Şemdin Sakık\'ın gizli tanık olmaktan vazgeçerek gerçek kimliği ile yaptığı açıklamalar geçen...
Şemdin Sakık'ın gizli tanık olmaktan vazgeçerek gerçek kimliği ile yaptığı açıklamalar geçen haftanın en önemli olayıydı. Sanırım önümüzdeki günlerde de bu ifadeler gündemdeki yerini yine koruyacak. Zira çok önemli bir yeni tavır ile karşı karşıyayız gibi.
Sakık'ın ifadeleri sıradan bir tanığın ifadesi olarak geçiştirilemeyecek kadar önemli. Çünkü önceki yıllarda biz bu filmin bir benzerini, insanların canı üzerinden pazarlananını izlemiştik. Bu ifadelerden sonra sadece itham edilen mağdurlar değil Kürt sorununun çözümünü bu ülkenin en önemli meselesi olarak gören farklı birçok kesimin ortak tepkisinin olması gerekiyordu. Ancak sadece andıçlananların konuyu gündeme aldığını, genel bir suskunluk halinin geçerli olduğunu görüyoruz.
Bu aşamada Pazar günkü önemli makalesinde Cengiz Çandar cevaplanması gereken sorulara iki soru daha eklemişti
"Başbakan, 'Ergenekon'un tuzağına mı düşürüldü?
Şemdin Sakık, 14 yıl sonra tedavüle niçin sürüldü?"
Bunlar önemli sorulardır. Bu soruların başkasının hakkına ve dolayısıyla genel hak kavramına değer veren herkes tarafından cevaplanması gerekir.
Biz de bu soruları genişleterek ve yeni sorular ekleyerek bu pervasızlığın nasıl yapıldığını anlamaya çalışalım.
Sakık niye gizli tanıklıktan açık tanıklığa geçti?
Sakık "Deniz" kod adı ile ifade vermeyi terk etmeyi niye şimdi seçti?
Şimdiki andıcın anlamı nedir?
Ergenekon davasının içinde gizli tanıklık kavramı bir şekilde sabote edilmeye mi çalışılıyor? Bundan sonra gizli tanık olarak ifade verenler değersizleştirilmeye mi çalışılıyor?
Sakık gibi karanlık bir kişi niçin itibarlı bir kişi muamelesi görüyor?
Açlık grevlerine bir başka cenah gizli tanığın kimliğini deşifre ederek mi müdahale etmeye çalışıyor.
28 Şubat döneminde andıçlanan Akit niçin şimdi andıca destek veriyor? Nasıl bir alışveriş yapıldı? Yeni Akit ve Habervaktim gibi sitelere psikolojik savaş içinde cenah sözcülüğünü kim veriyor? Kürt sorunu konusunda duyarlı olduğunu ifade eden islami camialar bu cinayet hazırlığına karşı niçin sessizler? Yeni, Akit ve Habervaktim sitelerinin psikolojik harekat içindeki konumunu aydınlatmamış, merak etmemiş dindarların Kürt sorununun çözümüne aktif katkısı olabilecek mi artık?
Ergenekon gibi derin devleti araştıran bir büyük davanın içinden derin devleti büyük bir cesaretle sorgulayanların itibarsızlaştırılma çabası nasıl olur da çıkar?
MİT Başkanı meselesinde soruşturmanın kendisine uzanacağından öfkelenen Başbakan bu ifadeler karşısında ne hissediyor? Ergenekon davasında bu sefer aydınlar üzerinde bir manipulasyon yapılırken Başbakan'ın tavrı ne olacak? Bu ifadelerin derin devleti sorgulayanlara bir gözdağı olduğunu Başbakan görmüyor mu? Yeni Akit gazetesinin haberlerini, desenformasyonlarını kullanan bir Başbakan kendisini bu ifadelerin neresinde hissediyor? Tehlikenin farkında değil mi?
33 eri öldürerek Kürt sorununda önemli bir kavşak noktasını baltalayan Sakık, bu yeni görevinde nereye kadar gidecek?
Eski andıçtan sonra öldürmeye teşebbüs eden yaralamalar olmuştu? Bu gergin savaş ortamındaki ifadelerden sonra savcılar psikolojik harekat güçlerinin iftiralarına yapılan suç duyurularına takipsizlik kararlarını vermeye devam edecek mi? Kaçıncı defa aynı delkiten ısırılacağız?
Muhtemelen Sakık'ın eline andıç belgesini verenler Sakık'ın iddialarının bu denli çürük çıkmasına yol açacak özensizliği niçin gösterdiler? "İfadelerdeki maddi hatalar gücümüzü azaltmaz, yargısız infaz yaparak pervasızca istediğimizi yapacak kolay gücümüz var" demek mi istediler?
Medyada niçin sadece iftiraya uğrayanlar sesini çıkarıyor? Farklı kesimden niçin bu çok önemli ifadeler için etkili sesler yükselmiyor? İnsaf ve vicdan ehli nerededir?
Kürt sorununda yeni bir döneme mi gireceğiz? 1993 ruhu mu canlandırılmaya çalışılıyor?
Sakık'ın eline andıcı tutuşturanları araştıracak devlet istihbaratı nerede?
Ergenekon, derin devlet davalarının sırtından hançerlenmeye çalışıldığını görmüyor musunuz?
Bu ve benzeri soruları cevaplamazsak bu ülkede sorunların çözümü üzerinde kafa yorduğumuzu söylemeyelim.