2020 tüm dünya ve bizim için korkunç bir yıl oldu. 2021'e girmeye günler kala Covid-19'la tanışalı neredeyse bir yıl olacak. 2020'de 1,6 milyon kişi bu nedenle öldü, 75 milyon vakaya tanı kondu, ekonomik hasarı konunun uzmanları daha iyi bilir ama yaşayan bir vatandaş olarak, hiç iyi olmadığını olduğunu söyleyebilirim. Pek çok hayat değişti, insanlar işsiz kaldı, hastalandı, kendi veya sevdiklerinin yaşamını kaybetti. Bir sağlık çalışanı olarak Covid-19'un önemsizleştirilme çabalarından başından beri çok rahatsız oldum. Bilgisayar modellemeleri pandeminin, virüsün yüzde 70 oranında daha hızlı yayılan mutasyonuyla gelecek aylarda daha kötü olacağını öngörüyor.
Oyunu değiştirecek olan aşı arifesinde, virüsün laboratuar yapımı olduğuna inananlar ile, aşı karşıtlarının; kendileri dışında, tüm dünyaya verebilecekleri büyük zararın farkında olmadıklarını, komplo teorilerine inanmanın sebeplerinin detaylı psikolojik incelenmesi vs. konularına girmeden Covid-19 ile tanışma hikâyemizin geçmişinden biraz söz etmek istiyorum. Kişisel görüşüm laboratuvar yapımı olmadığı, kötü niyet taşıyan amaçlarla dünyaya salıverilmediği ve aşı olursak sağlığımızın zarar görmeyeceği ve bize çip takılmayacağıdır. Bu kadar hızlı geliştirilen aşıya şüpheyle bakma konusu ise, evet tıp dünyasında bir ilk başarıldı. Normal koşullar altında bir aşı üretim süreci 10 yıl alabilir. Bu kez bir yıldan kısa süre içinde birkaç aşı üretildi. Bu bilimin hayranlık duyulması gereken kollektif başarısıdır.
Bir yıl önce 30 Aralık 2019'da göz doktoru Dr. Li Wenliang meslektaşlarını endişe verici pnömoni vakaları hakkında uyardığında uğursuz söylenti yaymak ve halkı rahatsız eden yanlış bilgilendirme yapma gerekçesi ile uyarı aldı. 39 gün sonra hastalık ona bulaştığında ve 33 yaşında ölmeden önce, meslektaşlarını tekrar uyarmaya çalıştı ancak geçen süre zarfında hastalık çoktan onlarca ülkeye yayılmıştı. İlk mesajında SARS olduğunu düşündüğü ve SARS-CoV-2 olarak adlandırılmadan önce, sadece "Wuhan deniz ürünleri pazarı pnömoni virüsü"ne karşı uyarıyordu.
SARS, 17 yıl önce bir koronavirüs tarafından tetiklenen ve Çin'den yayılmaya başlayan ilk global salgındı ve maalesef epidemi uyarısı yapan Dr. Carlo Urbani de hastalığın kurbanı olmuştu.
Koronavirüs adını latince taç (corona) anlamına gelen çıkıntılarından alan ve tavuklardan kaynaklanan, kanatlılarda bronşit yapan bir virüstür. 2003'de SARS ortaya çıkmadan önce, insanda hastalık yapan sadece iki koronavirüsün varlığı biliniyordu. Her ikisi de nezleden biraz daha fazla belirtileri olan üst solunum yolu enfeksiyonuna neden oluyordu. Ama SARS hasta ettiği 10 insandan birinin ölümüne neden olan ilk koronavirüstü. Ölüm oranı yüzde 10 idi.
10 yıl kadar sonra, 2012'de MERS bir diğer ölümcül koronavirüs enfeksiyonu olarak dünyaya yayıldı ve onlarca ülkede binlerce kişinin hastalanmasına neden oldu. Ama bu sefer her üç kişiden biri ölüyordu, ölüm oranı yüzde 30'du!
CDC (Hastalık Korunma ve Kontrol Merkezi)'ye göre yeni ortaya çıkan enfeksiyöz hastalıkların dörtte üçü hayvan kaynaklı. Hatta insanlarda hastalık yapan viral enfeksiyonların neredeyse tamamı hayvanlardan insanlara bulaşan zoonotik enfeksiyonlar.
SARS, 21'inci yüzyılın ilk global salgını idi ve 8000 vaka 800 ölümle sonlandı. İlk vakalar, Covid-19 gibi Çin'deki hayvan pazarlarından kaynaklandı. Bazı egzotik hayvanların sağlık ve statü amacıyla tüketilmesi, bazı insanların değişik "vahşi" tatlar araması bu hayvan pazarlarının varlık nedeni. Kesilen vahşi hayvanların bu pazarlarda birbirine karışması virüslerin karşılaşıp insana bulaşabilen formlara dönüşmesi için mükemmel ortam sağlıyor.
