O nedenle gerçekten tuhaf duygular yaşadım. Çok tanımlanabilecek bişey değil zaten. Erken gelmiştim. Şu köşede durdum. Baktım. Bir heyecanlandım. Bir çarpıntı oldu. Sonra bi hüzünlendim. Sonra bi yersiz mutlu oldum. Bir yabancılaşma kesinlikle yaşıyorsunuz.
Pervin Bağdat: Hepimiz bir alışma sürecinden geçeceğiz.
Ceren Hacımuratoğlu: Yedimiz bir aradayken kendimizi güçlü hissediyoruz.
Pervin Bağdat: Belki yedimiz bir oyun çalışırız ne dersiniz.
Cem Baza: Bence bu süreci oyunlaştırıp oynayalım.
Irmak Örnek: Ben daha önce geldim aslında. Kadıköy Haldun Taner'de arkadaşlarımın provasına gitmiştim. Bayağı gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Çünkü içinden o sahnede olmak geliyor. Zengin Mutfağında 5 yıldır oynuyordum. Tadı damağımda kalarak ayrıldım. İçim buruktu. Neyse şimdi güzel bir dönemine denk geldik. Kıymetimiz bilinecek şimdi.
Ceren Hacımuratoğlu: Ki bilinmeye de başlandı. Çok güzel karşıladılar bizi. Böyle bir dönemde geri dönmüş olmak biraz olsun teselli ediyor bizi. Temkinliyiz elbette ama mutluyuz da.
Pervin Bağdat: Yönetim değişmiş olmasaydı aynı cesaretle geri dönebilir miydim emin değilim. Şimdi giderken geldiğimiz yere dönmedik. Şimdi daha parlak bir döneme geri döndük.
Ceren Hacımuratoğlu: Ve Şehir Tiyatrosu hakettiği noktaya geri geliyor. Buna dair çok umutluyuz. Heyecanla hangi oyunlarda yer alacağımızı bekliyoruz.
Cem Baza: Şehir Tiyatrolarının dünya çapında oyunlar yapabilecek kalifiyeli elemanı, oyuncusu, atölyeleri, binaları ve maddi imkanı var. Bir vizyonumuz eksikti. O da Mehmet Ergen ile tamamlanacak galiba. Umarım o vizyonu buraya taşıyacak fırsatı ve bunu gerçekleştirecek imkanı olur. Ve şehir Tiyatrosu hak ettiği yere ulaşır.
Pervin Bağdat: Her şey güzel olacak diye umuyoruz.