Neden yemek yiyoruz? Amaç sadece karnımızı doyurmak mı? Yoksa en lezzetli yemeği yemek mi? Neden yiyoruz? Ne yediğimiz gerçekten fark yaratır mı? Eğer bu soruları soruyorsanız gerçeği bulma yolunda olabilirsiniz. Ancak o kadar çok bilgi karmaşası var ki, doğruyu nasıl ayırt edebileceğiniz konusunda kendinizi kaybolmuş hissediyor olabilirsiniz. Bilim bile farklı sonuçlar ortaya koyuyor. Bilimsel çalışmaları okuma ve iyi bilim ile kötü bilimi ayırt edecek eğitiminiz yoksa bilim de size güvenilmez gelebilir. Yine de ne olursa olsun biraz daha dikkatli olduğunuzda bitkisel yiyeceklerin içerdiği bazı maddelerin hastalıklardan korunmaya yardım ettiğini, hatta ilaç sektörünün temelinin elde hazırlanan bitkilerden elde edildiğine, aspirin’in söğütte olduğuna ve bitkilerin iyileştirici güçleri olduğuna aşina olmalısınız. Yerçekimi Newton tarafından keşfedilmeden önce de oradaydı. Tıpkı şimdi bizlerin çalışmalarla bitkilerdeki iyileştirici bileşik ve mikro besinleri keşfetmemiz gibi..
Çalışmalar vitamin, antioksidan, fitokimyasal ve mineral gibi mikrobesinlerin sağlığımız için elzem olduğuna dair giderek güçlenen kanıtlar sunmaya devam ediyor. Sağlık ve uzun ömür için yediğimizin bir fark yarattığı kesin. Bugüne dek protein, yağ ve karbonhidrata odaklanan geleneksel beslenme tarzının yeni bilgiler ışığında tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Gerçeği ararken şu soruyu sormalıyız? İdeal kiloma ulaşırken aynı zamanda hastalıklara karşı bağışıklık kazanıp, kendimi hergün ve her yaşta iyi hissetmek için ne yemeliyim?
Sağlıklı yiyecekler vardır ve gerçekten sağlıklı olmamızı sağlarlar. Size günlük beslenmenize düzenli olarak yerleştirdiğiniz taktirde sağlık yararlarını göreceğiniz ilk 10 yiyecek listesini vereceğim. Bu yiyecekler kansere karşı güçlü korunma sağlar ve uzun ve sağlıklı bir ömür yaşamanıza yardım ederler. Vitamin ve mineralleri doğal olarak içerirler. Soğan ve sarımsakta bulunan allium bileşikleri, glukosinatlar, aromataz inhibitörleri, flavonoid ve lignanları içerirler.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler (örn. Ispanak, marul, roka, tere, kuzukulağı, maydanoz, dereotu, turp otu, şevketibostan, hardal otu vb.)
Yeşil yapraklı olmayan sebzeler (brokoli, karnabaar, brüksel lahanası, lahana)
Çilek, Nar
Baklagiller(kuru fasulye, nohut, kuru börülce, barbunya, bakla, maş fasulyesi, kırmızı meksika fasulyesi)
Mantarlar (tümü)
Soğan, sarmısak, pırasa, yeşil soğan, arpacık soğan
Tohumlar (keten tohumu, chia, susam, ay çekirdeği, kabak çekirdeği)
Kuruyemişler (ceviz, antep fıstığı, çam fıstığı, badem)
Domates
Kırmızı pancar
Yiyeceklerin iyileştirme gücü, vücudun da iyileşme gücü vardır. Eğer izin verirseniz sizin için çalışırlar. Fakat aynı zamanda hastalandırma güçleri de vardır. Başta kanser, diyabet, kalp hastalığı olmak üzere en sık ölüm sebeplerinden birincil olarak yediklerimiz sorumludur. Yanlış yiyecekler, alkol ve uyuşturucular gibi bağımlılık yapma potansiyeline de sahiptirler ve sağlığımız, enerji düzeyimiz ve fiziksel olarak kendimizi iyi hissetmemizde sorunlara neden olurlar.
Süt ürünleri ve diğer hayvansal ürünler bilimsel araştırmalarda kanser ve kalp hastalığı riskini arttıran maddeleri içermesi bakımından risk oluşturabilirler. Bunlar; hayvansal protein, satüre/doymuş yağ, kolesterol ve araşidonik asittir. Hayvansal proteini yüksek miktarda içeren süt ürünleri kanda IGF-1 düzeyini yükseltirler ve kanser riskini arttırabilirler. Kan şekerini yükselten süt şekeri laktoz ile IGF-1 kombinasyonu kanser riskini daha da arttırır. İşlenmiş şeker, işlenmiş beyaz un, tuz ve yağ içeren işlenmiş yiyecekler Amerikan tarzı beslenmenin %60’ını oluşturmaktadırlar ve bu tarz beslenme ülkemizde de yaygınlaşmış durumdadır. Kronik hastalıklar ve erken ölümden koruyan vitamin, antioksidan ve fitokimyasallar bu tarzda yok denecek kadar azdır. Tuz tüketimi mide kanseri ve yüksek tansiyonla ilişkilendirilmiştir. İşte size sağlığınız için
İşlenmiş beyaz şeker
İşlenmiş beyaz un
Trans yağ içeren yiyecekler (örn. Margarin, bitkisel katı yağ, fast food, paketlenmiş veya açık satılan pastane ürünleri)
Sosis, salam, sucuk, işlenmiş etler
Tütsülenmiş et, ızgara et ve çiftlikte yetiştirilmiş kırmızı et
Patates cipsi ve patates kızartması dahil kızartmalar
Çok tuzlu yiyecekler
Kola, ice tea, aromalı ve tatlandırıcılı soda, meyve suyu ve limonata gibi içecekler
Tatlandırılmış süt ürünleri (örn. Dondurma, az yağlı dondurma, meyveli yoğurt)
Donut ve şekerli yağlı tatlılar
İçerdiği mikrobesin açısından yoğun olan işlenmemiş bitkisel yiyeceklerin, sebze ve meyvelerin beslenmenizin büyük kısmını oluşturması gerektiği gün gibi ortadadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar ve dünyadaki beslenme trendlerine baktığımızda işlenmiş rafine yiyecekler ve hayvansal ürünlerin sağlığı koruma ve hastalıklardan korunma sağlamada başarısız oldukları görülmektedir. Sadece zayıflık sağladıkları için hayvansal ağırlıklı beslenme tarzlarını sağlıklı zannetme yanılgısına düşmeyin. Zayıflık her zaman sağlıklı olma anlamına gelmez. İdeal kilo, ideal sağlık dengesinde çok sayıda faktör daha vardır ve bu yediklerinizin içerdiği mikrobesinlerin yoğunluğudur. Sağlık tesadüf değildir. Yiyecek seçimlerinizi yaparken sadece karnınızı doyurmayı veya sadece damağınıza hitap eden seçimler yapmak dışında doğru yiyeceklerle beslemeniz gereken bir vücudunuz olduğunu ve yaşamınızda bu şekilde fark yaratacağınızı hatırlayın ve bilinçli tercihler yapın. Yeni yıl temennilerinin ilk sırasında gelen sağlıklı bir yıl geçirmenizi dilerim...