Adalet isteğinden rahatsız olan Ak Partililerin ruh halini anlamaya çalışıyorum, zorlanıyorum.
Sanki ülkede mükemmel bir adalet varmış gibi savunma içindeler. Yargının hali ortada, yargı mensupları yürütmeden bağımsız karar veremiyor, iktidarın istediği kararı veren Hakim terfi ediyor, istemediği kararı veren Hakim cezalandırılıyor. Önüne gelene 'FETÖ' 'PKK' denilerek gözaltılar yapılıyor. Tutukluluk cezalandırmaya dönüşmüş durumda, delilsiz tutukluluklar son hızla devam ediyor. Yürütmeye bağlı yargı muhalifleri sudan bahanelerle gözaltına alıyor, hükümet medyası linç operasyonu ve yargısız infaz yapıyor. Bunun binlerce örneği var, son örneği Büyükada'da bir insan hakları toplantısındaki aktivistlerin iftiralarla gözaltına alınması ve medyatik linçe tabi tutulmasıdır.
Ak Partililerin adalet yürüyüşünden rahatsız olmaması gerekirdi, adalet karşıtlık üreten bir kavram değildir, adalete sarılan ortak paydayı elde eder, bu sözüm her kesim içindir. Ak Partililer yürüyüşü şeytanlaştıracaklarına gidişata baksalardı, belki durumu anlayabilirlerdi.
İşin acı yanı eskiden 'adalet' diyen dindarlarımızın şimdi adalet yürüyüşü ve mitingine en çok kara çalmaya çalışanlar olduğu acı gerçeğidir, bunun için her şeyi kullanıyorlar. Medyayı, Valiliği, algıları, dini...
Eskiden en çok 'adalet 'diyenler ve bu isteği şu an en çok anlaması gerekenler adalet isteğini nasıl karalayacaklarını bilemiyorlar. Bunca zulüm var, keyfi kararlarla aylardır içeride tutulanlar var, bu ortamda mitingde Kılıçdaroğlu'nun adalet isteklerinin hangisinde yanlış vardı? 'Adalet' denilince hemen kimin istediğine odaklanana, herkesin adalet isteme hakkının olduğunu, eleştirilerin kişisel hatalara yönelik olması gerektiğini hatırlatalım. Adalet istemekten daha erdemli olan nedir? Adalet isteğini şeytanlaştıran aslında en büyük kötülüğü kendisine yapmaktadır. Muhtaç olduğunu reddetmektedir.
Kılıçdaroğlu'nun miting manifestosundaki 10 maddesinin 28 Şubat'taki adalet isteğinden farkı neydi?
Farklı olan o günkü zalimlerin koltuğunda oturanların değişmesi mi?
Adalet arayışı niye önemli.? Böyle berbat bir yargı ve ses çıkarmayan milyonlar olduğu için... Adaletin gecikmesi ve aksamasıyla ortaya çıkan vahşetleri kınamakla olmuyor bu işler..! Adalet isteğinin yükselen bir istek olduğu ve hükümetin adaletsizliğinin arttığını görmeyen kaybetmeye mahkumdur, istediği kadar güç sahibi olsun..!
İslamcılar niye boş bir savunma içinde. Dinin onlarda oluşturması gereken adalet duygusundan nasıl olur da bu kadar uzaklaşmış durumdalar? Bunun en başta gelmesi gereken nedeni, oluşması gereken tam ahlak yerine adaleti çiğneyen taraftarlaşmanın ortaya çıkmasıdır. Gözlerini iktidarı kaybetmeme hırsı bürümüş olanlara Emevilerin de bir zamanlar iktidarda olan ve fakat şu anda lanetle anılanlardan olduğunu hatırlatayım.
Niye adalet isteği galip gelecektir? Rizeli Veysel amcalar ağlayarak konuşuyorsa orada haklılık ve engellenemezlik vardır. Niye adalet isteği galip gelecektir? Kokuşmayı savunanların her zaman sonunda yüzü kızaranlardan olacağını biliyorum çünkü.
Zulüm kötüdür ama zulme sessiz kalmak ve iftiralara susan bir topluluk olmak ne kadar kötüdür..! Buna insan hakları savunucularına atılan iftira örnek verilebilir.
Adalet arayışını kişiler üzerinden eleştiren herkese şu teklifi getireyim. Kılıçdaroğlu'nu beğenmiyorsanız, siz bir şey yapın adalet uğruna, 'memlekette hak, hukuk, adalet kaldı' diyebilecek tek kişi olduğunu sanmıyorum.