Dünya Bankası'na göre, ağırlıklı olarak Çin'de olmak üzere,1990'larda, yabani hayvan ürünlerine olan talebi karşılamak için vahşi yaşam ticaretinde büyük bir genişleme yaşandı. Vahşi hayvanların çoğu henüz canlıyken, Laos'tan Vietnam üzerinden Çin'e giriyor. Oradaki pazarlarda, çoğu soyu tükenme noktasında kritik tehlike altında olan tonlarca (kelimenin tam anlamıyla) hayvan satılıyor. Talep arzı aştığı için de ülkeler arası yaban hayatı ticareti, üretim çiftliklerinin yaratılmasıyla desteklendi. Burada vahşi hayvanlar, kötü sağlık koşulları altında yetiştirilip satılmak üzere pazarlara nakledilip kafeslere konuluyor. Çin'in 74 milyar dolar değerindeki yaban hayatı çiftlik endüstrisinde on dört milyon insan çalışıyor.
Çin CDC'nin müdürüne göre, Covid-19 salgını için sıfır noktası, ilk insan vakalarının çoğunun geriye dönük izlenebileceği Çin'in Wuhan kentindeki Hua'nan Pazarı idi. Orta Çin'deki en büyük toptan deniz ürünleri pazarı olarak tanımlanan Hua'nan Pazarı'nda 75 tür yabani hayvan satıldığı bildiriliyor. Erken insan kurbanlardan elde edilen virüslerin genetik dizilerinin, koronavirüslerin hızlı mutasyon oranına rağmen yüzde 99,9 oranında aynı olması, mevcut pandeminin çok kısa sürede tek kaynaktan ortaya çıktığını düşündürüyor. Laboratuvarlardan kaçan orijinal SARS koronavirüsüne dair kanıtlar olmasına rağmen, Covid-19 koronavirüsün insan hücrelerine yeni bir şekilde bağlanması için çok sayıda hayvan konağın bulunduğu bir ortamı gerektiriyor olması, şu anda karşılaştığımız yeni pandeminin laboratuarlarda yapılmadığını düşündürüyor.
Salgın, Wuhan'daki çoğu yarasa türünün kış uykusuna yattığı ve Hua'nan Pazarı'nda yarasa bulunmadığı bildirilen kış aylarında ortaya çıktı. Pazarın yakınında yarasa virüslerinin kaçmış olabileceği laboratuarlar vardı, ancak virüs doğrudan pazardan alınan çevresel örneklerde bulundu. Ne yazık ki, hayvanların kendileri test edilmeden önce pazar kapatıldı ve temizlendi, bu da kaynak için adli araştırmayı zorlaştırdı. SARS durumunda, yarasalar ile insandan insana bulaşma arasındaki ara konak misk kedisiydi, MERS için develerdi. Covid-19 için aradaki konak hayvan neydi? Mevcut salgın için önde gelen aday, pangolin. Pullu karıncayiyenler olarak da bilinen pangolinler, geleneksel Çin tıbbında kullanılmak üzere dünyada en çok ticareti yapılan memelidir ve resmi olarak soyu tükenme tehlikesi altındadır.
Infectious Disease Clinics of North America dergisinin Aralık 2019 sayısında yayımlanan bir incelemede şu sonuca varmıştı: "SARS salgını, hayvan-insan bariyerini aşan yeni ve oldukça patojenik virüslerin küresel sağlık güvenliği için büyük bir tehdit olmaya devam ettiğini gösterdi". "Yakın gelecekte yeni koronavirüsler ortaya çıkarsa şaşırtıcı olmayacak" derken yazarlar, yayın tarihine kadar böyle bir virüsün patladığını bilmiyorlardı.
26 Ocak 2020'de Çin hükümeti, vahşi hayvan eti ticaretinin ve satışının tamamen yasaklandığını, bildirildiğine göre yedi Çin eyaletinde neredeyse yirmi bin vahşi yaşam çiftliğini kapattığını veya karantinaya aldığını duyurdu, ancak yasak sadece geçici olarak ayarlandı. Mevcut yasağın kalıcı hale getirilmesi ve etkili bir şekilde uygulanması durumunda bile, göze batan bir boşluk var: Yasak, geleneksel Çin tıbbı için vahşi hayvanların kullanılmasını muaf tutuyor. Bu nedenle, şu anda pangolin eti yemek yasadışı olsa da, diğer pangolin parçalarını yemek yasadışı değil. Bağışıklık ve uzun ömür için çareler satan bir pazarda salgının ortaya çıkması ne kadar da ironik. Bu kadar cana ve trilyonlarca dolara mal olan Pangolin kanı Çin tıbbında dolaşım hastalıklarını tedavi ediyor.
Günümüzde kolay bulunmayan, herkesi erişemeyeceği şeyler prestij ve zenginlik sembolü olarak görülüyor. Canlı hayvan pazarları, yalnızca türler arası geçişe, viral çoğalmaya ve insan maruziyetine değil, aynı zamanda viral mutasyona da izin verir. SARS koronavirüsü, misk kedisine ve insana uyum sağlamak için güney Çin'deki pazarların sağladığı fırsatlardan yararlandı. Görünüşe göre, misk kedileri virüs için sadece pasif kanallar değildi; virüsün kendisinde insana uyum sağlayan mutasyonlar için kuluçka makineleri gibi görünüyorlar. Virüs koronalarının ucundaki tutunmasını sağlayan genlerini değiştirerek, hem bulaşıcılığını arttırır hem de yeni kurbanlar bulur. Yeni bir hayvanla karşılaştığında yeni bir anahtarı üretebilir.
