Seçim sonrası gittiğim Berlin’de her ne kadar konu Türkiye’de aktivizm olsa da, aklım Tel Abyad’dan gelen haberlerdeydi. Tel Abyad İŞİD’den kurtulunca sadece ben değil, günlerdir benimle beraber streslenen Berlinli arkadaşlarım da sevinç içerisindeydi. Özellikle Tel Abyad’a giren YPG’li kadınların resimleri, Berlinlilere Ortadoğu çölünde bir vaha gibi geliyordu. Berlinlilere aktivizmi anlatmaya gerek yoktu aslında, Kürtlerin hayatı baştan sona aktivizmdi.
Ankara’nın Tel Abyad’la ilgili kirli dilinin Berlin’de hiçbir önemi yoktu. Belli ki başta Erdoğan olmak üzere AKP, sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde de güvenirliliğini, inanırlılığını kaybetmişti. Berlin’de görüştüğüm insanlar, YPG’nin Tel Abyad’ı İŞİD’den kurtarmasından duydukları memnuniyeti gizlemiyorlardı. Birçok insan YPG’ye daha fazla yardım edilmesi gerektiğinden bahsederken “kahraman Kürt gençler” ifadesini kullanıyorlardı.
Diyarbakır sıcağına iner inmez şehrin tedirginliğini hissetmemek mümkün değil elbet. Birkaç saat sonra geliyor kötü haber. Cizire ve Kobane’de şehit düşen 10 YPG’linin daha cenazesi geliyor. Ölen gençlerin tek tek resimlerine bakıyorum. Bir tanesinin gözleri çok tanıdık, çok genç. Adının İsmail Hakkı Kol (Robin Argeş) olduğunu öğrendiğim bu Silopili genç çocuk sadece 16 yaşında. Gözleri tıpkı oğlumun gözleri. Sosyal medyadaki ortaokul mezuniyet resmine bakıyorum, liseden mezun olamayacağını bilmek içimi yakıyor.
Ertesi gün medyadan takip ettiğim, on binlerce kişinin katıldığı Silopi’deki cenazede babası Sait Kol “Oğlum genç yaşta şehit düştü diye üzülmedim. Arkadaşlarını yalnız bıraktı diye üzüldüm” diyor. Kürtler yine ne kadar metanetli. Oğlunun tabutunu öpen anne Zuzan Kol ise “Küçük savaşçım uğurlar olsun sana” diyerek uğurluyor biricik yavrusunu sonsuzluğa…
Oxır be güzel yiğit çocuklar, oxır be… diye düşünürken bir yandan da öfkem katlanıyor. AKP’ye, bu iktidara, destekçilerine öylesine öfkeliyim ki! Çaldıkları için, kadınlar için, yoksullaştırdıkları için, ama en çok da bu çocukların ölü genç bedenleri için! İŞİD’e açık olan sınır, IŞİD canileriyle savaşan çocuklarımıza açık olsaydı her şey başka olacaktı. Büyük ihtimal bu kadar çok çocuk ölmeyecekti. Bu ülkenin politikaları yüzünden elimizde yine sadece acı kaldı!
Tam da bunları düşünürken, sosyal medyadan bu sefer Sabah gazetesinin utanmaz manşetini görüyorum. Manşette “PYD DAEŞ’ten daha tehlikeli” diyor.
Burada yapılan sadece yandaş, ahlaksız gazetecilik midir? Bunca genç ölürken, kadınlar köle pazarlarında satılırken, turuncu elbise giydirilen insanların boğazı kesilirken bu kadar basit midir! Hangi eldir bu haberleri yazanlar! Bir el, bir insan, insan olma melekesini ne zaman unutur! Neyin karşılığında insan olma melekesini bırakırsın! Aslında bu kirli haberlerle öldürdüğünüz aynı zamanda insanlıktır!
Bu ahlaksız medyaya diyecek tek kelime bulamıyorum!
Hiçbir şeyden utanmıyorsanız, gencecik evlatlarımızın ölü bedenlerinden utanın! Yıllardır “kardeş” dediğiniz, komşu olarak yaşadığınız insanların yasından utanın! Birkaç saat ötenizde sizlerin desteğiyle tecavüz edilen, köle pazarlarında satılan kadınlardan, çocuklardan utanın! İnsanlığınızdan utanın!