Referandumun son günlerindeyiz, tüm dünya bizi konuşuyor, Türkiye'de de herkes pazar gününe odaklanmış durumda.
Hem sahada çalışıyoruz, hem de tv ve salon toplantılarıyla HAYIRı anlatmaya çalışıyoruz. Kutuplaştırılmış bir topluluk var, bunların çoğu maalesef evetçi, müthiş bir gerginlik var ve pazar günü ve sonrasında HAYIR çıkması halinde can sıkıcı olayların yaşanabileceğinden endişe ediyorum.
İnsanların büyük kısmı kararını vermiş ama halen kararsız olanlar, bezgin ve ümitsiz olduğu için sandık başına gitmeyecek olanlar var. Erdoğan yılların siyasetçisi olarak büyük risk almayı seçti ve bedeline katlanmamak için daha çok dini argümanlarla dolu bir ayrıştırma yaşatmaya çalışıyor. Bu çaba sanki evet'in geriye düştüğü yargısını güçlendiriyor.
Anket sonuçları genelde bir evet üstünlüğü gösteriyor ama benim şahsi tahminim HAYIR yönünde. Bu bir temenni değiğl, sokaklarda çok yoğun olmasa da bir HAYIR eğilimi gözlemliyorum. Bunca reklam bombardımanına rağmen HAYIRın kazanması bu toplumdan umudumuzu kesmememiz yönünde bir işaret olacak ve ben bu işarete güveniyorum. Mutlaka masa başı sahtekarlıklar olacaktır, bunu her iki taraf için de söylemiş olayım ki hangi gerekçeyle olursa olsun pazar günü vatandaşın oyuna müdahale en büyük ahlaksızlık olur. Mesele sadece sayıca kazanmak değil, bu vesileyle ahlakı kazanmaktır. Yarınlar, geleceğimiz için ahlaki olanı tercih etmemiz çok önemli.
Hak ve Adalet Platformu'nun değerli saha çalışanlarıyla sahadayız. Tüm diğer HAYIR platformları gibi inanılmaz fedakar ve gayretliler, son iki günde de inşaallah harikalar yaratacaklar, sahadaki performansları ve aldıkları karşılık çok umut verici. Başörtülü, sakallı görünümleri ve dinin özü olan hak, adalet, vicdan ve merhametten kaynaklanan söylemleriyle bugünlerde iyice arttırılmış olan iktidarın din istismarına karşı sağlam bir karşı cevap oluyorlar. Hak ve adalet platformu'nun başlattığı İslami muhalefet kısa sürede etkisini daha çok gösterecektir, çünkü her geçen gün toplum iktidarın din istismarını daha iyi anlamaktadır.
Evet çıkması halinde maalesef daha kötü bir Türkiye bizi bekliyor, Sami Selçuk'un "evet diyenler uygulamaya konulduğunda ilk pişman olacak olanlar olacak" sözünü hatırlatıyorum tüm "başkan nasıl olsa bizden olacak" diyenlere.
Hayreddin Karaman'ın inanılmaz sözlerine tekrar vurgu yapmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Bir din alimi buralara düşmemeliydi, "evet demenin farz olduğunu" iddia etmek, telaşla yapılmış bir son dakika hamlesi , ancak bu evet'in zarar hanesine yazılacak. Fanatik bir kesim dışında Türkiye halkı bu tür din istismarına prim vermez. Kampanya başından itibaren evet'çilerin en çok ve en önemli görünürlüğü bu söylem oldu ama en büyük zararı da buradan yaşayacaklar.
Son olarak her seçim öncesi yaptığım gibi seçim tahminimi açıklayayım. 1 Kasım seçimlerinde tahminim sonuçlara çok yakın çıkmıştı, şimdi gaybı Allah bilir ama sahada gördüğüm HAYIR'ın rahat kazanacağı yönünde bir his. Tahminim HAYIR yüzde 56.5, evet yüzde 43.5. Niye bu tahmin, zira havada 7 Haziran kokusu var ve gizli HAYIRcılar var ortada. Ak Parti'nin kemik kitlesinin çok çıkan sesi tüm toplumu anlatmıyor, kusura bakmasınlar.
İnşaallah HAYIRlara vesile olur ve referandum sonucu ne çıkarsa çıksın sonuçta farklı kesimlerin ortak paydada buluşma ihtimalini artırır diyelim. Pazartesi hayırlı haberlerde buluşmak üzere.