SARS durumunda, ara konakçı, eti ve afrodizyak olduğuna inanılan penisi için öldürülen kedi benzeri bir hayvan olan misk kedisiydi. Canlı hayvan pazarlarındaki misk hayvanlarından elde edilen koronavirüsler, SARS virüsüyle neredeyse aynıydı.
Bu hayvanlar aynı zamanda dünyanın en pahalı kahvesini de üretiyor. Tutsak misk kedileri kahve çekirdekleriyle besleniyor ve ardından kısmen sindirilmiş çekirdeklerin dışkılarından çıkarılmasıyla üretiliyor. Anal bezler tarafından salgılanan misk benzeri tereyağ kıvamındaki madde kahveye karakteristik lezzetini ve kokusunu veriyor ve bu eşsiz içeceğin son damlasına kadar çok iyi olduğu söyleniyor. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Canlı pazarları besleyen yaban hayatı çiftliklerindeki misk kedileri büyük ölçüde enfeksiyonsuz bulunurken, pazarlarda örneklenen misk kedilerinin yüzde 80'inde virüs maruziyeti vardı. Bu, enfeksiyonların çoğunun, belki de kalabalık türler arası karışımın ve stresin bağışıklığı baskılayıcı etkisinin bir kombinasyonundan kaynaklanıyor olabileceğini de göstermektedir. Yarasa koronavirüsleri misk kedisine bulaştığında, insan reseptörlerine bağlanan konfigürasyona ulaşmaktan yalnızca iki mutasyon uzaktaydı ve sonra insandan insana SARS salgını doğdu.
Bu arada 2003'teki SARS salgınından sonra da, Çinli yetkililer misk kedilerinin ticaret ve tüketiminde de benzer bir yasak getirdiler, ancak aylar içinde yasak kaldırıldı ve hayvanlar tekrar menüye girdi. "Yarasalarda büyük bir SARS benzeri koronavirüs rezervuarının varlığı, güney Çin'deki egzotik memelileri yeme kültürü ile birlikte, bir saatli bombadır." Yani.. artık patlamış bir saatli bombadır. Sonuç olarak daha önceki iki koronavirüs salgınından bir şey öğrenmediğimiz net şekilde ortada.
2012'de koronavirüsün yaptığı ikinci pandemi MERS idi. İnsanlarda hastalık yapan koronavirüslerin ortak kaynağı yarasalar ve insanda hastalık yapabilmesi için gerekli olan bir aracı burada develer. Develerde 1983'lerden beri evrim geçiren bu virüs, insana bulaştıktan sonra, devamında insandan insana bulaşır hale geldi.
3000 yıldan beri evcilleştirilmiş olan develer ne oldu da ölümcül bir hastalığın kaynağı haline geldi. Geçmişe yönelik bakılan testlerde MERS'in yıllardan beri develerde hastalık yaptığı görüldü. Peki neden şimdi? Develer normalde dışarıda yaşayan hayvanlardır. Ama son yıllarda develer çiftliklerde yetiştirilmeye ve beslenmeye başlandı. 2011'de Katar'da develerin açık alanda otlatılması yasaklandı ve 2012'de MERS ortaya çıktı. Ayrıca develeri öpmenin de öldürücü olabildiği bu sayede anlaşıldı.
Şimdi umarım Dr. Li'nin "7 SARS vakası doğrulandı…" uyarısının ne kadar uğursuz olduğunu anlayabilirsiniz. Yabancı düşmanı batılıların gergedan boynuzu, kaplan kemikleri ve pangolin pulları tüketen kültürleri veya mukbang (yarasa çorbası) ve benzerlerini yiyen insanları kınaması çok kolaydır. Ancak son salgın olan 2009 H1N1 domuz gribi virüsünün, Asya'daki hayvan pazarlarından değil, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki endüstriyel domuz çiftliklerinden doğduğunu da hatırlamamız gerekiyor.
Öyleyse, SARS-CoV-3'ün ortaya çıkmaması için sadece Çin, Arap ülkeleri ve Amerika'nın değil, hepimizin ne yaptığımızı, endüstriyel hayvancılığın sağlığımıza ve dünyaya etkilerini düşünmemiz gerekiyor. Bu artık dünyanın sorunudur.
https://Covid-19.healthdata.org/global?view=total-deaths&tab=trend
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7137172/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12748315/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31817037/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27008628/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23977429/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30791586/
http://documents1.worldbank.org/curated/en/690321468032401520/pdf/334670PAPER0Going1going1gone.pdf
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15207054/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15695582/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12958366/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30832341/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15306396/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26777237/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23770275/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29190287/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31996437/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24206838/