Şarkıda olduğu gibi, uykusuz her gece, yorgun ölesiye.. kesinlikle haklılık payı var. Uykusuzluk deyip geçmemek lazım, gece etkin bir şekilde uyumamak, ertesi günün kalitesini ciddi şekilde etkiliyor. Çoğunlukla insanlar 4-5 saatlik uykunun yeteceğini zannederler ancak bu yanlış bir düşüncedir. Uykusuzluk ciddi bir risk faktörü ve tehlikeli sonuçları olabilecek bir durumdur. Uykusuz bir şekilde araç kullanmak çok tehlikelidir ve uykusuz sürücüler de sarhoş sürücüler kadar ölümcül kazalar konusunda risklidirler. Uykusuzluğun daha sinsi tehlikeleri de vardır.
Uykusuzluk kilo ile mücadelenizde tıpkı yemek seçimleriniz gibi, sizi engelleyen faktörlerden biridir. Az uyku ile kilo artışı ve obezite arasında gayet net tanımlanmış bir ilişki mevcuttur. Uykusuzluğun bel çevresi ölçünüzü nasıl arttırdığı konusunda yapılmış çalışmalar bu konunun birkaç yönlü olduğunu ortaya koyuyor. İlk olarak geç ve az uyuyanlar daha fazla kalori alımına neden olan bir atıştırma eğiliminde olabiliyorlar. Bu şekildeki bir alışkanlık, ertesi gün yorgunluğa, hazır yiyecekler ve atıştırmalıklarla beslenme alışkanlığına dönüşme potansiyeli taşıyor. Bütün bunlardan başka çok önemli bir sebep, uykusuzluk iştahı tetikliyor. 2012 yılında kadın katılımcılarla yapılan bilimsel bir çalışmanın sonuçlarına göre, az uyuyanlarda açlık hissini uyaran Ghrelin adlı hormon çok salgılanıyor ve tam tersi görevi yapan, iştahı baskılayan GLP-1 adlı hormonun düzeyleri azalıyor.
Hızlı göz hareketleri döneminde (REM dönemi) tıpkı uyanık olduğumuz zamanda olduğu gibi beyin aktif kalmaya devam ediyor. Çünkü uykunun bu dönemi öğrenme ve hafıza fonksiyonları ile ilişkili olan dönemdir. 2013 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre uykunun tamir etme, iyileştirme işlevinin bir parçası olarak hatıralar, kısa vadeliden, uzun vadeliye bu dönemde dönüştürülüyor olabilir. Beynin yapısında bozulma genellikle uykunun azalması ile sonuçlanıyor.
Az uyku sadece hayatınızı tehdit eden felç, kalp krizi ve kanser riskini arttırmakla kalmaz, herhangi bir sebebe bağlı olarak erken ölme riskinizi de arttırabilir. Uyku ile ilgili yapılmış bir çalışmaya göre 25 yıllık bir dönemde, sürekli ve düzenli olarak günde 6 saatten az uyuyan insanların, 6-8 saat uyuyanlara oranla tüm sebeplere bağlı ölüm riski %12,5 daha fazladır.
Bu konuda en azından artık bir şeyler yapmanız gerektiğini farkettiğinize göre ilk aşamada sizin yapabilecekleriniz var. Eğer sorun hala devam ediyorsa nörolog veya psikiyatrist’den tıbbi bir yardım almalısınız.
İşte ilk adımda yapmanız gerekenler:
• Yatak odanızı uykuya uygun hale getirin. Uykuyu kaçıran sebeplerin bir numaralı sebebi televizyondur. Özellikle yatak odasında televizyonu olanlar veya salonda televizyon karşısında uyuklayanlar bu durumu düzeltmeliler. Uykusuzluk nedeniyle televizyon seyretmek, uykusuzluğu kalıcı hale getiren bir ksıır döngü yaratır.
• Akşam üstü saatlerinde kafein alımınızı durdurmalısınız. Kafein ilaç gibidir ve karaciğerde metabolize edilir. Genetik farklılıklarımızdan dolayı, metabolize etme hızımız, dolayısıyla vücudumuzdan atılım hızımız da farklıdır. Bazılarımız hızlı bir şekilde vücudundan atarken, kimilerimiz de uzun saatler boyunca atılmadan kalmaktadır. Özellikle tekrar tekrar içilirse yan etkileri ortaya çıkacak kadar vücutta birikir. Kafeini vücudundan yavaş atanlardansanız bu durum hem uykunuzu hem sağlığınızı etkiler. Kafein içeren siyah çay, yeşil çay ve kahve yerine, rahatlatan bitkisel çayları tercih edebilirsiniz.
• Telefonunuzu yatak odanızın dışında bırakabilirsiniz.
• Ilık bir duş, akşam magnezyum tableti almak, uykudan 2-3 saat önce yemeyi bırakmak, meditasyon diğer yapabilecekleriniz arasındadır.
Ara sıra hepimiz uykusuz geceler geçirebiliriz ancak ideal sağlık tanımı içerisinde sürekli az uyumak diye bir durum yoktur. Tatlı uykular.
www.drnurhayatgul.com